| Aynı şeyin yalan detektörü olduğunu iddia eden biri için de söylenebileceğine eminim. | Open Subtitles | ولكني متأكداً أنه يمكن قول الشيء نفسه بالنسبة لشخص يدّعي أنه كاشف للكذب |
| Kocaman bir tüp yetine yarı iletken ince bir katman halinde ve bir gama detektörü işlevi görüyor. | TED | انه ليس مكون من الكثير من الاسلاك ولكن من طبقة رقيقة من مادة أشباه الموصلات التي هي بمثابة كاشف لأشعة جاما |
| Neyse ki yalan detektörü değil, yoksa hiçbirimiz içeri giremezdik. | Open Subtitles | لحسن الحظ انه ليس كاشف سئ والا ماكان أحد منّا دخل |
| Bu kalkanı görmek için basit bir kalkan detektörü olan bir pusula yeterlidir. | Open Subtitles | ولترى الدرع كل ما تحتاجه هو جهاز كشف عن الدرع بسيط وهو البوصلة |
| Cylon detektörü üzerinde çalışıyorsanız, ilk grupta ben de olabilir miyim? | Open Subtitles | ,اذا كنت تعمل علي مكتشف السيلونز فهل يمكن ان يكون انا اول من يجري الاختبار عليه ؟ |
| Burada kızılötesi bir hareket detektörü olacak. | Open Subtitles | هنا، سيكون جهاز كاشف الحركه بالاشعه تحت الحمراء |
| Bir radar detektörü o kasktan çok daha fazla para eder. Bence onu kazıklıyorsun. | Open Subtitles | قيمة كاشف الرادار أكبر من قيمة الخوذة، أنت تغشّه |
| Ama metal detektörü sorumlusunu sinirlendirdiğim kesin. | Open Subtitles | أنا إنزعاج متأكّد الذي الرجل ركض كاشف المعادن. |
| Çatlak detektörü yumurtayı kırmayı başarırsa, böbreğinizdeki taşı da kırabilir. | Open Subtitles | إن نجحت الأمواج الصوتية للجهاز كاشف الصدوع في كسر البيضة فلا بدّ أنها ستفتّت الحصاة في كليتكِ بأمان |
| Hey, sana parti hediyesi olarak karbon monoksit detektörü alacağım. | Open Subtitles | مهلاً ، سأحصل لكِ على كاشف أول أكسيد الكربون لِدشّكِ الحالي |
| Bir yakinlik detektörü. Yoluna bir sey çikarsa bip sesi çikartacak. | Open Subtitles | إنه كاشف للمسافات، وسيصدر صافرة لو أن شيئاً في طريقكِ |
| Saha ekibini radyasyon detektörü ile inceleyebilirim. | Open Subtitles | أستطيع التحقّق من فرقنا الميدانيّة عن طريق كاشف الأشعّة |
| Lakin 2009'da inanılmaz duyarlı parçacık detektörü onun ilk belirtilerini yakaladı. | Open Subtitles | حتى أنه كثير من العلماء قد شكوا في وجوده ولكن في سنة 2009 هناك كاشف للجسيمات أكتشف لمحة منه |
| Buraya çıkarken lobide bir metal detektörü gördüm. | Open Subtitles | يجب أن أدخل من كاشف المعادن في الإستقبال |
| 2011'de bu bina yandığında yangının başladığı yerdeki duman detektörü devreye girmedi. | Open Subtitles | عندما أحرق هذا المبنى عام 2011 كاشف الدخان في الوحدة حيث أشتعل الحريق لم يعمل |
| Anladığım kadarıyla radar detektörü, radarları tespit eder! | Open Subtitles | -لأن كاشف الرادار -حسب فهمي يكشف الرادار! |
| Annenin arabasında radar detektörü... sürüş kontrolü var değil mi? | Open Subtitles | سيارة أمك لديها سیبی، كاشف الرادار ... التحكم في التطواف، الاختيار. |
| Okulda hâlâ metal detektörü var mı? | Open Subtitles | أما يزال جهاز كشف الأدوات الحديدية بمدرستكم؟ |
| Tanecik detektörü nasıl gidiyor? | Open Subtitles | كيف تجري الأمور مع مكتشف الجسيمات؟ |
| C.I.A. insan detektörü için sürpriz. | Open Subtitles | مفاجأة لكاشف النبض الكبير بالمخابرات |
| Duman detektörü doğu kuledeki bu boş odalarda. | Open Subtitles | كاشفات الدخان موجودة في هذه الغرف الخالية من البرج الشرقي |
| Sigara detektörü yok! Hadi orada içelim! | Open Subtitles | لا يوجد مستكشف دخان هيا بنا للداخل |