"doğruyu yanlışı" - Translation from Turkish to Arabic

• الصواب والخطأ
• الصواب من الخطأ

Bu doğruyu yanlışı ayırt edemeyen cahil birisi için nazik bir dildir.
وهل الكلام المهذب يكون مع بائع جوال، لايستطيع التفرقة بين الصواب والخطأ.

Hiçbir şekilde korkmaz ve doğruyu yanlışı ayıramazdı.
ومعدوم الخوف تمامًا، ويعوزه حسّ تمييز الصواب والخطأ

Seninle doğruyu yanlışı konuşacak havada değilim.
لا أحتاج لمحاضرة عن الصواب والخطأ منك أنت

- Ama doğruyu, yanlışı bildi... ve ortalığı biz karıştırdık.
و هو يعلم الصواب من الخطأ و لكننا ملخبطين جدا

Şuna ne dersiniz? doğruyu yanlışı anlayacak kadar büyüdü artık.
لابد أنها كبرت بما فيه الكفاية لتعرف الصواب من الخطأ

Ama ben sistemin çocuğuyum, kimse bana doğruyu yanlışı öğretmedi.
لكني ابنة النظام , لم يعلمني احد الصواب من الخطأ

Onun elini tutmadan doğruyu yanlışı ayıramıyor musun?
لدرجة عجزك عن التفرقة بين الصواب والخطأ بدون إمساكها بيدك؟

Senin adına sevindim çünkü bugünden sonra her zaman doğruyu yanlışı bileceksin."
قال "أنا سعيد لأجلك لأن كل يوم من الآن فصاعداً" "أنت ستدرك دائماً معني الصواب والخطأ"

doğruyu yanlışı ayıramayan birine dönüşmene izin verdin.
جعلت نفسك تصبح الشخص الّذي لا يعرف الصواب من الخطأ.

Bana doğruyu yanlışı Öğreten arkadaşımdan
الصديق الذى قد علمنى الصواب من الخطأ

- Aaron doğruyu yanlışı biliyor mu?
هل يعرف "آرون" الصواب من الخطأ ؟

Aynı zamanda John Henry'i yaratırken dikkatsiz davrandığımı da söylediniz. Ona doğruyu yanlışı öğretmediğimi.
قلتَ أيضاً، أني أهمل في تكوين شخصيّة (جون هنري)، بدون تلقينه الصواب من الخطأ