"dg" - Translation from Turkish to Arabic

    • دان
        
    • وديعة
        
    DG: Evet. Bir kaç unsur var ve birçoğunu yakaladın. TED دان: أنها عدة أشياء، وقد قلت بعضاً منها.
    DG: Bildiğin gibi, her şey hakkında evrimsel açıklamalara gitmek konusunda en kuşkucu olanlar yine evrimsel psikologların kendileridir. TED دان: حسناً، تعرفون ، الناس الذين هم أكثر تشككاً حول القفز للتحليل التطوري لكل شئ هم علماء النفس التطوريين أنفسهم.
    DG: Aşırı büyük. Yani, bak, TED دان: أنها مضخّمة. أعني، أنتبه.
    Tabii bu olursa, hepimiz aptal durumuna düşeriz, ama yoksulluk, yani biraz -- DG: Bu doğru olsaydı bile, yine de yoksulluktan dolayı daha fazla insan ölüyor. TED اذا وضح أنه خاطئ، سنبدو أغبياء، لكن مع الفقر أنها قليلاً -- دان: حتى اذا كنت محقاً، ما يزال أناس أكثر يموتون من الفقر.
    Çünkü işte burada, DG Trust Hallward için geçerli bir vekâletnamesi var. Open Subtitles -مذكورٌ هنا أنها وديعة (د.ج . ). إنها قوّة المحاماة الحالية الخاصة بـ (هولوورد).
    DG Trust'ın kulübe çok yakın bir sanat galerisi var. Open Subtitles وديعة (د.ج.) بها معرض فنيّ على مَقرُبة من النادي.
    DG: Tabii ki. Bu saldırının en kötüsü olduğunu bilseydik ki, daha pek çok 30 kişilik otobüs olayları yaşanacak, yaşanabilir -- bu kadar fazla korkmuyor olabilirdik. TED دان: نعم، بالطبع. لذا، اذا عرفنا أن تلك كانت أسوأ الهجمات التي يمكن أن تحصل، ربما تكون هناك حافلات أكثر وأكثر ل 30 شخصاً -- سنكون على الأرجح ليس قريبين من الخوف الشديد.
    DG: Ah, sana, onları ikna etmen için. TED دان: أه، نصيحة لك لتقنعهم.
    DG: İsrail'e git. Anlıyorsun, İsrail'e git. Bir alışveriş merkezi patlar, ve sonra herkes üzülür, ve bir buçuk saat sonra -- en azından ben oradayken, alışveriş merkezinden 50 metre uzaktayken patladığında -- otelime geri döndüm ve önceden planlanan düğün hala devam ediyordu. TED دان: حسناً، أذهب الى إسرائيل. تعرف، أذهب الى إسرائيل. وينفجر متجر، وعندها يغضب الجميع لذلك، وبعد ساعة ونصف لاحقاً -- على الأقل حينما كنت هناك، كنت على بعد 150 قدماً من متجر عندما أنفجر -- رجعت الى فندقي وكان حفل العرس المخطط له ما يزال قائماً.
    Çok teşekkürler. (Alkışlar) DG: Yani, hayır, çok güzel bir nokta. Burada bakılması gereken, kazanma beklentisinin verdiği mutluluk acaba çekilişten bir gün sonraki hayal kırıklığına eşit mi? Çünkü hatırlayın, piyango bileti almayanlar, sonraki günde kendilerini kötü hissetmediler, çekiliş sırasında harika hissetmemiş olsalar bile. TED شكراً جزيلاً لك. (تصفيق) دان: حسناً، لا، أنها نقطة عظيمة. تظل غير مرئية سواء متعة التوقع تتساوى بالضبط مع كمية الإحباط بعد اليانصيب. لأنه تذكر، حتى الناس الذين لا يشترون تذاكر لا يشعورن بفظاعة في اليوم التالي رغماً عن ذلك لا يشعرون بالفرحة خلال السحب.
    Tavsiyeniz var mı? (Gülüşmeler) DG: Senin için mi onlar için mi? TED (ضحك) دان: نصيحة لك أم لهم؟
    DG Trust mı? Open Subtitles وديعة (د.ج.)؟ حقًّا؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more