doğru ve yanlış arasındaki çizgi bulanıktı. | Open Subtitles | الخط الفاصل بين الصح والخطأ قد أصبح غير واضح أثناء بحثي عن الحقيقة |
Boş ver, doğru ve yanlış sadece etkili olduğu yerde önem taşır. | Open Subtitles | يارجل، الصح والخطأ مجرد أمور ليس لها تأثير |
"Doğru" ve "yanlış" sıradan insanlar için icat edilmiş kavramlardır. | Open Subtitles | الخير و الشر، الصواب و الخطأ أُخترعُوا للإنسان المتوسط العاديّ |
Alexander Mahone'un doğru ve yanlış ile ilgili ilginç bir bağı var. | Open Subtitles | أليكسندر ماهون لديه علاقة شيقة بين الصح و الخطأ |
doğru ve yanlış hakkında meraklıydı. | TED | وكان يشعر بالقلق بشأن ماهو الصواب والخطأ. |
Diyelim ki, son zamanlarda birini sevmenin insana doğru ve yanlış arasındaki farkı unutturduğunu öğrendim. | Open Subtitles | لنقل فحسب أنني تعلمت مؤخراً .. كيف أحبّ شخص ما الذي يجعلك تنسى الإختلاف بين الخطأ والصواب |
Polis olmamın sebebi, iyi ve kötü, doğru ve yanlış arasındaki çizginin belirgin olduğunu düşünmemdi. | Open Subtitles | أتعلم، لقد أصبحت شرطي لأنني كنت أظن أن الخطوط واضحة. الجيد والسيء، الصح والخطأ. |
Eh, Tommy her zaman doğru ve yanlış konusunda esnek olmuştur. Hey, hey, hey. Küçük kardeşine zorbalık etmeni istemiyorum. | Open Subtitles | حسناً كان شخص مرن في الصح والخطأ لا أريدك أن تحملين أخيك الأصغر |
FBSA, doğru ve yanlış arasındaki farkı kavrayamıyor sadakati kanıtlayamıyor değil mi? | Open Subtitles | "بين" لايمكنها أبداً التمييز بين الصح والخطأ التظاهر بالولاء ، أليس كذلك؟ |
doğru ve yanlış olmadan mükemmelliği nasıl bilebilirsiniz? | Open Subtitles | بدون الصح والخطأ كيف سنميز الكمال؟ |
Bu yerde, doğru ve yanlış unsuru nerede? | Open Subtitles | أين تأثير الصح والخطأ في هذا المكان؟ |
Ama hislerim doğru ve yanlış kadar önemsiz. | Open Subtitles | لكن المشاعر لم تعد مهمة بعد الآن أكثر من الصواب و الخطأ. |
Hristiyanlar için ahlağın odağı doğru ve yanlış arasındaki seçimdir. | Open Subtitles | بالنسبة للمسيحيين إصلاح نقطة أخلاقية ما الذي يشكل الصواب و الخطأ |
Böyle zamanlarda doğru ve yanlış bulanıklaşır. | Open Subtitles | الصواب و الخطأ يكون غير واضح في اوقات كهذه |
Söyle bana, burada doğru ve yanlış ne fark yaratır? | Open Subtitles | أنت أخبرني، مالفرق الذي يحدثه الصح و الخطأ هنا؟ |
Ama sen, dün doğru ve yanlış şeyler hakkında hüküm veren beş yıllık yardımcıydın, yani... | Open Subtitles | لكنكِ بالأمس كنت في السنة الخامسة للسلطة * يقصد تسلطها عليهما* في الصح و الخطأ لذى |
doğru ve yanlış arasındaki bu ayrımı toplum koyar, ama kalp ayrım yapmaz. | Open Subtitles | المجتمع جعل هذه الفروق بين الصواب والخطأ لكن القلب لم يفعل |
Her gün doğru ve yanlış sorularıyla yüzleşiriz ve harekete geçmek veya karışmamak konusunda kararlar veririz. | Open Subtitles | كل يوم نواجه اسئلة حول الصواب والخطأ والقرارات حول اتخاذ موقف |
doğru ve yanlış arasındaki çizgi bulanıklaşıyor. | Open Subtitles | وأظن أن الفرق بين الخطأ والصواب لم يعد واضحا |
Hayır, siyah beyaz değil, Ritter. doğru ve yanlış! - Bak, işte! | Open Subtitles | كلا ، لا أرى ذلك بالأبيض والأسود بل صح أو خطأ |
doğru ve yanlış arasında ne zaman bir çelişki olsa şimdi ve gelecekteki tek çabanız bu olsun. | Open Subtitles | من الآن فأبداً ليكن هذا كفاحكم" عندما تقعون بين الحق والباطل |
bir foton dalga olarak da partikül olarak da ortaya çıkabilir, en derin sezgilerimle bunu harmanlayınca insanlar iyi ve kötü olabilir, fikirler de doğru ve yanlış. | TED | يمكنُ أن تبدو وحدة الكم الضوئي كموجة وجزيء تتزامن مع إحساسي العميق بأن البشر خيرون وشريرون، والأفكار صحيحة وخاطئة. |