Ama doğal yoldan ve aynı zamanda ölme ihtimalleri düşük. | Open Subtitles | لكن الغريب أنهما توفيا بشكل طبيعي وفي نفس الوقت بالضبط. |
doğal yoldan böyle çoklu bir hamileliğin gerçekleştiğine çok ender rastlanıyor. | Open Subtitles | إن من النادر جداً أن يحدث حمل متعدد مثل هذا بشكل طبيعي. |
Yüzeydeki seviyeler doğal yoldan azalınca yaratıklar okyanusun derinlerine uyum sağladı. | Open Subtitles | وبينما ضعفت المستويات الإشعاعية على سطح الكوكب بشكل طبيعي هذه المخلوقات تأقلمت على العيش في أعماق المحيطات |
Bıçak altına yatma korkun var. Taşları doğal yoldan düşürmeyi denemek istiyor. | Open Subtitles | حتماً أنت خائف من السكين، إنه يريد الوصول إلى الحصى بطريقة طبيعية |
Şeyleri doğal yoldan elde etmelisiniz ve belki yetişkin olduğun zaman steroidleri düşünebilirsin. | Open Subtitles | يجب أن تنجز الأمور بطريقة طبيعية ثم بعد ذلك ربما تفكر في استخدامهم عندما تصبح بالغاً |
İnsan yapımı tuvaletler bizim doğal yoldan bağırsaklarımızı boşaltmamızın hazzını yok etmiştir, bunu biliyor musun? | Open Subtitles | هل تعرف ان الانسان صنع المرحاض المرحاض افسده بطريقة طبيعية كنا نقصد افراغ المعده لدينا |
Marie bunu doğal yoldan yaptı. | Open Subtitles | ماري فعلت هذا بشكل طبيعي |
Daha önemlisi, bazı olayların doğal yoldan gerçekleşmesine izin verirse korkunç bir olayla sonuçlanacak zaman çizgisini kesinleştiriyor muydu? | Open Subtitles | بدقة أكبر، إن سمح لأحداث معينة بالحدوث بشكل طبيعي وكان هو فقط عامل التثبيت في الخط الزمني -فهل سبب ذلك حدثا مروعا لاحقا؟ |