Doğu Yakası Televizyon ve Mikrodalga Programlama'nın yeni başkan yardımcısıyım. | Open Subtitles | أنا النائب الجديد لرئيس تلفزيون الساحل الشرقي ومبرمج فرن المايكرويف |
Bahisçilerin Doğu Yakası kadar uzaklardan bile gelmekte olduklarını duydum. | Open Subtitles | سمعت أن الرهانات تأتي بعيدا من مناطق الساحل الشرقي الأن |
Doğu Yakası ile Batı Yakası arasındaki çekişmenin nedeni ne? | Open Subtitles | ما مسألة الساحل الشرقي والساحل الغربي هذه ؟ |
Dediklerine göre, bir kadını öldürmüşsün. Doğu Yakası'ndaki bir inşaat sahasında. | Open Subtitles | قالوا إنّك قتلت امرأة ما بالرصاص بموقع بناء في الجانب الشرقي |
İyi öğleden sonraları, yukarı Doğu Yakası. Tabaklarınız benimki kadar dolu muydu? | Open Subtitles | طاب مساؤكم يا سكان الجانب الشرقي هل عشاؤكم محشوًّا مثل عشائي ؟ |
Sadece şehir merkezinde değil burada, Doğu Yakası'ndaki sizin bölgelerinizde de olacak. | Open Subtitles | وليست فقط مناطق وسط المدينة لكن مجتمعاتكم هنا على الجهة الشرقية. |
Daha şimdiden Yukarı Doğu Yakası'ndan ofis yeri tuttuk. | Open Subtitles | لقد تم تأمين مساحات مكتبية لنا بالفعل في الحي الشرقي الراقي. |
Doğu Yakası'nın üst tarafında bir çatı katı var adına kayıtlı. | Open Subtitles | لكنّه مُسجّل كمالك شقة بالجانب الشرقي من المدينة. |
Yukarı Doğu Yakası olarak bilinen bölgenin sakinleri yeryüzündeki en varlıklı bir o kadar da kendine özgü bir sosyal sisteme sahiptir. | Open Subtitles | سكان المنطقة المعروفة بالجانب الشمالي الشرقي يعتبروا حتى الآن من أنجح النظم الإجتماعية على الأرض |
Doğu Yakası'nda ışığın az olduğu konusundaki yanlış inanış üzerine uzun uzun konuşması ihtiyaçtan değildi anlayacağınız. | Open Subtitles | مع الستائر المسرحية التي على الحائط من أجل المُناقشاتِ الطويلةِ بخصوص التقليل من شأن جودات الإضاءة على الساحل الشرقي. |
Bir de Doğu Yakası Barlar Birliği'nin veri tabanına bakalım. | Open Subtitles | حسناً هذا ما أريد فعله لنتصل بهيئة الحانات في الساحل الشرقي |
Doğu Yakası Televizyon ve Mikrodalga Fırın Programcılığın başıyla tanıştığım için gerginim. | Open Subtitles | إنني متوتر فحسب لمقابلة رئيس تلفزيون الساحل الشرقي ومبرمج الميكرويف |
3 ay önce, Nikaragualı bir uyuşturucu kartelinin Doğu Yakası koluna sızmakla görevlendirildi. | Open Subtitles | طُلب منها قبل ثلاثة أشهر أن تتغلغل بين ممثلي الساحل الشرقي لعصابة مخدرات نيكاراغوية. |
Tıpkı bir kar fırtınasının 4 Temmuz'da Doğu Yakası'nı karlar altında bırakabilmesi gibi. | Open Subtitles | هناك فرصة كما أن هناك فرصة بأن عاصفة ثلجية قد تدفن الساحل الشرقي في اليوم الرابع من يوليو |
Doğu Yakası'nın en büyük şarap dağıtıcısının varisi. | Open Subtitles | و هي وريثة لأحد أكبر شركات توزيع النبيذ في الساحل الشرقي. |
Ben bunu Yukarı Doğu Yakası'ndaki gerçek hayatımdan kaçmak için kullanıyordum. | Open Subtitles | لقد أعتدت على الهروب من حياتي الحقيقة في الجانب الشرقي الأعلى |
Her zaman Yukarı Doğu Yakası'na Serena yüzünden bu kadar bağlı olduğunu sanıyordum fakat bundan daha fazlası varmış. | Open Subtitles | كنت دائماً أظن أن سيرينا هي السبب في وقوعك في حب الجانب الشرقي الراقي ولكن الأمر أكثر من ذلك |
Yukarı Doğu Yakası'na alışmak da benim epey zamanımı almıştı. | Open Subtitles | لقد اخذت فترة حتى تعودت على الجانب الشرقي الراقي أيضا |
Yani Aşağı Doğu Yakası'nda yaşıyorsun ve hiç Çinli tesisatçı duymadın. | Open Subtitles | اذا تعيشين في الجانب الشرقي الادني ولم تسمعي ب سباك صيني |
Doğu Yakası, Batı yakası herkes sızlanıyor. | Open Subtitles | في الجهة الشرقية والغربية والكل يتذمرون |
Doğu Yakası'nın uyuşturucu ticareti benim, sizi gidi aptal... | Open Subtitles | أنا تجارة الجهة الشرقية نفسها يا أكياس الحماقة... . |
Doğu Yakası konusunda. | Open Subtitles | عن الجهة الشرقية. |
Doğu Yakası'nda büyüdüm. | Open Subtitles | لقد كبرت في الحي الشرقي الأعلى |
Galiba az önce tüm Yukarı Doğu Yakası'nı yerle bir ettim. | Open Subtitles | يبدو وكأنني قد أطحت بالجانب الشرقي الراقي كله. |
Yukarı Doğu Yakası'nın becerikli anneleri dişi kimliğe ait çeşitli aktivitelere katılmak için epey zamana sahiptirler. | Open Subtitles | على الرغم من ذلك الأمهات المخضرمات بالجانب الشمالي الشرقي لديهن الكثير من الوقت للمشاركة في العديد من الأنشطة الغريزية |