"diyaloğa" - Translation from Turkish to Arabic

    • الحوار
        
    • حوار
        
    Fakat, Lauran'a sorular sormak, gerçek bir anlayışa ulaşmak için diyaloğa girmemize yardımcı oldu. TED ولكن من خلال طرح أسئلة على لورين، استطعنا استخدام الحوار للوصول إلى تفاهم حقيقي بيننا.
    Ama bizim diyaloğa dayalı sürecimiz daha yavaş işliyor ve merkezi farklı. TED لكن طريقتنا التي ترتكز على الحوار ذات وتيرةٍ أبطأ ومحورٍ مختلف،
    Sayın Başkan, en azından diyaloğa başlamanızı önersem... Open Subtitles سيدي الرئيس ، اقترح ان تبدأ هذا الحوار على الاقل
    Robot sentetik bir sesle konuştu, sizi antrenör ve hastalar örnek alınarak hazırlanan bir diyaloğa dahil etmek için. TED و تكلم الروبوت بصوت صناعي لتضمينك في حوار التدريب على غرار المدربين و المرضى و هكذا
    Lin'in beynine giriyorum, o benimkine giriyor, bu monolog diyaloğa dönüşüyor. TED أفهمُ طريقة تفكير لين وهو يفهمني كذلك، وهذه المناجاة تحولت إلى حوار.
    Bu da onları nasıl yakalayacağımızdır. Şimdi onlarla bir diyaloğa başlayalım. Open Subtitles هذا هو الطريق للقبض عليهم سنبدأ الحوار معهم الآن
    Günler önce bir diyaloğa başlayabilirdik gibi görünüyor. Open Subtitles هذا يبدو كما لو كنا نستطيع بدء الحوار منذ أيام
    Benzetimlere, Sokratik diyaloğa girebiliyorlar. TED يمكنهم إعادة فهم الحوار السقراطي.
    Olağanüstüden komediye kadar ellerinde yalnızca hint mürekkebi, suluboya olan ressamların, o anları eşsiz bir şekilde yakalayıp kültürel diyaloğa aktardıklarını görebiliyoruz. TED ونستطيع أن نرى من الأفضل إلى الأسوء أن الرسّامين يستطيعون تصوير ما يحدث بشكل ما و أدواتهم هي فقط حبر أسود و ألوان مائية ويدخلون بذلك في الحوار الثقافي.
    Bence bu kutsal yerin bulunduğu yer neresi olursa olsun, nasıl kullanılırsa kullanılsın bunun bir rastlantı olduğu anlayışının ortaya çıkması daha güçlü bir diyaloğa olanak sağladı diye düşünüyorum. TED وأعتقد أنه بغض النظر عن موقف كيف لهذه القطعة المقدسة من الأرض أن تستخدم، خروجها ورؤيتها على أرض الواقع، أعتقد بأنها تجعل فكرة الحوار أكثر قوة
    Çünkü sanatsal bir ifadeyi yaratıcı bir diyaloğa dönüştüren şey bu. TED لأن ذلك يحول اللمسة الفنية إلى حوار إبداعي حقيقي.
    Çoğu sihirbaz bugünlerde seyirciyle gerçek diyaloğa girmiyor. Open Subtitles معظم السحرة يعملون اليوم لا وجود حوار حقيقي مع الجمهور.
    CQ: Çift partili arkadaşlığımızı korumak adına, siyasi münazarayı bir kenara bırakıp diyaloğa girmeyi tercih ettik. TED كيتلين: لقد اخترنا تجنب الجدال السياسي وبدلًا من ذلك فضلنا الدخول في حوار من أجل الحفاظ على ما نسميه بكلّ شغف صداقة منقسمة بين حزبين.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more