Biraz uzakta, kocaman ama kırılamaz yumurtalarla dolu korumasız bir deve kuşu yuvası gözüne çarpıyor. | TED | من مسافة قصيرة، يلاحظ عُشّ نعامة غَيْر مَحْمِيّ، مَلِيء ببيضٍ ضَخْم لا يمكن كسره. |
Bence dev bir deve kuşu saldırısı olduğuna ikna edebilirsin. | Open Subtitles | أنا متأكدة أنَّهُ بإمكانكَ إقناعه أنَّهُ تمّت مُهاجمته مِن قبل نعامة كبيرة. |
Sence bir deve kuşu kamptan buraya kadar gelebilir mi? | Open Subtitles | هل تظن بأن النعام يستطيع أن يأتي طوال الطريق من مزرعة الاختيار الصائب |
Tamam o zaman. Irkçı deve kuşu çitini yapacağım. | Open Subtitles | لا بأس اذاً ، سأبني حظيرة لطيور النعام العنصرية |
Annenin deve kuşu çiftliğinde tıkılıp kalmak istemiyorum. | Open Subtitles | هذا عمل أفضل يابني لا اريد العمل في مزرعة النعامات كما قالت أمك |
Bu deve kuşu yumurtasını alıp tekrardan kıçına itebilir miyiz? | Open Subtitles | هل يمكن أن تعيدي هذه البيضة وتدفعيها في مؤخرة النعامة |
Sence bir deve kuşu kamptan buraya kadar gelebilir mi? | Open Subtitles | أتظن ان نعامة تستطيع المجيئ من مزرعة "الخيار الصائب" الى هنا؟ |
Eğer deve kuşu olsaydı, on dört metre bekleyecektin. | Open Subtitles | لو كان نعامة لٔاصبح طوله 46 قدماً |
Kahrolası bir deve kuşu olmadığı kesin. | Open Subtitles | اكيد انها ليست نعامة لعينة |
deve kuşu yumurtası değerli bir ganimet ama buradaki en sağlam yumurtadır ve kırması çok zordur. | Open Subtitles | بيضة النعام ستكون وجبة مغذّية لكنها أقوى بيض السهول و يصعب كسرها |
Gümüş renkli elbiselerimin içinde ve deve kuşu tüylerimleyle... kraliyet prenslerinin ağızlarının suyu akardı. | Open Subtitles | عندما كان لدي فستاني الفضي وريش النعام |
Ama bana bir iyilik yapın ve kardeşime buralarda bir deve kuşu olduğundan bahsetmeyin. | Open Subtitles | لا تذكر لأخي بأنه يوجد طيور النعام هنا |
deve kuşu başını kuma gömer bazen de bayrağa. | Open Subtitles | يدفن النعام رأسه في الرمال... و أحيانا في الرايات... . |
deve kuşu yetiştirebilirsin. | Open Subtitles | بامكانك أن تقوم بتربية النعامات |
Karşınızda yüce deve kuşu. | Open Subtitles | شاهدوا النعامات الرائعه |
deve kuşu, kanatlarını yavrularına gölge yapmak için kullanıyor. | TED | النعامة تمد جناحيها فوق عشها لتظليل صغارها. |
Sanki yavrusunu koruyan bir deve kuşu tarafından kovalanıyordum. | Open Subtitles | لقد كان الأمر وكأنني أطارد من قبل النعامة الأم التي كانت تحاول حماية صغارها |