Genel hakların merkezinde hiçbir mezhebin diğerine üstünlük kuramayacağı ilkesi yatar. | Open Subtitles | فكرة حقوق الجماعة هي أنه ليس . لجماعة السيطرة على الأخرى |
Bir tarafa fırtınalı okyanus diğerine de gökkuşağı koydun mu iş bitmiştir. | Open Subtitles | ضع عاصفة محيطية في ناحية ،و قوس قزحِ في الناحية الأخرى وانتهينا |
Bak güzelim, sana şunu söyleyeyeyim bir Siyah Latin kadından diğerine. | Open Subtitles | أولاً، دعيني أخبرك يا عزيزتي أولاً كلمة من لاتينية سوداء لأخرى |
Eğer ikinizden birini diğerine sataşırken yakalarsam ikramiyesi diğerine verilecek. | Open Subtitles | إن أمسكت أحداً منكما يتمشكل مع الآخر سأمنح الزيادتين للآخر. |
35 kg ağırlığında ve bir yerden diğerine taşınması gerekiyor. | Open Subtitles | وزنه حوالى 75 رطلاً ويحتاج أن ينقل من مكان لأخر |
Durum şu, her ebeveyn diğerine göre daha uygun verici oluyor. | Open Subtitles | المقصد هو، عادة والد واحد يكون أفضل نصف مطابق من الأخر |
California'da iki ibne ayrıldığı zaman, biri, diğerine nafaka veriyor. | Open Subtitles | عندما ينفصل اثنين من الفقراء فى كاليفورنيا يدفع احدهما نفقة الاخر. |
Bir kadınla gönlünü eğlendirip sonra şerefsizliğini konuşturup diğerine atlamaya çalışıyorsun! | Open Subtitles | تقوم بالأنشغال بأمرأة واحدة احاول بأن أكون فظاً لأنشغل مع الأخرى |
Biriniz, diğerine bir şekilde zarar vermeyi planlarsa hemen araya girmez miydi? | Open Subtitles | وإذا كانت أي منكن تُخطط لإيذاء الأخرى بأي طريقة، ألن تتوسّط بينكن؟ |
Bir barda diğerine kıyasla bu kadına yanaşırdım. | TED | سأفضل الاقتراب منها في البار على الاقتراب من الأخرى. |
İki grup insan alıyorsunuz ilgili özellikleri birbiriyle aynı olan. Bir gruba öleceklerini hatırlatıp, diğerine bir şey söylemiyor ve davranışlarını karşılaştırıyorsunuz. | TED | تأخذ مجموعتان من الناس والذين هم متشابهين في كل النواحي و تذكر مجموعة بأنها ستموت لكن لاتذكر المجموعة الأخرى ثم تقارن سلوكهم. |
Bir okuldan diğerine, bir koruyucu aileden ötekine koştururken arada kaynadı gitti. | Open Subtitles | لكي انتقل من مدرسة للتي بعدها من رعاية لأخرى لم تتناسب معي |
yakıt giderleri de buna dahil. Bu insanlık tarihinde, bir gruptan diğerine yapılan en büyük servet transferi. | TED | لكنه أكبر انتقال للثروة، من مجموعة لأخرى في تاريخ البشرية. |
Bir düşünün: Pazarlamacılar tüm zamanlarını bizi bir markadan diğerine döndürmekle harcar. | TED | فكروا في ذلك: المسوقون يقضون كل وقتهم ليجعلونا نتحول من علامة تجارية لأخرى. |
- Evet. İkimiz de diğerine hiçbir şey söylemeden tek başına halledecekti. | Open Subtitles | نعم، ننطلق فجأة على انفراد كالذئاب دون أن يقول أحدنا شيئاً للآخر |
Sonuçta bir babadan diğerine tavsiye her zaman oğluna inanmalısın. | Open Subtitles | إذا من والد لأخر يجب عليك دائما ان تؤمن بأبنك |
...henüz bir diğerine benzeyen tek bir yaban arısı bile bulamadım. | Open Subtitles | وجدت أن دبور الغال الواحد متشابه مع الأخر |
Birine inanmadan diğerine inanamazsın. | Open Subtitles | تستطيع ان تؤمن بواحد وان تتخلى عن الاخر. |
Malcolm McLean, bir ülkeden diğerine taşınıyordu ve çalışanların kutuları bir gemiye neden bu kadar geç yüklediklerini düşünüyordu. | TED | كان مالكوم ماكلين منتقلاً من بلدٍ إلى آخر وكان يتساءل لماذا استغرق هؤلاء وقتاً طويلاً لنقل الصناديق إلى السفينة. |
Her tatil sonunda, topluluğa hoşçakalın demek zorunda kalıyordum, bir evden diğerine giderek. | TED | عند انتهاء كل عطلة أضطر لأن أقول وداعاً لمجتمعي أذهب من مجمع لآخر |
Obama'nın pek çok fotoğrafını tek tek gösterdik ki, bu sayede insanlar bir fotoğraftan diğerine değiştirdiğimiz tek şeyin yapay olarak ten rengini biraz aydınlatıp kararttığımızı fark etmesinler. | TED | قدّمنا العديد من الصور الفوتوغرافية لأوباما واحدة تلو الأخرى، لذلك لم يلاحظ الناس أن ما كنا نغيره، من صورة للأخرى قمنا بإضاءة أو تعتيم درجة لون بشرته بطريقة مفتعلة. |
Birinin diğerine üstünlüğü değil dikkate almalarını istediğim. | TED | لا أطلب الصدارة الكاملة لاحداها على الاخرى |
Bir çocuğun burnunu kırmış. diğerine beyin sarsıntısı geçirtmiş. | Open Subtitles | كسر أنف أحد الأولاد و تسبب للأخر بإرتجاج |
Bir amacını unutup, diğerine odaklanmanı anlayamıyorum. | Open Subtitles | أنا فقط لا يمكني معرفة عندما تبدأ معكِ قضية تنتهي الآخرى |
Bana öyle geliyor ki, bu dünyadaki hayatı diğerine nazaran daha iyi. | Open Subtitles | يبدو أنّ لديها حياه أفضل في هذا العالم من حياتها بالعالم الآخر. |
Bir sayfaya her geldiklerinde rastgele seçilmiş bir bağlantıyla diğerine geçecekler. | TED | في كل مرة تصل فيها إلى موقع ما، ستنتشر خلال رابط أختير بعشوائية للذي يليه. |
Burma halkı şimdi bir imparatorluktan diğerine geçmişti. | Open Subtitles | لقد توجب على الشعب البورمى من الأن أستبدال رمزه الأمبراطورى بأخر |