"destansı" - Translation from Turkish to Arabic

    • ملحمية
        
    • ملحمة
        
    • ملحمي
        
    • الملحمية
        
    • الملحمي
        
    • البطولية
        
    • الفوز الأسطوري
        
    • ملحميّة
        
    • بطولية
        
    • ملحميّ
        
    • ملحميه على
        
    • كملحمة
        
    • بطولة
        
    • المبذرون
        
    Atalarımızın, şimdiye kadar yapılmış en destansı yolculuktaki ayak izlerinde, benimle gelin. Open Subtitles كونوا معي في تقفّي أثر أسلافنا في أكثر مغامرة ملحمية تم خوضها
    Bu turta hakkında destansı bir şiir yazmak istiyorum. Open Subtitles أعتزم كتابة قصيدة ملحمية عن هذه الفطيرة المدهشة.
    Resmi yalanların yaldızı ve JFK'in cenazesinin destansı ihtişamı... hepimizin gözlerini bağlar ve akıllarımızı karıştırır. Open Subtitles بريق الكذبة الرسمية وروعة ملحمة جنازة جون كنيدي تخدع الأعين وتشل المفاجأة القدرة على التفهم
    Jane McGonigal: Bu tüm ihtimallere karşın destansı bir zaferin eşiğinde olan birinin yüzü. TED جاين: هذا هو وجه شخص، بخلاف جميع الاحتمالات، على وشك فوزٍ ملحمي.
    Ama bale sadece destansı masallar için değildir. TED لا يقتصر الباليه على القصص الخيالية الملحمية فحسب.
    Hey! aferin, bebek! az önce destansı solomun içine ettin! Open Subtitles حسناً فعلت أيها الجنين خربت لتوّك الغصن الملحمي الخاص بي
    Bu dudakla ilgili destansı bir şiir yazabilirim. Open Subtitles يمكنني أن أكتب قصيدة ملحمية عن هذه الشفة.
    Bazı aşk hikâyeleri destansı değildir; kısa hikâyelerdir. Open Subtitles بعض قصص الحبّ التاريخيه ليسوا بروايات ملحمية بعضها قصصَ قصيرةَ
    Benim için endişelenme destansı hafta sonu planım var. Open Subtitles لاتقلقوا بخصوصي خطّطت لعطلة نهاية أسبوع ملحمية
    Mavi Kazlar bir kıtayı aşacakları o destansı yolculuğa çıkmak üzereler. Open Subtitles عائلة من اوز الثلوج سيبدأون قريبا رحلة ملحمية
    erişilmezliğin destansı bir rahatlaması. Open Subtitles إنها ملحمة تأملية في الأشياء التى لا تدرك
    Bir insan tarafından yazılan en muhteşem dramın açılış rolü. destansı bir hikaye. Open Subtitles من أجل تأسيس قانون أعظم ، دراما مكتوبة بواسطة رجل حكاية ملحمة
    Bu diş ve pençe tarafından verilen destansı hayat hikayesi. Open Subtitles وهي ملحمة قديمة من الحياة تُدار بواسطة الأسنان والمخالب.
    Bu oldukça işe yarar bir şey, çünkü dünyanın destansı bir tarihi var. TED هذا ملائم تمامًا، أيضًا، لأن الأرض لديها تاريخ ملحمي.
    Tarihe geçecek destansı bir kurtuluşun. Bu ipler kaşındırıyor. Open Subtitles خلاص ملحمي والذي يسرد هذه الحبال تشعرني بالحكة
    Ama gerçek şu ki, bugün, destansı bir gün olabilir. Open Subtitles لكن حقيقة الأمر أنه يمكن أن يكون يوم ملحمي
    Ve daha bir ay önce erkeklerle beraber yaptıkları destansı yolculuğu yeniden yapıyorlar. Open Subtitles مكررات الرحلة الملحمية التي قمن بها مع الذكور قبل شهر واحد فقط.
    Bu ördeklerin destansı yolculuğu tüm okyanusları birbirine bağlayan karmaşık ağın taze bir kanıtıdır. Open Subtitles أظهرت رحلة البطات الملحمية تعقيد نظام التيارات
    Tüm zamanların en destansı savaşlarından. Open Subtitles إنها واحدة من أكبر المعارك الملحمية في التاريخ
    Şu destansı mücadeleyi bir düşünün Edward Snowden ile NSA* arasındaki. (ABD'nin milli güvenlik teşkilatı) TED فقط أنظروا لهذا الكفاح الملحمي المشوق حقًا القائم حاليًا بين إدوارد سنودين ووكالة الأمن القومي.
    destansı ölçüde bu Rus yabani ortamı kendi yabanlığını keşfetmeye cesaret edecekler için pek çok sır barındırıyor. Open Subtitles تحتفظ هذه البرية الروسية البطولية بأسرارٍ كثيرة لأولئك الذين يجسرون على استكشاف براريها
    Harikülade olumlu bir sonuç olan destansı zaferin, başarılıncaya kadar mümkün olup olmadığı hakkında hiçbir fikriniz yoktur. TED الفوز الأسطوري هو محصِّلةٌ إيجابيَّةٌ بشكلٍ غير عادي لم تكن لديك أدنى فكرة أنها ممكنة إلى حين أن حققتها.
    Yaşam, benim evimde, iyi ve kötü arasında, destansı bir ruhani savaş olarak tanımlanmıştı. TED في بيتي، كانت الحياة عبارة عن معركة ملحميّة بين الخير والشر.
    Bunlar çeşitli ülkelerden ekiplerin ve uluslararası işbirliğinin onyıllar boyunca süren destansı çabalarının sonucu. TED هذه نتيجة مجهودات بطولية استغرقت عقودا من الزمن لفرق عمل جاءت من مختلف البلدان ولشراكات دولية.
    Bilirsin beni. Asla destansı bir başarısızlık planını kaçırmam. Open Subtitles إنّكَ تعرفني، لا أفوّت فرصة إبتكار خطّة تؤدّي إلى فشلٍ ملحميّ
    Belki de gelmiş geçmiş en destansı parti dedin. Open Subtitles قلتِ لعلها أكثر الحفلات ملحميه على الإطلاق
    Katılacağım kış partisindeki seks kadar destansı olamaz. - Az önce ne dedin? Open Subtitles لن تكون كملحمة المضاجعة التي سأحظها بها بعد الإحتفال الشتوي
    Kulağa aslında olduğundan daha destansı geliyor çünkü radyoizotop termal jeneratör kullanmak için gereken teknoloji o sırada Avrupa'da mevcut değildi yani başka çare yoktu aslında. TED يبدو هذا أكثر بطولة مما هو عليه في الواقع، لأن إمكانية استخدام المولدات الحرارية المشعة لم تكن متوافرة في أوروبا حينها، لذا لم يكن هناك مجال للاختيار.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more