| Bunlar hiçbir zaman, tanımladığı şeylerin her detayını yakalamaz, sadece uygun cevaplar belirlemeye yetecek kadarını alırlar. | TED | فهم لا يلتقطون أبدًا كلّ تفاصيل الأشياء التي يصفونها، بل فقط ما يكفي الدماغ لتحديد الاستجابات الملائمة. |
| Torunumun hayatının her detayını emretmeyi cidden bekliyor olamazsın. | Open Subtitles | لايمكن جدياً أن تتطلعي إلى أن تُملي علينا كل تفاصيل حياة حفيدي |
| Başınıza böyle bir şey geldiğinde bunlar beyninize kazınıyor o akşam yaptığınız her şeyin her detayını hatırlıyorsunuz. | Open Subtitles | عندما يحدث شيء من ذلك القبيل، فإنّه يحترق في الدماغ، كلّ تفاصيل ما حدث في الليلة. لتي سمعت فيها الخبر. |
| Onlara herşeyin en ufak detayını bile anlatmalıydım. | TED | كان يجب علي إخبارهم عن كل تفصيل صغير لكل شي. |
| Ben sana ağzındaki çürük sayısından çekmecesinde kaç tane çorabı olduğuna kadar onun hayatının neredeyse her detayını anlatabilirim. | Open Subtitles | أنا يُمْكِنُ أَنْ أُخبرَك تقريباً كُلّ تفصيل حياتِه، مِنْ كم من التجاويفِ هو يَجِبُ أَنْ الذي يَظْلُّ في ساحبِ جوربِه. |
| Benim anlamadığım sen geçmişinin her detayını bilmene rağmen mahkum olmuş bir suçluyu evime, yatak odama niye yerleştirdin? | Open Subtitles | ولكن أنا لا أفهم لِمَ أدخلت مجرم مُدان في بيتي، وفي غرفتي في حين كنت على معرفة بتفاصيل ماضيها |
| Irak'taki o günün her detayını hâlâ hatırlıyorum. | Open Subtitles | ما زلت أتذكر كل تفاصيل ذلك اليوم في العراق |
| Amerikan hayatının her detayını onlara işledik. | Open Subtitles | دربناهم علي كل تفاصيل الحياة الأمريكية |
| - Ben senin kardeşinim. Ben sana biten evliliğimin her bir çekilmez detayını anlattım. | Open Subtitles | وأخبرتك بكل تفاصيل زيجتي الفاشلة. |
| Sadece birkaç son dakika detayını bekliyorum. | Open Subtitles | أنا فقط أدون بعض تفاصيل الدقائق الأخيرة |
| Bilirsin işte, onun kişisel yaşantısının her detayını bilmem gerekmiyor. | Open Subtitles | تعلمين... لستُ بحاجة إلى أن أعرف "كل" تفاصيل حياتها الشخصية |
| Ben ise hâlâ bir pencerede istediğim hayatı gördüğüm günün her detayını hatırlıyorum. | Open Subtitles | و لكنّ لازال بوسعي إسترجاع كافة تفاصيل اليوم الذي كنت فيه أثناء الحرب حينما رأيتُ الحياة التي أردتها و أنا جالسة بالقرب من النافذة |
| İfadesinin her türlü detayını öğrenmemiz önemli. | Open Subtitles | من الهام ان نحصل على كل تفاصيل شهادتها |
| Bense hayatımın her detayını seninle paylaştım. | Open Subtitles | بينما شاركتك كل تفاصيل حياتي |
| Hayatımın her detayını bilmen şart mı? | Open Subtitles | -هل يجب أن تعرف كلّ تفاصيل حياتيّ؟ |
| Neden kutladığımızın her detayını öğrenmek istemiyor musun? | Open Subtitles | ألا تريدين معرفة كل تفصيل عن العيد الذي تريدين الاحتفال به؟ |
| Kimse binanın tamamını, her bir detayını hatırlayamaz. | Open Subtitles | لاأحد بإمكانه أن يتذكر مبنى كامل ليس كل تفصيل صغير |
| - Burada hepimiz duyduk. Adamların yaptığı işlerin her detayını, son kuruşuna kadar biliyor. | Open Subtitles | سمعناها جميعاً هناك، هي تعرف كلّ تفصيل لعملياتهم وصولا لآخر سنت. |
| Orijinal Craftsman detayını sunuş şekline bayıldım. | Open Subtitles | لقد أحببت كيف أحتفظت بتفاصيل الصنعة الحرفية |
| Coulson bana her ufak operasyonun detayını anlatmakla uğraşmaz. | Open Subtitles | ... لم يزعجني (كولسون) بتفاصيل كل عملية صغيرة |
| Coulson bana her ufak operasyonun detayını anlatmakla uğraşmaz. | Open Subtitles | ... لم يزعجني (كولسون) بتفاصيل كل عملية صغيرة |
| O sızıntının her detayını araştırın. | Open Subtitles | فلتبحثوا في كل تفصيلة تتعلق بذلك التسرب |