Biz şöyle deriz; "Ön sevişme sırasında bu erkeği dize getirir." | Open Subtitles | استخدامه لجلب أي رجل على ركبتيه. مع الحب، بطبيعة الحال. |
dize baktığınızda; sivri kenarları olduğunu görüyorsunuz değil mi? | TED | وإذا نظرتوا إلى الركبة تشاهدون هذه الأطراف المدببة، هل هذا صحيح؟ |
Bu arayışımdan vazgeçmeyi reddettiğimde, İspanya'yı dize getirmek için bu çok sert darbeyle karşılık verdi. | Open Subtitles | و عندما رفضت ان اكف عن طلبي لذلك الكنز كان رده بذلك العنف الذي سيجعل اسبانيا تركع |
John Keats'in şiirinden bir dize. | TED | انه سطر من شعر الشاعر جون كيتس |
Son dize anlaşılması güç. Holderlin aslen şöyle yazmış... | Open Subtitles | المقطع الأخير غريب جدا :في البداية هولدرين كتب |
Tıpkı şehrimizdeki gözü dönmüş çeteleri dize getirdiğim gibi. | Open Subtitles | تمامًا كما روضت الغوغاء الذين سببوا الفساد لمدينتنا |
Tanrı'ya ve kadere borcum var. Köpekler gibi dize gelecekler. | Open Subtitles | الرب والقدر إثم لي، سيأتون راكعين |
Dünya Hükümeti'ni dize getirmek için sonuçta! | Open Subtitles | انه يفعل ذلك من أجل ان يجعل حكومة العالم تخضع للاستسلام |
İşte bu şehri dize getirmek için bir sebep daha. | Open Subtitles | وهذا سبب إضافي لتحقيق هذه المدينة تجثو على ركبتيها. |
Onları yapabildiğimiz tek şeyle dize getirdik. | Open Subtitles | جعلناهم يركعون فقط بالطريقة الوحيدة التي نستطيعها! |
# Ve filin hortumuna atladı Fil hapşırdı ve dize geldi # | Open Subtitles | وقفز على الجذع الفيل. عطس الفيل وسقط على ركبتيه |
En büyük düşmanımızı dize getirdiğimiz anı kaçırmak istemezsin. | Open Subtitles | أنت لا ترغب في أن أفتقد اللحظة التي أحضر فيها عدونا الأكبر على ركبتيه |
dize kadar olan tokalı güzel botlardan aldım, | TED | اشتريت بعض الأحذية الجميلة ذات الإبزيم العالية حتى الركبة. |
Eski Mısırlılar için için kucak ölünün dünyevi vanlıklarının üzerine konulduğu ayaktan dize kadar 15 metre yüksekliğini bulan bir platformdu. | TED | بالنسبة للمصرين القدامى فالحضن كان منبراً لوضع الممتلكات الدنيوية للموتى على ارتفاع 30 ذراع من القدم الى الركبة |
İnsanlığı dize getirmek için ihtiyacın olan her şeyi elinde tutuyorsun. | Open Subtitles | بأنك تستطيع أن تحمل في يد واحدة كل ما تحتاجه لتجعل البشرية تركع على ركبتها |
"Kim olduğumu bana kim söyleyebilir?" Kral Lear'den harika bir dize. | TED | "من الذي يستطيع أن يخبرني من أنا؟" -- سطر عظيم للملك لير. |
Lirik şiir,_BAR_14 dize. | Open Subtitles | انها كلمات شعرية من اربعون سطر |
Petrol devini dize geçirdiği bölüm çok sürükleyiciydi. | Open Subtitles | ظننت أنك قد تعجبين بشئ من هذا القبيل ذلك المقطع حيث تقوم فيه بجمع شركات النفط في جعبتها مثيرٌ للغاية |
İkinci dize sizde. | Open Subtitles | .الآن دوركم لتأدية المقطع الثاني |
Kısrağı nasıl dize getirdin? | Open Subtitles | كيف روضت الفرس؟ |
Hepsini soyun ve dize getirin. | Open Subtitles | أحضروهم راكعين ومجردين من الملابس |
Böyle bir patlama yarın gerçekleşek olsa insan türü hayatta kalacak olmasına ragmen, uygarlığımız dize gelecektir. | Open Subtitles | إن حدث ثوران كهذا في المستقبل فسوف تخضع حضارتنا وتهلك برغم نجاة الجنس البشري |
Paris'i dize getireceğim. | Open Subtitles | سوف أحمل باريس تجثو على ركبتيها. |
"Goa'uld'u dize getiren Tauri'nin kahramanlarıyla tanışmak onur verici olacaktır." | Open Subtitles | "كان شرف لي أن ألتقي بأبطال الـ"(توراي)".. الذين جعلوا الـ((غؤولد)) يركعون" |
Ama zavallı ayaklar hakkında tek bir dize bulamazsınız. | Open Subtitles | لكن ليس هناك بيت شعر واحد عن القدم المسكينة |