"diye sordu" - Translation from Turkish to Arabic

    • سألني
        
    • سألت
        
    • سألتني
        
    • سأل
        
    • وسألني
        
    • سألنى
        
    • فقلت
        
    • تسأل إذا كان
        
    • سأله
        
    • سَألَ
        
    • وسألت
        
    • وسألتني
        
    • وأراد أن يعرف
        
    • وسألنى إن كنت
        
    • فسألني
        
    İşimi ve senaristler odasından ne haberler var diye sordu. Open Subtitles سألني عن وظيفتي و ما كان يحدث في غرفة الكتّاب
    Müdür bana: "Bütün bu soruları neden soruyorsun" diye sordu. TED عندها سألني المدير، لماذا تطرحين كل هذه الأسئلة؟
    -iyi kitaplar var mı, diye sordu. Open Subtitles سألت بأنّ إذا كان هناك أيّ كتب جيدة على الموضوع
    Geçen gün bir gazeteci bana "Tanrı var mı?" diye sordu. Open Subtitles لقد سألتني صحفية ما منذ يومين ما إذا كان هناك رب،
    Bana başka biri biliyor mu diye sordu. Ona bilmiyor dedim. Open Subtitles لقد سأل عما إذا كان أحد آخر يعلم فقلت له لا
    "İşleyen demir pas tutmaz." ne demek diye sordu. Open Subtitles وسألني عن معنى شيء مُدور يدور بود أن يجمع أي من الوسخات
    Buradaki aptal görevli, bay Graham'le mi yoksa bayan Graham'le mi görüşeceksiniz diye sordu. Open Subtitles الموظف الغبى هنا سألنى ان كنت اريد التحدث الى السيد او السيدة جراهام
    Haritam var mı diye sordu. Galiba kaybolmuş. Open Subtitles .سألني أذا كانت لدي خريطة .يبدو بأنه كان تائها
    Birşeyler içmek istiyor muyum diye sordu? Open Subtitles سألني ما كنت سأشرب أم لا فاجبت : لا فهناك جاك و جوي هناك ، ثم تركتهم
    "Birinizin yanında daha rahat oluyor mu?" diye sordu... ve ben de "Evet, benim yanımda." dedim. Open Subtitles ثم سألني إن كان أحدنا أكثر تمالكاً لأعصابه من الآخر.. قلت بأنه أنا وهذا صحيح نوعاً ما
    Lilly bana zeytinlerimi alabilir mi diye sordu? Open Subtitles ليلي سألت اذا كان بامكانها الحصول على الزيتون
    Lilly bana zeytinlerimi alabilir mi diye sordu? Open Subtitles ليلي سألت اذا كان بامكانها الحصول على الزيتون
    Planların nedir, diye sordu ve sorar sormaz pişman oldu. Open Subtitles ما هى مشاريعك ؟ لقد سألت و ندمت على هذا فوراً
    Şuradaki kadın bana 1 milyon doların varsa neden burada çalışıyorsun diye sordu. Open Subtitles تلك المرأة سألتني للتّو، إن كان لديّ مليون دولار، لمَ عساي أعمل هنا؟
    Annem Amerika'dan ayrılmadan önce sandviç ister misiniz diye sordu. Open Subtitles وأمّي سألتني قبل أن نذهب إلى أمريكا .. إذا كنّا نُريد أيّ شطيرة
    Bu hafta daha da kötüye gitti, Connie bana bu kızın babasını işten kovmuş olabilir miyim diye sordu. Open Subtitles ساءت الأمور جداً لدرجة أن كوني سألتني إن كنتُ قد سرّحتُ والد الفتاة
    Neden Yönetmen özellikle "Han Hui Ju, anladın mı?" diye sordu? Open Subtitles لماذا سأل هان هي جو إن كانت قد فهمت أم لا؟
    Dans etmek ister misin?" "Uyuşturucu mu aldın?" diye sordu biri. "Kafan mı iyi?" "Kafası iyi? Ben? Hayır, uyuşturucu yok." TED هل ترغب في الرقص؟ " 'هل تتعاطين المخدرات؟ "سأل أحد. 'هل أنتي مخدرة؟ 'مخدرة ؟ أنا ؟ مستحيل ، لا مخدرات.
    Annem para yerine başka bir şey alabilir mi diye sordu? Open Subtitles أمي تسأل إذا كان بإمكاني الدفع بهذه عوضاً عن المال لأنها لا تملكه
    Bilmiş bir şekilde "fotoğraf" diye sordu. Open Subtitles الصور, اليس كذلك؟ سأله و هو يعرف الأجابة
    Barmen, laternacıya "Senin maymun arya söyler mi?" diye sordu. Open Subtitles سَألَ عاملُ البار طاحنوا العضو، هيي هَلْ قردكَ بيَغنّي أوبرا؟
    - Kapıma kadar gelmişti-- bavulu ve daktilosuyla-- ve bana Tubab nerede, diye sordu ve ben, "İşte burada." dedim. Open Subtitles أتت إلى بابي حقيبة وآلة كاتبة وسألت عن توباب وأنا قُلت، هنا
    Hikayeyi anlattı, ne yapayım diye sordu. Open Subtitles وقد حدثتني بكامل القصة وسألتني ماذا تفعل
    Bunları satmaya gelen birileri oldu mu diye sordu. Open Subtitles وأراد أن يعرف أن جاء أحد لمحاولة بيعها
    Arkadaşın bana geldi, işlenmemiş taşlar için 5 milyon bulabilir miyim diye sordu. Open Subtitles صديقك أتى إلى وسألنى إن كنت أستطيع أن أحول 5 ملايين دولار إلى قطع أحجار صغيرة
    Geçen akşam, iyileşme merkezinden ayrılırken Bay Haig esrar almak ister miyim diye sordu. Open Subtitles في تلك الليلة كنت خارجة من مركز التأهيل فسألني سيد "هيغ" فيما إذا كنت أود بعض "الماريغوانا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more