"dokunduğu" - Translation from Turkish to Arabic

    • يلمسه
        
    • لمسه
        
    • تلمسه
        
    • لمسته
        
    • لمس
        
    • تلمس
        
    • لمسها
        
    • يلمس
        
    • يلمسها
        
    • لمستني
        
    • لمستها
        
    • لمستكِ
        
    • بلمسه
        
    • يلامسه
        
    • يلمسني
        
    Bu şeyin dokunduğu herşeyin şeklini alabildiğini mi söylüyorsun? Open Subtitles انت اخبرتني ان هذا الشيء يستطيع التحول لأي شيء يلمسه او يراه
    İnsanın dokunduğu herhangi bir şey sık sık iz bırakır. Open Subtitles أي شيء يلمسه الشخص بإستمرار قد يبقى خلفه
    - Sen, hastanın burada geçtiği veya dokunduğu her yeri silmeye başla. Open Subtitles انت ، ابدأ بمسح المكان اي مكان ذهب له المريض او لمسه
    Durmak bilmez bir lav akıntısı sokağın kendisini eritiyor. dokunduğu herşeyi yokediyor. Open Subtitles كمية هائلة من الحمم تقوم بإذابة الشوارع نفسها، وكذلك كل ما تلمسه
    Yani bu "Rachel'ın dokunduğu her şeyden kurtulma" satışı. Open Subtitles إذن هو معرض التخلص من كل شيء لمسته رايتشل
    Elbisene dokunduğu an onunla ölmek ve cennete gitmek için titremeye başlarsın. Open Subtitles لو لمس ملابسكِ سترتعشين كما لو كنتِ ستموتين وتذهبين للجنة لتبقين معه للأبد
    Rogue dokunduğu kişilerin enerjisini ve hayat gücünü alıyor. Open Subtitles عندما تلمس روج اي شخص فانها تسلبهم طافتهم , طاقتهم للحياة
    Aynen öyle. Ama sadece gönderenin dokunduğu bir yer var. Open Subtitles تماما، لكن يبقى مكان واحد لا يلمسه إلا المرسل.
    Canı gönülden umut ediyorum ki yarattığım şey, dokunduğu her şeyden enerji ve besin emerek büyür ve gelişir. Open Subtitles أتمنى بصدق أن صنعي ينمو ويزدهر يستخلص الطاقة والغذاء من كل ما يلمسه
    dokunduğu herşeyin kuruyup öldüğünü söylemenin nazik yolu. Open Subtitles هذه طريقة لطيفة لتقولين بأن كل شيء يلمسه يذبل ويموت
    Vay, şey, o adamın dokunduğu her şey altın oluyor. Open Subtitles ياللروعة, كل شيء يلمسه هؤلاء الرجال يتحول الى ذهب
    Tıpkı senin ve televizyonun dokunduğu her şeyin yok olup gittiği gibi! Open Subtitles مثل كل شيء أنتِ ومؤسسة التلفزيون لمسه قد تدمـر
    Tabakhane, 100 yılı aşkın süredir buradaymış. Civa toprağa sızıp, dokunduğu her şeye bulaşmıştır. Open Subtitles كانت هنا المدابغ لأكثر من مائة عام ولتسرّب الزئبق إلى التربة ولوّث كلّ ما لمسه
    dokunduğu herşey hastalanıyor. Hatalığın tonu ölüme döünüşüyor! Open Subtitles كل شئ تلمسه يتحول الى مرض و الذى يتعلق بالمرض هو الموت
    dokunduğu her şeyi yerle bir edelim. Open Subtitles سوف نحول كل شئ تلمسه إلى أنقاض هذا لى لأفعله ..
    Kimse kirli bir elin dokunduğu yiyeceği almak istemez. Open Subtitles ليس هناك شخص يريد أن يلمس طعام لمسته أصابع قذره
    Kadehe hizmetçiler dokunduğu için, kral mümkün olduğunca az dokunur. Open Subtitles لذا الخدم عندهم لمس الكأس لذا الملك يلمس اقل مساحة بقدر الامكان
    Kenai, ışıkların yere dokunduğu dağa gittim, ve büyük ruhlar bana totemini gösterdiler. Open Subtitles كيناى انا كنت فى الجبل حيث الأضواء تلمس الأرض و الأرواح العظيمة لها أعطتنى طوطمك
    İlk başta dokunduğu tek kişinin ben olmadığımı düşündüm. Open Subtitles فى البداية ظننت انه لم يكن انا فقط الوحيدة التى لمسها
    Onun tekniği, vücuduna dokunduktan sonra dokunduğu nesneleri mıknatısa çevirmek. Open Subtitles تقنية ذلك الشخص انه قادر على تحويل الاشياء التي يلمسها إلى مغناطيس بعد أن يلمس جسده
    Vücuduma dokunduğu yerlerde kırmızı izler oluştu. Open Subtitles أصبت ببقع حمراء على جسدي في كل مكان لمستني فيه
    O pamuk gibi parmaklarıyla dokunduğu her yer ooov'luyor. Open Subtitles كل عضلة لمستها كانت تئزّ، تحت أصابعها الناعمة الحريرية
    - Öyleyse Şef'in sana dokunduğu ve seninle yıkandığı da... Open Subtitles إذن, عندما قلتِ أن الرئيسةِ لمستكِ و اغتسلت معكِ,
    Ve sizi uyarıyorum kötü bir kanun kolera gibidir; dokunduğu herkesi, karşı çıkanlar kadar savunanları da mahveder. Open Subtitles و إننى أحذرك أن القانون الشرير مثل الكوليرا يدمر أى فرد يقوم بلمسه
    dokunduğu her şeyi bozar. Buradaki balıklara neler olduğunu biliyor musun? Open Subtitles ،إنه يفسد كل ما يلامسه أتعلمين ما الذي حدث للسمك الذي يعيش هنا؟
    Eğer sizi iyi hissettirecekse, bana dokunduğu zaman kusmak istiyorum. Open Subtitles حسناً، لو ألأمر سيجعلك تشعرين بتحسن عندما يلمسني أحس أنني أريد أن أتقيأ

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more