Peki, sorun değil. Çin Mahallesinde olanlar için özür dilemeye geldim. | Open Subtitles | إسمع, لقد جأت فقط للإعتذار عن ما حدث في الحي الصيني |
Ama gerçekten hak etmeyen birinden özür dilemeye razı mısın? | Open Subtitles | لكن أأنتِ مُستعدّة للإعتذار لشخص ما لا تستحقّ ذلك حقاً؟ |
Okulundaki ilk gününde torunuma şans dilemeye geldim. | Open Subtitles | أتيت لأتمنى الحظ لحفيدتي في يومها الأول في المدرسة |
İster inan, ister inanma ben de senden özür dilemeye geliyordum. | Open Subtitles | لقد كنت في طريقي إليكِ لأعتذر لكِ لا أعرف ماذا دهاني |
-Tamam, özür dilemeye geldi.... ...tatmin olmadı ve işi bir üst seviyeye taşıdı. | Open Subtitles | حسناً جاء للأعتذار وجده غير مرضي فأخذ الأمر للمستوى التالي أنا |
Şehrin öbür ucundan yarım ağızla baş sağlığı dilemeye gelmediğini biliyorum. | Open Subtitles | وأنا أعلم أنك لم تقطع هذه الطريق إلى المدينة لتقديم تعازيك الفاترة |
Kafam karıştı şimdi. Dünden dolayı özür dilemeye mi geldiniz? | Open Subtitles | أنا مشوش قليلاً، أنتِ هنا للاعتذار بشأن ما حدث بالأمس؟ |
Aslında, her şey için özür dilemeye gelmiştim. | Open Subtitles | في الحقيقة ، أنا كنتٌ فقط آتي للإعتذار عن كل شيء |
Özür dilemeye hazır olduğunda, ben de dinlemeye hazırım. | Open Subtitles | عندما تكون جاهزة للإعتذار أنا جاهزة للاستماع |
Özür dilemeye geldim ve beni durduran siniri bırakmaya. | Open Subtitles | أتيت للإعتذار والتخلي عن الغضب الذي كان يقيدني |
Yarın için iyi şanslar dilemeye gelmiştim. | Open Subtitles | أسكت لقد توقفت هنا لأتمنى لك حظاً سعيداُ بالغد |
Buraya ikinize bol şans dilemeye geldim. | Open Subtitles | أتيتُ لأتمنى لكما معاً حظاً سعيداً. |
Her neyse. Özür dilemeye geldiğimi biliyorsun. Sahi mi? | Open Subtitles | إسمع علي أن أكون واضحه لقد أتيت لأعتذر منك أوه حقاً؟ |
Özür dilemeye geliyordum, ve... | Open Subtitles | لم أكن أقصد ما حدث هنا كنت قادماً لأعتذر و |
Şüphe duyduğun için özür dilemeye geldin diye umuyorum. | Open Subtitles | أسمع , كنت اّمل بأنك أتيت الى هنا للأعتذار بشأن الشكوك |
Ayrıca baş sağlığı dilemeye ve durumunu sormaya geldim. | Open Subtitles | جئت أيضاً لتقديم التعازي وللاستفسار عن قلبك |
...ama buraya sadece aramızda geçenler için özür dilemeye gelmedim. | Open Subtitles | ولكن انا لست هنا فقط للاعتذار بخصوص ما حدث بيننا |
Aslında tatlım özür dilemeye zamanın olabildiğine şaşırdım. | Open Subtitles | هو كَانَ غير ملائمَ. أوه في الحقيقة عسل أَنا مُفاجئُ كَانَ عِنْدَكَ وقتُ حتى للإعتِذار. |
- Ben de iyi geceler dilemeye geliyordum. | Open Subtitles | -كنتُ سأعرجُ عليك لأقول لك ليلة سعيدة |
Bu çok kötü. Amy daha sonra özür dilemeye gelecek. | Open Subtitles | هذا يبدوا سيء أيمي ستأتي اليكم فيما بعد لتعتذر |
Bana mutlu Noeller dilemeye gelmedin değil mi? | Open Subtitles | أنت لست هنا لتتمنى لي عيد ميلاد مجيد، أليس كذلك؟ |
Bize iyi bir kira ücreti vererek gerçekten çok yardım ediyorsun, ama özür dilemeye devam etmeye çekinme. | Open Subtitles | أنت حقاً تساعدنا بإعطائنا صفقة جيدة للإيجار . لكن ، إشعر بالراحة بإستمرارك بالإعتذار |
Sakın özür dilemeye kalkma. | Open Subtitles | حسن.. إيّاك والموت معتذرًا |
Özür dilemeye. Benimle geliyor musun? | Open Subtitles | انا ذاهب لاعتذر هل ستاتي معي ؟ |
Yerinde olsam merhamet dilemeye başlardım. | Open Subtitles | لو كنت مكانك لبدأت بالدعاء لانني سأحطمك الان |