"dinlensin" - Translation from Turkish to Arabic

    • ترتاح
        
    • يرتاح
        
    • يستريح
        
    • تستريح
        
    • استراحه
        
    • الراحه
        
    • اريحي
        
    • يسترح
        
    • ليرتاح
        
    • ليستريح
        
    Hey. Biraz dışarıda bekler misin? Annen dinlensin. Open Subtitles أيمكنك أن تنتظري بالخارج لكي ترتاح أمك ؟
    Yorgun olduğunu düşündüm. dinlensin dedim böyle olacağını ne bileyim? Open Subtitles ,فقلت في نفسي دعها ترتاح لابد أنها مُجهدة كيف لي أن أعرف؟
    Adamı bırakmadın dinlensin o kadar tuğlayı adama teker teker... Open Subtitles أثناء البناء طوبه طوبه انت لم تسمح له بأن يرتاح
    Biraz dinlensin. Su bulmalıyız. Günde üç yudum suyla kürek çekilmez. Open Subtitles دعه يرتاح , لابد ان نجد ارض وماء لا نستطيع التجديف ثلاث فترات فى اليوم
    Hastayı odasına götürün dinlensin. Open Subtitles الأفضل أن يؤخذ إلى غرفته الآن وندعه يستريح
    Ver bakayım bana biraz, annesi dinlensin biraz. Open Subtitles اعطيني إياها فقط، عزيزتي، فلنترك الأم ترتاح
    Şöyle bir baktım. Çok huzurlu görünüyordu, dinlensin dedim. Open Subtitles لذا، نظرتُ نحوها، فكانت تبدو غارقة في النوم، لذا سمحت لها أن ترتاح.
    "dinlensin, hafızası yavaş yavaş geri gelir" dediler. Open Subtitles قالوا إن عليك أن ترتاح وستعود ذاكرتك ببطء
    Bırak biraz dinlensin. Sonra düşünürüz. Open Subtitles دعها ترتاح عدة أيام حتى ننظر في أمرها
    Annen biraz dinlensin artık. Open Subtitles يتوجب على والدتك أنّ ترتاح قليلاً
    Hayır hayır. Bırak dinlensin. Elimden geldiğince çabuk gelirim. Open Subtitles دعيها ترتاح سآتي قريباً أن أستطعت
    Hemşireler ve doktorlar ellerinden geleni yapıyorlar. Bırak dinlensin. Open Subtitles الممرضات والأطباء يبذلون مابوسعهم وأنتِ يجب عليكِ ان تدعيه يرتاح
    Biz senden kemik iliği alırken, bırak kardeşin biraz dinlensin. Open Subtitles دع أخوك يرتاح حتي نأخذ منك بعض النخاع
    Peki. O halde bırakayım da dinlensin. Open Subtitles . حسنٌ, ان فقط سوف اتركه يرتاح إذن
    Ne dersiniz hasta biraz dinlensin mi? Open Subtitles ما رأيكم لو نترك المريض يرتاح ؟
    Hayır, biz gidelim ki ağabeyim iyice dinlensin. Open Subtitles كلا ، نحنٌ يجب ان نغادر ونخبر هيونج أن يستريح جيداً
    dinlensin ya da dinlenmesin onu hemen görmem gerek. Open Subtitles أحتاج لرؤيته الآن، يستريح أو لا يستريح. انظر، أنا آسف حقا، ولكن...
    Evet, sadece uyuyor. Bırakalım dinlensin. Open Subtitles نعم , انه نائم فحسب سوف ندعه يستريح
    Bırak dinlensin...uzun yoldan gelmiş olmalısınız. Open Subtitles دعها تستريح ، يبدو انكما سرتما لوقت طويل.
    Sakin ol, boğazın dinlensin. Open Subtitles اهداء ارجوك اعطى استراحه لحنجرتك
    Herkes bu gece biraz dinlensin. Open Subtitles على الجميع ان يحصل على بعض الراحه الليله
    Gözlerin dinlensin. Open Subtitles لديك برد اريحي عينيك
    Bırakalım da dinlensin. Open Subtitles لابد أن ندعه يسترح
    Onu eve götürüp yatırın, biraz dinlensin. Bir şey yemek isterse, hafif şeyler verin, çorba gibi mesela. Open Subtitles لتأخذيه للمنزل ليرتاح في فراشه إن أراد تناول شيء خفيف, حساء
    İzin verin Şah dinlensin. Gelişmelerden sizi haberdar edeceğiz. Open Subtitles اتركوا لامبراطور ليستريح وسنعلمكم بحالته أولاَ بأول

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more