Fitili çekip tetiğe basarsan, kaşığın düşmesine izin verdiğinde... odanın 2,4 milyon wattlık ışıkla ve 175 desibel sesle dolmasına 1,5 saniyen kalır. | Open Subtitles | وما إن يتحرر المعدن فإن أمامك ثانية ونصف قبل أن تمتلأ الغرفة بما يعادل وهج 2.4 مليون شمعة وصوت انفجار بقوة 175 ديسيبل |
Buna göre cihazın dinamik aralığı 80 desibel, 30 desibellik gürültü tabanıyla. | Open Subtitles | ووفقا لهذه، النطاق الديناميكي للجهاز ثمانون ديسيبل مع أرضية ضجيج 30 ديسيبل |
İnsanların konuşma sesi... 60 ila 70 desibel arasında gider gelir. | Open Subtitles | أذن .. متوسط صوت الكلام البشري من 60 الى 70 ديسيبل |
Aslında 65 desibel, bu büyük çaplı araştırmanın gürültü ve sağlık alanında bulduğu tüm kanıtların gösterdiği üzere, miyokardiyal enfarktüs tehlikesi için eşik değeridir. | TED | وفي الواقع، فإن 65 ديسيبل هو ذاتها المستوى الذي وجدت هذه الدراسة لجميع الأدلة على الضوضاء والصحة أنه، أنه عتبة لخطر احتشاء عضلة القلب. |
Mahalle sakinleri hiç silah sesi duymadıklarını söylediler biz de silahla ateş sesinin desibel değeriyle araçta dinledikleri müziğin desibel değerini karşılaştırıyorduk. | Open Subtitles | الشاغلون قالوا ذلك هم لَمْ يَسْمُعوا أيّ طلقات نارية، لذا نحن نُقارنُ مستوى ديسيبلِ إطلاقِ النار إلى مستوى ديسيبلَ الموسيقى التي هم كَانوا يَستمعونَ إليهم. |
Bunun 155 desibel ses çıkaran bir sürümünü yaptık. | TED | أنتجنا صيغة بهذا تصدر مئة و خمس و خمسين ديسيبل |
Son dönemde denizciliğin okyanusa her on yılda 3 desibel eklediği tahmin ediliyor. | TED | من المقدر أنّ الشحن البحري قد أضاف 3 ديسيبل من الضوضاء إلى المحيط كُلّ 10 سنوات في العقود الأخيرة. |
Üç desibel, okyanustaki gürültü şiddetinin iki katına çıkması demek. | TED | 3 ديسيبل تعني ضعف حِدّة الضوضاء في المحيط. |
Dalga bir ve üç 70 desibel ve normal. | Open Subtitles | الموجتان واحد وثلاثة طبيعيّتان عند 70 ديسيبل |
- Bazı desibel seviyeleri taşıyor işte. | Open Subtitles | إلى مستويات ديسيبل معينة التي يُمكن أنْ يحملها الأثير. |
Ayrıca 120 desibel üstündeki sesler de sistemi aktif ediyor. | Open Subtitles | وبصوت يفوق 120 ديسيبل ويستطيع أيضاً تفعيل النظام |
Yakınlarda gerçekleştirilen bir çalışmada ABD toplumunun, çevresel gürültüyü beş desibel düşürerek her yıl 3,9 milyar dolar tasarruf edebileceğini göstermiştir. | TED | وجدت دراسة حديثة أن المجتمع الأمريكي بإمكانه توفير 3.9 مليار دولار كل سنة بخفض 5 ديسيبل من معدل الضوضاء المحيطة، فقط عبر توفير تكاليف معالجة أمراض القلب والأوعية الدموية، |
Ateş ettiğinde yetmiş üç desibel ses çıkar. | Open Subtitles | قوته تصل لـ73 ديسيبل عندما يُطلق |
(Gürültülü konuşma) Almanya'da yapılan bu çalışma, sınıflardaki ortalama gürültü seviyesinin 65 desibel olduğunu gösterdi. | TED | (محادثة صاخبة) هذه الدراسة في ألمانيا، وجدت أن مستوى الضوضاء المتوسط في الفصول الدراسية هو 65 ديسيبل. |
İşte bu radyo 2 desibel. | Open Subtitles | هذا هنا 2 ديسيبل |
120 desibel yayıyor. | Open Subtitles | تصدر 120 ديسيبل من الصوت |
Saniyede 50 desibel ve 13 klikle başlıyorum. Şuna bir bak. | Open Subtitles | {\pos(192,180)}سأبدأ بـ13 طقطقة في الثانية عند 50 ديسيبل |
Yüz desibel falan bu! | Open Subtitles | يبدو وكانه 100 ديسيبل. |
Seni duyabileceğini sanmıyorum, Booth. Müzik en az 85 desibel. | Open Subtitles | لا أعتقد أنّه يستطيع سماعك يا (بوث)، شدة صوت الموسيقى 85 ديسيبل على الأقل. |
Kaya matkabının sesi bile bundan 50 desibel düşük. | Open Subtitles | A jackhammer حوالي 50 ديسيبلَ أهدأَ. |