"dokunarak" - Translation from Turkish to Arabic

    • لمس
        
    • باللمس
        
    • اللمس
        
    • بلمس
        
    • لمسها
        
    • تلمس
        
    Ve müsaade ederseniz, şimdi Venüs sinekkapanındaki tüylere dokunarak bu mimozayı harekete geçireceğim. TED وإذا سمحتم لي، سوف أتابع وأثير هذه الميموسا الآن عن طريق لمس شعيرات مصيدة فينوس.
    Tek kelime etmeden, sadece bakıp, elimle ellerine dokunarak. Open Subtitles بدون التفوه بأى كلمة ،مجرد نظرة و لمس يدى ليده
    Belki bir gün, bir kayadaki mineralleri sadece dokunarak hissedebileceğiz. TED لربما في يوم ما نتمكن من تحسس المعادن في صخرة ما باللمس.
    Sonraki gün, dokunarak nesneleri tanılama yeteneğini kaybetti. TED فيما بعد فقد قدرة التعرف على الأشياء باللمس.
    Bu çoklu-dokunmatik yani ekranına dokunarak cihazı kontrol edebiliyorsunuz. TED وذلك يشمل اللمس المتعدد، والتحكم في الجهاز بلمس شاشة العرض الخاصة به.
    Uykuda olduğunu söylemedim mi az önce? Ama dokunarak aktif hâle geldi. Open Subtitles قلت أنها كانت خاملة لكنها تم تشغيلها بواسطة اللمس
    Ciddi ciddi birinin dokunarak onu kanser ettiğini mi düşünüyorsun? Open Subtitles هل تظنّ حقاً أنّ من لمسها قد أصابها بالسرطان؟
    Birinin yüzüne dokunarak, güzel veya çirkin olduğunu söyleyebilir misin? Open Subtitles لمس وجه الشخص يمكن أن يقود إن كان جميلا أو قبيحا
    Farları neredeyse asırlardır bozuktu ve buradan uzak olmayan bir yerde sadece bir düğmeye dokunarak onardı. Open Subtitles مصابيحه اللأمامية كانت معطلة منذ زمن طويل وهي أصلحتها عند مكان ليس بعيد من هنا عن طريق لمس الزر فقط
    Tüm bunları yalnızca yüzüme dokunarak mı anlayabiliyorsun? Hayır. Open Subtitles أيمكنك أن تخبرني كل شئ من خلال لمس وجهي ؟
    İnsanların eşyalarına dokunarak imgelemler görüyorsun, ha? Open Subtitles إذاً، لتحصل على الرؤى بحق عليك لمس أغراض الناس، أليس كذلك؟
    Bay Usher, demek insanların kişisel eşyalarına dokunarak... hayatta olup olmadıklarını söyleyebiliyorsunuz. Open Subtitles اذن,سيد آشر عن طريق لمس غرض شخصي تظن انه بوسعك ان تحدد ان كان الشخص حيا او ميتا
    Bu parmaklar köstebeğin çevresindeki dünyayı dokunarak algılamasını sağlar. Open Subtitles أصابع تسمح للخلد الشعور بالعالم باللمس فقط
    İnsanlara dokunarak onları kontrol edebiliyorsun hem de ürpertici bir yolla da değil. Open Subtitles يمكنك ان تتسيطري على الناس باللمس وليس بالطريقة اليدوية اللعينة
    Yüz hatlarını elleriyle dokunarak keşfediyor. Open Subtitles انه استخدم إحساسه باللمس واستكشف ملامحهم بيديه
    İnsanaların duygularını dokunarak anlatma ihtiyacını anlayamıyorum. Open Subtitles أعجز عن فهم الناس الذين يريدون التعبير عن أنفسهم من خلال اللمس.
    Sadece dokunarak gerçek elinle karakterinin eli arasındaki farkı söyleyebilir misin? Open Subtitles أيمكنكِ معرفة الفرق بين اليد الحقيقية ويد الشخصية من خلال اللمس فقط؟
    Ve her neyse AIDS dokunarak bulaşmaz. Open Subtitles و على أي حال , والإيدز لا ينتقل عن طريق اللمس.
    Burada yazdığına göre, kanıtlara dokunarak... olay mahallini detaylı bir şekilde görebiliyormuşsunuz. Open Subtitles يقول هنا بلمس بعض القطع الرئيسة من الدلائل كنت قادراً على رؤية مشهد الجريمة بتفاصيل عظيمة
    Bir büyücü bir kez bu ile bütün bir imparatorluk aşağı getirdi... ... Biraz cadı dokunarak. Open Subtitles مصدر يوماً ما أسقط إمبراطورية كاملة بهذه ، فقط بلمس ساحرة صغيرة
    Metal kısmına dokunarak açıp kapatabiliyorsun. Open Subtitles تستطيعين تشغيله وإطفائه بلمس الجزء الحديدي
    Diğer özellikler nesneye dokunarak görünmez hale getirir, Open Subtitles ميزات أخرى تجعل الكائن يغيب عن طريق لمسها
    Sol tarafta üç eklemli modern motorlu bir protezi var, omuzundaki küçük pedlere dokunarak kolun hareket etmesini sağlıyor. TED وفي الجهة اليسرى لديه الذراع الآلية الحديثة مع المفاصل الثلاثة ، وهو يُشغل تلك الأوتاد الصغيرة في كتفه والتي عليه لمسها لجعل الذراع تعمل.
    Boynuna dokunarak, gerçekte kendini koruyorsun. TED فعندما تلمس رقبتك فأنت تقوم فعلياً بحماية نفسك

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more