"dilemeye" - Translation from Turkish to Arabic

    • للإعتذار
        
    • لأتمنى
        
    • لأعتذر
        
    • للأعتذار
        
    • لتقديم
        
    • للاعتذار
        
    • للإعتِذار
        
    • لأقول لك
        
    • لتعتذر
        
    • لتتمنى
        
    • بالإعتذار
        
    • معتذرًا
        
    • لاعتذر
        
    • لانني سأحطمك
        
    Peki, sorun değil. Çin Mahallesinde olanlar için özür dilemeye geldim. Open Subtitles إسمع, لقد جأت فقط للإعتذار عن ما حدث في الحي الصيني
    Ama gerçekten hak etmeyen birinden özür dilemeye razı mısın? Open Subtitles لكن أأنتِ مُستعدّة للإعتذار لشخص ما لا تستحقّ ذلك حقاً؟
    Okulundaki ilk gününde torunuma şans dilemeye geldim. Open Subtitles أتيت لأتمنى الحظ لحفيدتي في يومها الأول في المدرسة
    İster inan, ister inanma ben de senden özür dilemeye geliyordum. Open Subtitles لقد كنت في طريقي إليكِ لأعتذر لكِ لا أعرف ماذا دهاني
    -Tamam, özür dilemeye geldi.... ...tatmin olmadı ve işi bir üst seviyeye taşıdı. Open Subtitles حسناً جاء للأعتذار وجده غير مرضي فأخذ الأمر للمستوى التالي أنا
    Şehrin öbür ucundan yarım ağızla baş sağlığı dilemeye gelmediğini biliyorum. Open Subtitles وأنا أعلم أنك لم تقطع هذه الطريق إلى المدينة لتقديم تعازيك الفاترة
    Kafam karıştı şimdi. Dünden dolayı özür dilemeye mi geldiniz? Open Subtitles أنا مشوش قليلاً، أنتِ هنا للاعتذار بشأن ما حدث بالأمس؟
    Aslında, her şey için özür dilemeye gelmiştim. Open Subtitles في الحقيقة ، أنا كنتٌ فقط آتي للإعتذار عن كل شيء
    Özür dilemeye hazır olduğunda, ben de dinlemeye hazırım. Open Subtitles عندما تكون جاهزة للإعتذار أنا جاهزة للاستماع
    Özür dilemeye geldim ve beni durduran siniri bırakmaya. Open Subtitles أتيت للإعتذار والتخلي عن الغضب الذي كان يقيدني
    Yarın için iyi şanslar dilemeye gelmiştim. Open Subtitles أسكت لقد توقفت هنا لأتمنى لك حظاً سعيداُ بالغد
    Buraya ikinize bol şans dilemeye geldim. Open Subtitles أتيتُ لأتمنى لكما معاً حظاً سعيداً.
    Her neyse. Özür dilemeye geldiğimi biliyorsun. Sahi mi? Open Subtitles إسمع علي أن أكون واضحه لقد أتيت لأعتذر منك أوه حقاً؟
    Özür dilemeye geliyordum, ve... Open Subtitles لم أكن أقصد ما حدث هنا كنت قادماً لأعتذر و
    Şüphe duyduğun için özür dilemeye geldin diye umuyorum. Open Subtitles أسمع , كنت اّمل بأنك أتيت الى هنا للأعتذار بشأن الشكوك
    Ayrıca baş sağlığı dilemeye ve durumunu sormaya geldim. Open Subtitles جئت أيضاً لتقديم التعازي وللاستفسار عن قلبك
    ...ama buraya sadece aramızda geçenler için özür dilemeye gelmedim. Open Subtitles ولكن انا لست هنا فقط للاعتذار بخصوص ما حدث بيننا
    Aslında tatlım özür dilemeye zamanın olabildiğine şaşırdım. Open Subtitles هو كَانَ غير ملائمَ. أوه في الحقيقة عسل أَنا مُفاجئُ كَانَ عِنْدَكَ وقتُ حتى للإعتِذار.
    - Ben de iyi geceler dilemeye geliyordum. Open Subtitles -كنتُ سأعرجُ عليك لأقول لك ليلة سعيدة
    Bu çok kötü. Amy daha sonra özür dilemeye gelecek. Open Subtitles هذا يبدوا سيء أيمي ستأتي اليكم فيما بعد لتعتذر
    Bana mutlu Noeller dilemeye gelmedin değil mi? Open Subtitles أنت لست هنا لتتمنى لي عيد ميلاد مجيد، أليس كذلك؟
    Bize iyi bir kira ücreti vererek gerçekten çok yardım ediyorsun, ama özür dilemeye devam etmeye çekinme. Open Subtitles أنت حقاً تساعدنا بإعطائنا صفقة جيدة للإيجار . لكن ، إشعر بالراحة بإستمرارك بالإعتذار
    Sakın özür dilemeye kalkma. Open Subtitles حسن.. إيّاك والموت معتذرًا
    Özür dilemeye. Benimle geliyor musun? Open Subtitles انا ذاهب لاعتذر هل ستاتي معي ؟
    Yerinde olsam merhamet dilemeye başlardım. Open Subtitles لو كنت مكانك لبدأت بالدعاء لانني سأحطمك الان

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more