| Babam yahudi, ama Dalai Lama olmayı diliyor. | Open Subtitles | أبي كان يهوديا ولكنه كان يتمنى أنه الدالاي لاما |
| Morbo, bu cesur göçebelere Hollanda lalelerinde huzur bulmalarını diliyor. | Open Subtitles | موربو يتمنى لهذه السلاحف المهاجرة أن تجد السلام بين زهور التوليب الهولندية |
| Ancak baba bunu yapmak zorunda olmamayı diliyor ancak, ancak bir baba olarak bu zorunluluğu kabulleniyor. | Open Subtitles | الأب يتمنى بأنه لم يكن مضطراً لفعل ذلك, و لكن قبل بذلك لأنه يتوجب عليه ذلك بناء على دوره كأب |
| Ve o, sadece özlemini çektiği şeyleri hatırlamayı diliyor. | Open Subtitles | وهو يتمنى ان يستطيع تذكّر الأشياء التي ندم عليها. |
| Herkes aynı şeyi mi diliyor, yoksa? | Open Subtitles | ماذا ؟ هل يتمنى الجميع ذلك أو شيئا من هذا القبيل ؟ |
| Ama bir yanın da müdahale etmiş olmayı diliyor. | Open Subtitles | لكن على الاغلب هناك جزء فيك يتمنى لو كان بأمكانك التدخل |
| Buradaki herkes sana bol şans diliyor demek. | Open Subtitles | اعني بأن كل واحد هنا يتمنى لك كل الحظ كل الحظ الذي بالعالم |
| Herkese nasıl olduklarını göstermeyi diliyor. | Open Subtitles | إنه يتمنى أن يُري الجميع كيف يبدون حقًا وأنا يجب أن أهتم بفعله هذا.. |
| Paris'te olduğunu söyledi ama gerçekten orayı hiç görmemiş ve Tahiti'de kalmış olmanı diliyor. | Open Subtitles | لقد أخبرني أنه ذهب إلى باريس ولكنه لم يستمتع برؤيتها حقاً وأنه يتمنى لو أنك بقيت في تاهيتي |
| Herkes Georgia Elektrik'e mutlu noeller diliyor. | Open Subtitles | الجميع يتمنى لشركة للكهرباء عيد سعيد |
| Mürettebat sana iyi şanslar diliyor. | Open Subtitles | الطاقم يريد ان يتمنى لك رحلة طيبة |
| Nasıl hissettiğini ona göstermeni diliyor sadece. | Open Subtitles | كان يتمنى أن تظهري له شعوركِ الدفين |
| Her ikinizle de bir günü daha olmasını diliyor. | Open Subtitles | إنه يتمنى أن يحظى بيوم واحد معكما |
| O yalnızca konuşmanızı diliyor. | Open Subtitles | أنه يتمنى أن يكون بإمكانكم أن تتحدثوا |
| Ama sana bol şans diliyor, dostum. | Open Subtitles | لكنه يتمنى لك الحظ الوفير يا صاح |
| Ajan Bloom partiden keyif alıyor olmanızı diliyor. | Open Subtitles | وكيل بلوم يتمنى ان تستمتعوا بالحفل |
| Bana öğle yemeğinde şans diliyor | Open Subtitles | يتمنى لي الحظ الطيب في حفلة الغذاء |
| Bir gün bir dilek diliyor ve ejderhaların annesiyle tanışıyor. | Open Subtitles | يتمنى أن يتعرف على أم التنانين |
| Balığın sana mutluluklar diliyor. | Open Subtitles | إن حوتك يتمنى لك عوادة سعيدة |
| Kont geciktiği için kendisini bağışlamanızı diliyor. Normalde çok dakiktir. | Open Subtitles | الكونت يتأسف لكونه متأخر هو دائماً يكون على الموعد |
| İyi şanslar diliyor ve tüm o şeyleri söylerken öleceğimizi düşünüyordu. | Open Subtitles | إنه يرسل تمنياته لنا بالحظ السعيد وكل تلك الاشياء التي يقولها عندما يعتقد أننا سنموت |