"doğrudur" - Translation from Turkish to Arabic

    • صحيحاً
        
    • صحيحة
        
    • الصحيح
        
    • صحيح
        
    • صحيحا
        
    • حقيقيُ
        
    • صحيحًا
        
    • إذا فصحيح
        
    • مُتّهمٌ به
        
    • سوف تثبت
        
    Herhangi bir el görmediğime göre öyle gözüküyor ki söylediğim şey doğrudur. TED حسناً، بما أنني لا أري أي يد، هذا يعني أن ما أفيده صحيحاً.
    Teknoloji bizim etkileşim yöntemimizi değiştirdiğinde bu özellikle doğrudur. TED و يعتبر الأمر هذا صحيحاً خصوصاً عندما تغير التكنولوجيا من طريقة تفاعلنا مع الأمور
    Bu yüzde 15 kuralı, doğrudur. Gezegende nereye giderseniz gidin, ister Japonya, ister Şili, ister Portekiz yada İskoçya hiç farketmez. TED قاعدة الخمسة عشر بالمئة صحيحة حيث أنه لايهم أينما كنت في أي بقعة في هذا الكوكب اليابان,تشيلي البرتغال, سكوتلندا,لايهم
    Aynı düşünce bir Alman vatanseveri için de doğrudur. Open Subtitles وهي صحيحة كذلك على الرجل الألماني الوطني
    Şöyle: Her şey eşitse, en basit açıklama genellikle doğrudur. Open Subtitles كل شئ متساوى التفسير البسيط يمكن ان يكون هو الصحيح
    Ve, bir bakıma, bu doğrudur, çünkü her şey titreşir. TED وبصورة ما كلامهم صحيح .. فكل شيء من حولنا ينبض
    doğrudur, Colin, ama babam şu anda Kennebunkport'ta balık avlarken Saddam hala bizi dürtüyor. Open Subtitles قد يكون ذلك صحيحا يا كولين ولكن أبي يصيد السمك الآن في كينيبونكبورت وصدام لا يزال يعبث معنا
    Bu adamın ibne olduğu doğrudur. Open Subtitles نعم، هو حقيقيُ. هذا الرجلِ لَيْسَ لهُ ديك.
    Eğer prostat kanseri için doğruysa, göğüs kanseri için de neredeyse kesinlikle doğrudur. TED لذا, إذا كان هذا صحيحاً في سرطان البروستات, فهذا يكاد أن يكون منطبقاً أيضاً على سرطان الثدي أيضاً.
    Köşegenlerimiz sayesinde, 5 diyorsa bu bile doğrudur. TED بفضل أقطارنا، يبقى صحيحاً حتى إذا قال 5.
    Öyle dediysem, doğrudur. Open Subtitles حسناً ، إذا كنت قد قلت ذلك فلا بد أن يكون صحيحاً
    Sizin bilginiz eminim ki doğrudur. Ben genelde yanılırım. Open Subtitles أنا متأكد بأن معلوماتك صحيحة أنا أخطأ عادةً
    Bir annenin verebileceği en iyi öğüt budur çünkü... her zaman doğrudur. Open Subtitles انها أفضل نصيحة من الأم لأنها صحيحة دوماً
    Yetersiz bir kaynaktı, ama temel bilim doğrudur. Open Subtitles كانت من مصادر متناثرة لكن أعتقد أن الفكرة الرئيسية صحيحة
    Çünkü beyaz adam ne derse doğrudur, değil mi? Open Subtitles لان كل ما يقوله الرجل الابيض هو الصحيح اليس كذلك ؟
    Bize yakın olanlara her zaman yardım edemediğimiz doğrudur. Open Subtitles لأنه من الصحيح يمكننا مساعده هؤلاء الأقرب إلينا
    Belki de senin şu "oluruna bırak" anlayışın doğrudur. Open Subtitles ربما تكون أنت على المسار الصحيح بهذه الروح التلقائية
    Eğer bir şey doğru olmak için çok iyi görünüyorsa, doğrudur. Open Subtitles إذا خُيّل إليكم شيء جيد جداً على أنه حقيقة، فهذا صحيح
    Çoğu zaman ağrıyı bir hastalığın belirtisi olarak düşünürsünüz. Ve bu genelde doğrudur da. TED الان في اغلب الاوقات تظنون ان الالم عرض لمرض ما وهذا صحيح في معظم الاوقات
    Totalitarizmin geldiği son noktada saf kötülüğün ortaya çıktığı ve bu saflığın insani güdülerle bir bağ kurulamayacak düzeyde olduğu doğruysa o zaman onsuz, yani totalitarizm olmadan kötülüğün gerçek radikal doğasını asla bilemeyeceğimiz de doğrudur. Open Subtitles إذا كان صحيحا أنه في المرحلة النهائية للشموليّة يظهر لنا الشر المحض
    Ashton Ortaokulunun kapatılması vergi verenlerin paralarını koruyacağı doğrudur. Open Subtitles هو حقيقيُ ذلك إغلاق مستوى آشتون العالي الأصغرِ يُوفّرُ مالَ دافعي الضرائب.
    Onun için doğruysa diğerleri içinde doğrudur. Bitirmeme izin vermedin. Open Subtitles إن كان ذلك صحيحًا بالنسبة لها، فسيكون كذلك للآخرين و أنت لم تدعني أُكمِل
    Artık blok yapmadığın da doğrudur herhalde. Open Subtitles إذا فصحيح أيضاً أنك لا تدافع بالمرة
    Hakkımdaki suçlamalar doğrudur. Open Subtitles لا , أنا مُذنبٌ بما أنا مُتّهمٌ به
    doğrudur. Open Subtitles سوف تثبت!

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more