Ama o konuda da pek iyi değilim. Doğru değil bu. | Open Subtitles | ـ لكني لست بارعة في ذلك أيضاً ـ هذا ليس صحيحاً |
Bu doğru değil. Bu sorun olur mu? | Open Subtitles | حسناً هذا ليس صحيحاً هل تلك الهدية مشكلة؟ |
Doğru değil bu. Hisler, içinde düşünceleri de barındırır. | Open Subtitles | هذا ليس صحيح هنالك أفكار بداخل المشاعر |
Bu doğru değil. Bu iki duvarın beyaz olması lazım. | Open Subtitles | هذا غير صحيح ، ينبغي أن يكون هذان الحائطان أبيضان |
Bu doğru değil. Bu işe karışma. | Open Subtitles | هذا ليس صحيحا فقط ابقي خارج الموضوع |
Aslında bu tam olarak doğru değil. Bu seviyedeki şiddet egemenliğine doğru bir adım daha atılması gerekir. | TED | في الواقع، إن هذا ليس صحيحًا تمامًا... إذ يتطلب تحقيق ذلك خطوة إضافية حتى يسود هذا المستوى من العنف. |
Kesin şunu! Bu doğru değil! Bu sefer çizgiyi aştınız! | Open Subtitles | توقفوا توقفوا, هذا ليس صحيحاً لقد تجاوزتم حدودكما |
Bu doğru değil, bu doğru olamaz. | Open Subtitles | لا، هذا ليس صحيحاً لا يمكن أن يكون صحيحاً |
Hayır, hayır, bu doğru değil. Bu ne istediklerini değil. | Open Subtitles | لا ، لا ، هذا ليس صحيحاً هذا ليس ما يريدونه |
Bu doğru değil. Bu doğru değil. | Open Subtitles | .هذا ليس صحيحاً .هذا ليس صحيحاً |
Doğru değil bu. İftira suç değildir. | Open Subtitles | هذا ليس صحيحاً, التشهير ليست جريمة |
Bu doğru değil. Bu doğru! | Open Subtitles | هذا ليس صحيح - أخاف أن هذا صحيح - |
Bu doğru değil. Bu doğal değil. | Open Subtitles | هذا ليس صحيح هذا ليس طبيعى |
- Doğru değil bu. - Doğru, kahrolasıca. | Open Subtitles | هذا ليس صحيح بل انه صحيح جدا |
Bu tamamen doğru değil. Bu akşam yemeğe nereye gideceklerdi biliyoruz. - Tamam. | Open Subtitles | هذا غير صحيح كليا فنحن نعرف اين كانا سيتناولان العشاء الليله |
Bu doğru değil. Bu mahkeme, Bayan Blount'un çocuğunun babasından bile emin olmadığını ispatlamıştır. | Open Subtitles | هذا غير صحيح - تم التأكد , و بموجب القانون - |
Doğru değil bu. Sana şimdi, şu an bağlanacağım. | Open Subtitles | هذا غير صحيح يمكنني الارتباط بك الآن |
- Doğru değil bu! - Doğru. | Open Subtitles | هذا ليس صحيحا , إنها ليست كذلك |
Kardeşini dinleme, Doğru değil bu. | Open Subtitles | لا تستمع لأخيك. هذا ليس صحيحا. |
- Mini barından aldım. - Doğru değil bu. | Open Subtitles | واخذت هذه من حانة صغيرة - حسنًا، هذا ليس صحيحًا - |
- Doğru değil bu. | Open Subtitles | وانا لا استطيع ان اتحصل ليسا للتتكلم معي حول ذلك ذلك ليس صحيح |
Doğru değil bu. | Open Subtitles | ذلك ليس صحيحًا. |
Doğru değil bu. | Open Subtitles | هذا ليس صائبًا |
Johnny, güzel söylenmiş bir şey ama Doğru değil bu, anlıyor musun? | Open Subtitles | -حسنا "جوني" هذا شيء جيد لتقوله لكنه ليس بصحيح كما تعلم |
- Benim tek istediğim sensin. - Doğru değil bu. | Open Subtitles | ـ كل ما أريده هو أنتِ ـ ذلكَ ليس صحيحاً |