| Faturayı gönderince dizinin yayınlanmasının imkânı olmadığını düşünmüştüm. | Open Subtitles | عندما أرسلت لي الفاتورة، حسبت أن فرصة المسلسل إنعدمت |
| Bu dizinin ilişki ve ilişkiler üzerine.., ...kurulmasına karşıyım. | Open Subtitles | لا أعتقد أن طابع العلاقات الفكاهي هو ما يدور عنه المسلسل. |
| Bu akşam burada bütün bunların açığa çıkmasını bekliyorsanız muhtemelen dizinin ana fikrini atlıyorsunuz. | Open Subtitles | وإن كنتم تتوقّعون أن يختتم كلّ شيء الليلة، فعلى الأرجح أنّكم تفوّتون مغزى المسلسل |
| Bir dizinin üstüne çöktü, adamın iyi olduğundan emin oldu ve duydum ki Fairmont'ta bir oda bile verdi, Pan Pacific'de. | TED | أنه انحنى على ركبة واحدة، وتأكد من أن الرجل بخير، وسمعتُ أنه قدّم له غرفة في فندق فايرمونت، الغرفة الفخمة. |
| Fakat bir arkadaşım o ve William Shatner'ın seksenlerde çektikleri bir dizinin yönetmeniydi. | Open Subtitles | ولكن أحد أصدقائي ، شاركها في حلقة مسلسل هي وويليام شاتنر في الثمانينات |
| Oh, Lois, bunu senin dizinin hemen arkasından yaptığımızı bile bilmiyorum... ama diğer yandan da çok zevkli. | Open Subtitles | أنا لا أعرف إن كنا نفعلها .. يا لويس أو هذه مجرد الجزء الخلفي من ركبتك |
| Bunu yapmak için en saygılı yolla bir Yeşil Bereliye danıştı ve milli marş sırasında bir dizinin üstüne çökmeye karar verdi. | TED | وفعل ذلك على الطريقة الأكثر احتراماً للقيام بذلك، وقرر أن ينحني على ركبته أثناء النشيد الوطني. |
| Televizyonumuz yok, ama üyelerimizden birisi bu dizinin büyük hayranlarından. | Open Subtitles | لا يوجد لدينا تلفاز لكن إحدى العضوات كانت مهووسة ً بالمسلسل |
| Gördüğünüz üzere dizinin etrafını bandajlarla sarmış. | TED | يمكنكم أن تشاهدوا هنا هذا الشخص المبتور قام بلف ضمادات حول الركبة |
| dizinin, gözlerini kapatmasıyla biteceğini biliyordum. | Open Subtitles | نعم، لطالما علمتُ بأنّ المسلسل سينتهي بإغماض عينيه |
| Ben bu dizinin yaratıcı danışmanıyım, bu da demek oluyor ki bana danışılmadan yaratıcı birşey yapılmamalı. | Open Subtitles | أتعرف، أنا مستشار الأفكار الخلاقة لهذا المسلسل مما يعني أنه لا يجب حدوث شيء خلاق بدون استشارتي |
| dizinin az şansı olduğunu biliyordum. Diğerleri bilmiyordu. | Open Subtitles | كنت أعرف أن المسلسل حظوظه ضئيلة كالغالبية |
| Şanlıysak dizinin yıldızlarından birini görebiliriz belki. - Hadi. | Open Subtitles | , و لو كنا محظوظين قد نقابل أحد أبطال المسلسل |
| DL: dizinin çılgın, mantıksız, garip, esrarengiz gibi birçok nâmı var. DL: | Open Subtitles | اشتهر المسلسل بالجنون و الاثارة و الغرابة |
| DL: Bu sorular dizinin bir parçası. | Open Subtitles | و ذلك الجزء الذي يجعلنا راضين عن المسلسل |
| Tek dizinin üstüne çöküp, bu harikulade silahı eline verdiğini düşünebiliyor musun? | Open Subtitles | هل تستطيع أن تتخيّل نفسك جاثياً على ركبة واحدة أمامها وأنت تحمل قطعة السلاح الرائعة هذه؟ |
| Tam oradaydı. dizinin üzerine çöktü ve teklif etti. | Open Subtitles | لقد كان هناك و أنحنى على ركبة واحدة و طلب يدي |
| Asıl endişenin yeni bir dizinin tüm sezonunu izlemekteki zaman bağlılığı olduğunu sanıyorum. | Open Subtitles | أتوقع أن همك الرئيسي هو الإلتزام الزمني لمشاهدة موسم كامل من مسلسل جديد |
| Sonra, bir dizinin üzerine çökeceksin ve o güzel kahverengi gözlü sürtüğe evlenme teklif edeceksin. | Open Subtitles | ثم تنحني على ركبتك وستسأل ظبية العينين العائرة قليلا الزواج منك |
| dizinin dibinde, onun at sürüşünü izlerken büyüdüm. | Open Subtitles | أنا كبرت و هو يهزني على ركبته اجلس أمامه على حصانه |
| Bana bir dizinin hayranı olamayacağımı kimse söylememişti. | Open Subtitles | أجل، فلم يخبرني أحد أنه ليس باستطاعتي أن أكون معحبة بالمسلسل |
| Görünen o ki, dizinin bu bölümünde... ciddi bir hasar var. | Open Subtitles | وتبدو وكأنك تعرضت لأذية بالغة لهذا القسم من الركبة |
| Geri döndüğümüzde çok özel bir sürprizimiz olacak. dizinin birkaç alternatif sonunu göreceğiz. | Open Subtitles | لدينا شيء مميّز جدّاً عند عودتنا، لدينا بعض النهايات البديلة للمسلسل |
| Oldukça korkutucu. Her neyse, ama dizinin üzerinde kılıcı kırar. | Open Subtitles | كان هذا مخيفاً لكنها كسرت السيف على ركبتها |
| dizinin üstüne çöküp, hayatın için yalvardığın o gün yaşamana izin verirsem bir daha karşılaşmayacaktık. | Open Subtitles | اليوم الذي ركعت على ركبتيك وتوسلت لاجل حياتك لهذا السبب تركتك لتعيش شرط ان لا نلتقي مجددا |
| dizinin üstüne çök. | Open Subtitles | إركع على ركبتيكَ |
| Ve dizinin üzerine çöküp cebinden bir yüzük çıkarttı ve evlenme teklif etti. | Open Subtitles | وركع على إحدى ركبتيه .. وأخرجخاتماًوطلبيديللزواج. |
| Yazarın dediğine göre dizinin ana karakteri bir polis, | Open Subtitles | اّخبرنى الكاتب أن الشخصيه الرئيسيه فى المُسلسل |
| Özellikle en sevdiğin dizinin başlamasına on dakika varken. | Open Subtitles | خصوصاً وقد بقيت عشر دقائق على مسلسلك المفضّل يا إلهي! |
| Beş haftada bir dizinin yüz bölümünü izleyemezsin. | Open Subtitles | لا تستطيعي أن تشاهدي أكثر من مئة حلقة من برنامج معين في خمسة أسابيع |