| JOH FREDERSEN'E KAYBEDİLMİŞ OĞLU FREDER'İ doğururken ÖLMÜŞ. | Open Subtitles | توفيت لدى جوه فريدرسن . ماتت و هي تلد فريدر , ابن جوه فريدريسن |
| Ne yazık ki 9 ay sonra oğlunu doğururken ölmüş. | Open Subtitles | ولكنها ماتت بعد 9 شهور عندما كانت تلد طفلها |
| Kızını doğururken öldü, 200'den 208'e kadar olan kasetler." | Open Subtitles | ابنتها توفيت أثناء الولادة الشرائط من 200 إلي 208 |
| Sonra doğumhanede o ufaklığı doğururken doğumhanede elini tutmanı ister. | Open Subtitles | ثم ستريدك أن تكون معها في غرفة الولادة تمسك بيدها وهي تدفع هذا الصغير إلى الخارج |
| - Annem beni doğururken öldü diyorlar. - Ne demek istediğini anlamıyorum. | Open Subtitles | ـ أمي ماتت بينما كانت تلدني ـ لا أفهم ماذا تقصدين |
| Bir vampir annemi baştan çıkarmış. Annem beni doğururken ölmüş. | Open Subtitles | مصاص دماء أغوى أمي والتي ماتت أثناء ولادتي |
| Annen seni doğururken öldü. Baban sana tecavüz etti. | Open Subtitles | والدتك ماتت أثناء ولادتك والدكَ اغتصبك أنتَ وشقيقتكَ |
| O Mia'yı doğururken ben maç izleme için Murphy'nin barına gittiğimden almak zorunda kaldım. | Open Subtitles | لمشاهدة مبارة في الحانة عندما كانت تلد ميا |
| Karısı dördüncü oğullarını doğururken plasenta ayrılması oluştu ve kadın ile oğlu öldü. | Open Subtitles | زوجته كانت تلد ابنهم الرابع و كان هناك انفصال فى المشيمة و هى الطفل كلاهما توفيا |
| Karısıysa çocuğu doğururken öldü, akrabaları da bombanın kurbanı oldular. | Open Subtitles | وزوجته ماتت وهي تلد و القنبلة قتلت اقاربهم |
| Çok komik. 28 yıl önce ben seni doğururken hiç meşgul değildim. | Open Subtitles | لم أكن مشغولاً جداً أن تلد إليكم منذ 28 عاماً. |
| Hamileliği süresinde veya doğururken kan kaybetme riski var demek. | Open Subtitles | يعني أنها في اي وقت قد تتعرض لنزيف أثناء الحمل أو الولادة |
| İsa, bir kadının çocuk doğururken çektiği sancıları, acıları ve ızdırapları onlara anlatmış. | Open Subtitles | المسيح اخبرنا كيف تتألم المرأة اثناء الولادة |
| - doğururken zaten ölecek. Çoğu kölenin başına gelir. | Open Subtitles | على الأرجح ستموت أثناء الولادة تموت معظم الجاريات |
| Doğum günüm kutlanacak bir gün değil. Annem beni doğururken ölmüş. | Open Subtitles | يوم مولدي ليس مدعاةً للبهجة، إذ ماتت أمي وهي تلدني. |
| Olamaz. Annem alt tabakadandı. Beni doğururken vefat etmiş. | Open Subtitles | لا, أمي كانت مُتدنية النسب ماتت وهي تلدني |
| Sarah Elliot annemdi. Beni doğururken öldü. | Open Subtitles | كانت والدتي سارا إليوت، ماتت وهي تلدني |
| Annemin beni doğururken öldüğü yerde. | Open Subtitles | بعدما توفيت أمي أثناء ولادتي |
| Annem beni doğururken öldü. | Open Subtitles | أمي ماتت أثناء ولادتي |
| Annen seni doğururken öldü. | Open Subtitles | والدتك ماتت عند ولادتك |
| Peki Samura'yı doğururken? | Open Subtitles | وماذا عن (سميره )؟ |
| Annesi onu doğururken ölmüş ve babasının kim olduğunu bilen yoktu. | TED | ،والدتها توفيت أثناء ولادتها "ولا أحد يملك أدنى فكرة عمن كان والدها. |
| İşte, güzel Kraliçemizin doğururken öldüğü çocuk. | Open Subtitles | هذا الطفل الذي ماتت الملكة أثناء ولادته |
| Babamı hiç tanımadım ve annem beni doğururken ölmüştü. | Open Subtitles | أتعلم أنا لم ألتقى بأمى وأبى أبــدا فلقد ماتت أمى وهى تلدنى |
| Annesi onu doğururken öldü. | Open Subtitles | توفيت والدته وهي تلده |