Tek bildiğim doğu yakasında büyük bir Meth laboratuvarı olduğu. | Open Subtitles | كل ما أعرفه أنه لديه معمل قذر على الجانب الشرقي |
Arama bir dakikadan az sürmüş ve doğu yakasında bir ankesörlü telefondan yapılmış. | Open Subtitles | إتصال دام أقل من دقيقة وتتبعته إلى هاتف عملة في الجانب الشرقي البعيد |
Orta halli Power Lad nasıl olur da doğu yakasında teraslı ve park manzaralı lüks bir daireye sahip olabilir? | Open Subtitles | كيف كان من الممكن أن دمث الفتى الطاقة كان الكلاسيكية ستة على صعيد الجانب الشرقي مع إطلالة على الحديقة؟ |
doğu yakasında insanların sevdiği Step Tavuğu isimli bir kuş vardı. | TED | كان هناك طائر يدعى بدجاجة هِيثْأحبها سكان الساحل الشرقي |
Bunun ne demek olduğundan emin olamayız fakat doğu yakasında şafaktan önce savaş başlığının infilak edeceğine işaret ediyor olabilir. | Open Subtitles | لا يمكننا التأكد من معنى هذا الكلام ولكنها ربما تشير إلى أن الصاروخ سيتم إطلاقه قبل الفجر بالساحل الشرقي. |
Boşanıyorlar. Babacık Yukarı doğu yakasında ikinci sınıf bir fotomodeli beceriyor. | Open Subtitles | إنهما سيطلقان, الأب يضاجع عارضة أزياء في الحي الشرقي |
Sokaklar bir kez daha sakinleşirken ayaklanma sırasında doğu yakasında meydana gelen hasarın 13,7 milyon $ olduğu söyleniyor. | Open Subtitles | لقد عادَ الهدوء للشوارع مرةً ثانية لكنَ الضررَ الذي حصلَ في الطرف الشرقي بسبب أعمال الشغَب يُقدَّر بـ 13.7 مليون دولار |
doğu yakasında Charlotte 'un sevdiği türde bir barda Buzlu Çay Prensesi. | Open Subtitles | وتكرارا على الجانب الشرقي في حانة أكثر سهولة في شارلوت، |
Peki. Bir röprotajda söyleyeceğim gibi, evet hepsine sahibim. doğu yakasında. | Open Subtitles | للتحدث إلى صحيفة، لديّ كل شيء، على الجانب الشرقي |
Duyduğuma göre doğu yakasında cinayet olmuş. | Open Subtitles | سمعت أنكم وجدتم قتلى في الجانب الشرقي سمعت ذلك ؟ |
Yukarı doğu yakasında büyümüş olsam bile, ailemin sahip olduğu hayatın aynısını istemiyorum. | Open Subtitles | حتى مع انني ترعرت في اعلى الجانب الشرقي لا اريد نفس الحياة التي عاشها والداي |
Ancak yukarı doğu yakasında ölümün acı kısmı, tatlı kısmıyla gelir hatta daha tatlı gelir. | Open Subtitles | ولكن على الجانب الشرقي فصل الموت والحزن ياتي مع بطانه من فضة أو من ذهب |
Yukarı doğu yakasında değil. | Open Subtitles | ليس على الجانب الشرقي, احتمال أن هؤلاء الاولاد |
Fakat siz saygı değer kişiler yukarı doğu yakasında, eski her şeyin tekrar canlanabileceğinin hatırlatıcısıdır. | Open Subtitles | ولكن بإخلاص انها رسالة تذكير أنه على الجانب الشرقي كل شيء قديم يمكن أن يصبح جديد ثانية |
Birleşik Devletlerin doğu yakasında nükleer bir patlama oldu. | Open Subtitles | كان هناك حدث نووي كبير على الساحل الشرقي للولايات المتّحدة |
...doğu yakasında, yani 09:30'da ne olacağı? | Open Subtitles | ماذا يحدث في الساحل الشرقي أين سيكون في التاسعة والنصف صباحاَ ؟ |
Hedef saati sabah 8'di. doğu yakasında saat 10'u bile geçti. | Open Subtitles | الوقت المحدد كان الثامنة صباحا، ولكن الوقت تجاوز العاشرة الاّن بالساحل الشرقي |
Yukarı doğu yakasında en genç büyükanne rekoru nedir acaba? | Open Subtitles | مفاجأة رائعة ماهو الرقم القياسي لأصغر جدة في الحي الشرقي الراقي؟ |
- Londra'nın doğu yakasında. | Open Subtitles | في الطرف الشرقي من مدينة (لندن) قبل 6 أشهر تقريباً |
Şehrin doğu yakasında, ve polisler de... ..pek acele etmiyorlar gibi. | Open Subtitles | متواجد في الجهة الشرقية للمدينة و لا يبدو أن رجال الشرطة في عجلة من امرهم |
Böylece seni şahit gösteremezler çünkü doğu yakasında bu davayı senin yönetmeni ayarladım. | Open Subtitles | لأنني خططت لتوليك المحاكمة في المنطقة الشرقية |
Burada büyüdüm. Şey, hayır gölün doğu yakasında büyüdüm. | Open Subtitles | ترعرعت بالقرب من هنا, لست كذلك أعني عبر البحيرة من الناحية الشرقية |
doğu yakasında büyük bir fırtına çıkmaktaymış. Bütün havayolları kapanıyormuş. | Open Subtitles | ثمّة عاصفة كبيرة تضرب الساحل الشرقيّ و كلّ المطارات تتوقّف |
- Ve Lily'nin yanında, aslında doğu yakasında oralar arkadaş olmamız gereken bölgeler. | Open Subtitles | عند (ليلي) وتقريباً جميع أنحاء آبر إيست سايد"، منطقة أصدقاء" |