"doğruymuş" - Translation from Turkish to Arabic

    • صحيحة
        
    • حقيقي
        
    • صحيحاً
        
    • صحيحا
        
    • صحيحه
        
    • صحيحٌ
        
    • حقيقه
        
    • حقيقيّ
        
    • الأمر صحيح
        
    • كان صحيح
        
    • كانت حقيقة
        
    • صحيح ما
        
    • إنه صحيح
        
    • انه حقيقى
        
    Görünüşe göre şüpheleriniz doğruymuş, Başkan Hanım. Bu Afrika'yla ilgili. Open Subtitles يبدو بأن شكوكِ كانت صحيحة سيدتي الرئيسة، هذا حول أفريقيا
    Duyduklarıma kulak asmadım ama demek ki doğruymuş! Open Subtitles إنما لم أصدق هذه الأشياء الغريبة لكنها صحيحة
    Bu pek sık rastlanan bir şey değil, ama bana anlattıklarının hepsi doğruymuş. Open Subtitles لا يحدث ذلك في الكثير من الأحيان لكن كل ما قلته لي حقيقي
    "Dermişim şakası" şu: bir şeyle dalga geçmek istediğimizde, önce bir şey söyleriz, ve söylediğimiz doğruymuş gibi yaparız. Open Subtitles ليست نكته , لكن حينما نريد عمل مرح بشيء ما كل ما نفعله هو جمله ندعي انه حقيقي لكن بالنهايه نقول , لا
    Tanrım, biliyor musun, iyi bir kız arkadaş bulmak çok zor. Ama bu doğruymuş gibi geliyor. Open Subtitles من الصعب جداً العثور على صديقة جيّدة، ولكن هذا يبدو صحيحاً
    Bu inin potansiyel asilere yataklık yaptığı söylentisi doğruymuş. Open Subtitles يبدو ان الإشاعات حول هذه الحانة بدأت تتراكم و تنتشر لأن الإشتباه بوجود ثوار كان صحيحا
    Görünen o ki, bana gelen bilgi doğruymuş. Open Subtitles حسناً من الواضح أن المعلومات التي لدي صحيحة
    Önceden söylentileri duymuştum ama anlaşılan doğruymuş. Open Subtitles أقصد، بالطبع سمعتُ الشائعات سابقاً لكنّها صحيحة على ما يبدو.
    İçgüdülerin doğruymuş. Open Subtitles حسناً أنظري من هذا الجانب غرائزكِ كَانت صحيحة
    Demek doğruymuş. - Kara ok hedefini bulmuş. Open Subtitles الحكاية صحيحة إذاً السهم الأسود أصاب هدفه
    Anlaşılan söylentiler doğruymuş. Çoğu şeyi değiştiriyormuş. Open Subtitles يبدو أن الاشاعات كانت صحيحة حقا يغير الأشياء
    Şimdi aptal gibi hissediyorum ama o zaman söylediği her şey doğruymuş. Open Subtitles أشعر بالغباء الآن ولكن في وقتها كان يتكلم عن أمور صحيحة
    "Dermişim şakası" şu: bir şeyle dalga geçmek istediğimizde, önce bir şey söyleriz, ve söylediğimiz doğruymuş gibi yaparız. Open Subtitles ليست نكته , لكن حينما نريد عمل مرح بشيء ما كل ما نفعله هو جمله ندعي انه حقيقي لكن بالنهايه نقول , لا
    Eski bir eğitmen olduğun konusunda söylenilenler doğruymuş demek. Open Subtitles ما يقال بشأن كونكِ مقاتلة سابقة هو حقيقي إذن
    Doğru olacağına ihtimal dahi vermiyordum ama doğruymuş. Open Subtitles لم أظن أن هناك فرصة أن يكون هذا حقيقي، لكنه حقيقي
    Galiba bu açıklıyor. doğruymuş. Open Subtitles حسناً, على ما أعتقد هذا يؤكد بأن الامر حقيقي
    Şimdi seni görüyorum ve bana anlattığı her şey doğruymuş. Open Subtitles وأعتقد أن كل ما قالته كان صحيحاً بعد أن رأيتك الآن
    Şimdi seni görüyorum ve bana anlattığı her şey doğruymuş. Open Subtitles وأعتقد أن كل ما قالته كان صحيحاً بعد أن رأيتك الآن
    Becerebilse bir ağaçla sevişir, derlerdi. Görüyorum ki doğruymuş. Open Subtitles سَمعتُ الناسَ يَقُولونَ بأنّكِ تُمارسين الجنس مع شجرة إذا كان هذا صحيحا هل يُمْكِنُنى أَنْ أَرى ذلك
    İyi tarafından bakacak olursak Oxford'un çalışması doğruymuş. Open Subtitles الجانب المشرق ان دراسه اوكسفورد اتضح انها صحيحه
    Dedikleri doğruymuş; gece vardiyası farklı insanları bir araya getiriyor. Open Subtitles صحيحٌ ما يُقال: النوبة الليلة تجمع الغرباء بين سقف واحد.
    Ama bir kez bağımlı oldun mu, hep öyle kalırsın dedikleri doğruymuş. Open Subtitles ولكنى عرفت أن هذا حقيقه المدمن يظل مدمنَاً
    doğruymuş demek. Open Subtitles الأمر حقيقيّ إذاً
    Demek doğruymuş. Bazı çizgi filmler şiddet eğilimlerini cesaretlendiriyormuş. Open Subtitles إذاً الأمر صحيح ، بعض الكرتون يحرض على العنف فعلاً
    Söylediğin her şey doğruymuş. Open Subtitles كلّ شيء الذي قلت كان صحيح.
    O zaman benim üçüncü yalanım aslında doğruymuş. Open Subtitles هذا يعني أن ثالث كذبة كانت حقيقة في الواقع
    Sanırım kafası olmadan yaşayan tavuk hakkında söylenenler doğruymuş. Open Subtitles واعتقد انه صحيح ما يقولون حول كيفية لا يزال يعمل الجسم حول دون رأسه.
    Evet, şu söz çok doğruymuş. Open Subtitles أتدرون، إنه صحيح ما يقولونه.
    doğruymuş. Avukat olmuşsun. Open Subtitles انه حقيقى انك محامى الان

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more