Doğrusu şu, stüdyomu satma fırsatı buldum. | Open Subtitles | الحقيقة هي أني واتتني الفرصة لبيع الإستوديو خاصتي |
Doğrusu şu ki Başkan Hanım, sizi korumak için elimden geleni yapamadım. | Open Subtitles | الحقيقة هي سيدتي الرئيسة أنني لم أقم بما يكفي لحمايتك |
Doğrusu şu ki, oğlumu odasında ziyaret etmiştim. | Open Subtitles | حسنا، الحقيقة هي أنني كنت أزور إبني في الحضانة |
Ama Doğrusu şu ki o adamın arkadaşı olmayı haketmiyorum bile. | Open Subtitles | لكن الحقيقة هي أنني لا أستحق حتى أن أكون صديقاً لذلك الرجل |
Elbette yeteri kadar yapmadığımızı, yaptıklarımızın ise yeterli etki sağlamadığına yönelik eleştirilere yer var ama, doğrusu şu: Küresel yoksulluğa karşı verilen savaş insanlık tarihi boyunca şefkat duygusunun görüldüğü en kapsamlı, en uzun süre devam eden olaydır. | TED | الآن هناك الكثير من الانتقادات، بأننا لم نقوم بما فيه الكفاية، وإن ما قمنا به لحد الآن ليس فعَّالًا كفاية لكن الحقيقة هي كالآتي: الكفاح ضد الفقر العالمي هو أكبر، وأطول ظاهرة إنسانية في التعاطف في تاريخ الجنس البشري. |
Sean, bunu duymak senin için zor olacak, çünkü o senin annen fakat Doğrusu şu ki, olması gereken bu. | Open Subtitles | شون, سيكون صعبا جدا عليك سماعه لانها امك, لكن الحقيقة هي... هكذا يجب ان تكون عليه. |
Doğrusu şu ki, sen muhtemelen yatıp da hatırladığım tek kızsın ve ben binlerce ama binlerce kadınla yattım. | Open Subtitles | الحقيقة هي أنّكِ قد تكونين الفتاةَ الوحيدةَ التي أتذكّرها على الإطلاق، مع أنّي نمتُ مع آلاف و آلاف النساء، أحياناً مع اثنتين أو ثلاثة معاً. |
Yani suçu kolaylıkla esrar ve içkiye atabilirim ama Doğrusu şu ki açık konuşayım mı? | Open Subtitles | . يُمكنني بسُهولة اللوم علي الحشيش و القرابا ... و لكن الحقيقة هي .أيسعني التحدث بحرية ؟ |
Doğrusu şu ki Hiçbir şey umurumda değil. | Open Subtitles | الحقيقة هي أني لا أبالي لأي شيء |
Doğrusu şu ki, hep yanımda taşırım. | Open Subtitles | الحقيقة هي أنني آخذه إلى كل مكان |
Arkadaş edinir, gün ışığında yaşar sıradan bir çocuk olurdum ama işin Doğrusu şu ki insanların arasındayken kendimi güvende hissetmiyorum. İstedikleri gibi düşünsünler, ama Yeni Cennet Bahçesi gerçekti. | Open Subtitles | و لكن الحقيقة هي أني لا أشعر بالأمان و أنا بالقرب من الناس بإمكانهم أن يصدقوا ما يريدون , و لكن "عدن الجديدة " موجدة فعلا |
Doğrusu şu ki, hatırlamıyorum. | Open Subtitles | الحقيقة هي أني لا أستطيع. |
Rex, Doğrusu şu. | Open Subtitles | (ريكس)، الحقيقة هي أنه برحيل الأولاد |
İşin Doğrusu şu, Bay ve Bayan Stone buraya kızınız Missy ile ilgili bir hikâye anlatmaya geldim. | Open Subtitles | ...الحقيقة هي ...(يا سيد وسيدة (ستون (اتيتُ إلى هنا لأخبركم قصّة عن إبنتكم, (ميسي |
Doğrusu şu ki, Bay Strickland'e çok öfkelendim çünkü son sınavda bana çok kötü ama hak ettiğim ...bir not verdi. | Open Subtitles | إذًا، الحقيقة هي أنني كنت غاضبًا (من السيّد (ستريكلاند لأنّه أعطاني درجات سيئة، عادلة -في اختباري الأخير . |
Doğrusu şu: | Open Subtitles | و الحقيقة هي |
Tamam... Simone, işin Doğrusu şu ki.. | Open Subtitles | ..حسناً (سيمون)، الحقيقة هي |