Hiçbir torunum, iğrenç bir yerde doğmayacak. | Open Subtitles | لن يكون حفيداً لي يولد في حظيرة في ذلك المكان المقرف |
Teknik olarak Kaptan Kirk 2233'e kadar doğmayacak ama konuyla alakasız. | Open Subtitles | وكذلك من الناحية الفنية الكابتن كيرك لم يولد حتى 2233، ولكن هذا لا علاقة له |
Hiçbir zaman doğmayacak bir bebek için tartışmayalım. | Open Subtitles | لا تدعنا نتشاجر على طفل .لن يولد |
Çünkü bu peruk bulunmazsa güneş yarın doğmayacak. | Open Subtitles | لأنه إن لم نعثر على هذه الباروكة فيمكنكم أن تخمنوا أن الشمس لن تشرق غداً |
Çünkü o peruk bulunmayacak olursa... hiç şüpheniz olmasın, yarın sabah güneş doğmayacak. | Open Subtitles | لأنه إن لم تظهر تلك الباروكة, فيمكنك أن تراهن بأخر دولار تمتلكه, أن الشمس لن تشرق غداً. |
Oğlum kanserli doğmayacak, değil mi? | Open Subtitles | هو لن يولد بمرض سرطاني،أليس كذلك؟ |
- Ne? Hayır. O adam 2041'e kadar doğmayacak... | Open Subtitles | لا ، هذا الرجل لن يولد حتى 2041 |
Bebeğim yemek servisi aracının arkasında doğmayacak. - Haklısın, haklısın. | Open Subtitles | لن يولد طفلي في مؤخرة مركبة صراصير. |
Dünyada daha fazla çocuk doğmayacak. | Open Subtitles | لن يولد المزيد من الأطفال بالأرض |
Dünyada daha fazla çocuk doğmayacak. | Open Subtitles | لن يولد المزيد من الأطفال بالأرض |
Dünyada bir daha çocuk doğmayacak. | Open Subtitles | لن يولد المزيد من الأطفال بالأرض، أبداً |
Bugün hiçbiri doğmayacak. | Open Subtitles | ليس من المفترض أن يولد أحدٌ اليوم |
Yüzyıllar boyunca daha doğmayacak bile. | Open Subtitles | - فهو لن يولد إلا بعد قرون من الآن |
Ama en azından katil doğmayacak. | Open Subtitles | لكن على الأقل القاتل لن يولد. |
Bir daha hiç doğmayacak güneşim. | Open Subtitles | التي لن تشرق مجدداً على الإطلاق |
Bir daha hiç doğmayacak güneşim. | Open Subtitles | التي لن تشرق مجدداً على الإطلاق |
Tahminlere göre yarın güneş doğmayacak. | Open Subtitles | وأنا أتنبأ بأن الشمس لن تشرق غداً |