Sorun ne? doğru söylüyor ya da doğru söylediğini sanıyor. | Open Subtitles | هو يقول الحقيقة, أو على الأقل هو يظن بأنه يفعل. |
Evet, doğru söylüyor. Onları sadece kulübeler için kullanıyoruz. | Open Subtitles | نعم إنه محق إننا نستعملها حصريا في نسج القبعات |
Krista doğru söylüyor diyelim, madem o değil, kim yazdı o e-postaları? | Open Subtitles | لنفترض بأنها تقول الحقيقة وبأنه ليس من يرسل الرسائل فمن يفعل ذلك؟ |
doğru söylüyor. Bunları ayıramazsın. Hayır, bak. | Open Subtitles | إنها محقة ، لا يمكنك الفصل بينهما لنقل أن هناك مبنى يحترق |
doğru söylüyor, Hugh onu yeni elbisesiyle görmedi daha. | Open Subtitles | انه محق بشأن هذا , انتظر حتى يراها هيو فى فستانها الجديد |
doğru söylüyor anne. Canla başla çalıştığımızı biri fark edecektir. | Open Subtitles | إنه على حق يا امي، حين يروننا نؤدي بكل طاقتنا لابد أن نلفت الأنظار |
doğru söylüyor, hava değil. | Open Subtitles | هو محق, هذا غير محتمل لو حقن بالهواء |
Teclo doğru söylüyor. Rahip'i tekrar asalım. | Open Subtitles | تيكلو يقول الحقيقة علقوا القس على الشجرة ثانيةً |
doğru söylüyor demiştim. Bunlar onun. | Open Subtitles | لقد قلت لك إنه يقول الحقيقة هذه هي أشياؤه |
Daha ilginci, zanlımız doğru söylüyor. | Open Subtitles | ولكن ما هو أكثر إثارة للاهتمام، هو أن مشتبهنا يقول الحقيقة. |
doğru söylüyor, o moruklar geceleri ağırdan almıyorlar artık. | Open Subtitles | إنه محق, هؤلاء الأشخاص الكبار لم يعودوا مهذّبين في هذه الليلة الجيدة |
doğru söylüyor. Dünya'dayken tam bir hastalık bulma araştırması yaptılar. | Open Subtitles | إنه محق أجرينا تطهيرًا شاملاً على الأرض |
- Yere çakılmadan önce. - doğru söylüyor. | Open Subtitles | قبل أن يتمزق الحرير إرباً إرباً - إنه محق - |
Ya doğru söylüyor ya da dünyanın en usta oyuncusu. | Open Subtitles | مالم تكن أعظم ممثلة في العالم فهي تقول الحقيقة |
doğru söylüyor olsa bile bir şey değişmeyecek. | Open Subtitles | ، حتى لو أنها تقول الحقيقة هذا لن يغير أيّ شئ |
doğru söylüyor. Söylediğin oysa tabii. | Open Subtitles | إنها محقة , إلا إذا كان هذا ما قلته للتو |
- Yok, yok. doğru söylüyor. Söylediğin oysa tabii. | Open Subtitles | إنها محقة , إلا إذا كان هذا ما قلته للتو |
- Kitabı bulmak zorundayız. - doğru söylüyor. | Open Subtitles | وهذا يعني أننا يجب أن نجد الكتاب انه محق |
bir fikrim var,Ganga'nın postacısı sana adresi verebilir doğru söylüyor,hadi gidelim çikolata ver bana onun yerine kalbimi al | Open Subtitles | لدي فكرة ، ساعي البريد " غانغا " يمكن أن يعطيك العنوان إنه على حق ، هيا بنا -أعطني الشوكولا |
Bu odayla ilgili doğru söylüyor. | Open Subtitles | حسنٌ، هو محق بخصوص هذه الغرفة. |
doğru söylüyor. Biraz kasıntı olsa da matematiğine karşı çıkamazsın. | Open Subtitles | أنه محق برغم أسلوبه المحبط لكن لا يمكنكما جدال حساباته |
doğru söylüyor ama ödemeleri tezgah altından yapmamız lazım. | Open Subtitles | اجل هو على حق, لكن يجب علينا الدفع لهم فى الخفاء |
Ama doğru söylüyor. Dışarıda öfkeli insanlar var. | Open Subtitles | انها تقول الحقيقه الغضب يعصف بالناس في الخارج |
Ben halletmiştim zaten. doğru söylüyor. | Open Subtitles | لكنّي سيطرت علي الوضع - أنها محقة - |
- Yok. doğru söylüyor. Hiçbir şey yapmıyorlar. | Open Subtitles | إنّها محقّة, هم لنْ يتراجعوا |
Rozetlerinizi alacağım. doğru söylüyor. | Open Subtitles | سوف أجردكم من عملكم إنها على حق |
doğru söylüyor. Kazanmaya çalışalım ama açık arayla değil. | Open Subtitles | نعم ، إنه مُحق دعونا نحآول الفوز لكن لانفوز بفارق أكثر من اللازم |
doğru söylüyor, Eslam, ineğini bulamadığında anlayacaktır. | Open Subtitles | انه على حق ، (اسلام) ، عندما لن يجد البقرة سيخمن هذا الأمر. |