"doğru şeyi yapmak" - Translation from Turkish to Arabic

    • فعل الصواب
        
    • تفعل الشيء الصحيح
        
    • لفعل الصواب
        
    • فعل الشئ الصحيح
        
    • فعل الشىء الصحيح
        
    • أفعل الشيء الصحيح
        
    • نفعل الشيء الصحيح
        
    • وفعل الصواب
        
    • فعل الأمر الصائب
        
    • بالعمل الصائب
        
    • القيام بالصواب
        
    • بفعل الصواب
        
    Ama Doğru şeyi yapmak, herkesin menfaatini korumak değil midir? Open Subtitles ولكن أليس فعل الصواب هو ما يصب فى مصلحة الجميع؟
    Bazen Doğru şeyi yapmak, Doğru şeyi yapmak değildir. Open Subtitles أحياناً يكون فعل الشىء الصحيح لا يعني بالضرورة فعل الصواب
    Temel olarak insan olmak ve Doğru şeyi yapmak anlamına geliyor. TED هذا يعني أساسا أن تكون إنسان وأن تفعل الشيء الصحيح.
    O iyi adamın hala oralarda bir yerde olduğunu da biliyorum. Doğru şeyi yapmak için hala geç değil. Open Subtitles وأعرف أنّ ذلك الرجل ما يزال داخلك ولمْ يفت الأوان لفعل الصواب
    Ve Doğru şeyi yapmak istediğini de biliyorum. Open Subtitles واعلم أنكِ تريدينَ فعل الشئ الصحيح
    Doğru şeyi yapmak istedim, biliyorsun, ama O hayır dedi. Open Subtitles أردت أن أفعل الشيء الصحيح لكن تعلمي رفضت
    Sadece, doğru yerde, Doğru şeyi yapmak zorundasın. Open Subtitles نحن يجب أن نفعل الشيء الصحيح في المكان الصحيح
    Bazen Doğru şeyi yapmak, Doğru şeyi yapmak değildir. Open Subtitles أحياناً يكون فعل الشىء الصحيح لا يعني بالضرورة فعل الصواب
    Büyükanneniz sadece Doğru şeyi yapmak istiyor. Ben de öyle. Open Subtitles جدتكم تريد فعل الصواب فقط وأنا أيضاً أريد ذلك.
    Doğru şeyi yapmak istiyorum, ama bazen doğru şeyin ne olduğunu bilmek, çok zor oluyor. Open Subtitles أريد أن فعل الصواب لكن أحياناً تصعب معرفة الصواب
    Eğer Doğru şeyi yapmak istiyorsanız ürün listemizden tamamen çıkartırsınız. Open Subtitles إذا اردت فعل الصواب أسقطه من قائمة منتجاتنا نهائياً
    Orada büyük çoğunlukla Doğru şeyi yapmak isteyen iyi insanlar, iyi komşularım var. Open Subtitles بشكلٍ عام، هؤلاء أُناسٌ محترمين، جيرةٌ صالحة تريد فعل الصواب فحسب.
    Vance, böyle bir işteysen bazen, Doğru şeyi yapmak için kuralları boş vermen gerekebilir, tamam mı? Open Subtitles فانس ، في هذا العمل أحيانا عندما تريد أن تفعل الشيء الصحيح يجب ان ترمي كتاب القانون في الخارج حسنا؟
    Ne zaman yalan söylesen bu Doğru şeyi yapmak oluyor. Open Subtitles عِندما تكذب تكون " تفعل الشيء الصحيح " ـ
    Doğru şeyi yapmak için çok geç değil. Open Subtitles الوقت ليس مُتأخراً للغاية بعد لفعل الصواب
    Her sabah kalkarsın ve Doğru şeyi yapmak, iyi bir adam olmak için önünde binlerce şansın olur. Open Subtitles في كل صباح، عندما تستيقظ هناك آلاف الفرص لفعل الصواب وأنت تتصرف كرجل طيب
    İkinizin de Doğru şeyi yapmak istemesini takdir ediyorum. Open Subtitles اقدر أن كلاكما تودان فعل الشئ الصحيح
    Sadece Doğru şeyi yapmak istemiştim. Open Subtitles كنت أحاول فقط أن أفعل الشيء الصحيح.
    Şimdi Doğru şeyi yapmak zorundayız. Open Subtitles الآن علينا أن نفعل الشيء الصحيح
    Sorun şu ki melekler daima doğru şeyi yapmanı isterler Doğru şeyi yapmak da ölmene sebep olur. Open Subtitles المشكلة أن الملائكة دائماً تريدك أن تفعل الصواب، وفعل الصواب يتسبب في قتلك.
    Ya büyük mali kâr ve olası davalara rağmen ürünü çekmeye karar verip Doğru şeyi yapmak istediyse? Open Subtitles ماذا لو أراد فعل الأمر الصائب وسحب المُنتجات، حتى لو أنّ ذاك يعني ضربة ماليّة ضخمة وربّما رفع دعاوي قضائيّة؟
    O adama yardım etmek baya iyiydi yani Doğru şeyi yapmak. Open Subtitles أجل ، كان لدى الرجل يد قوية ولقد قمت بالعمل الصائب
    Yanlış nedenlerden dolayı Doğru şeyi yapmak, yine de hatadır. Open Subtitles القيام بالصواب من أجل سبب خاطئ لا يزال خطأ.
    Şuan, Doğru şeyi yapmak isterdim ama onunla da beraber olmak istiyorum. Open Subtitles كما أنني أرغب بفعل الصواب... لكنني أرغب بأن أكون معه أيضاً...

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more