"dolacak" - Translation from Turkish to Arabic

    • ستمتلئ
        
    • سيمتلئ
        
    • ستمتليء
        
    • ستمتلأ
        
    • ستمتلىء
        
    • سيضعون المئات
        
    • يمتلئ
        
    • يجعلنا نسير
        
    Güneş doğunca tüm oda, arıyla dolacak. Open Subtitles بمجرد شروق الشمس، فهذه الغرفة بأكملها ستمتلئ بالنحل.
    Sığınaklar hızla dolacak. Şehir dışı daha güvenli olur. Open Subtitles الملاجئ ستمتلئ بسرعة ثقي بي، سيكونون أكثر أمانًا خارج المدينة
    10 saniye sonra burası polis dolacak. Open Subtitles لأنه بعد مرور عشر ثوانى سيمتلئ ذلك المكان بالشرطة
    Bir gün ağzımı açacağım... bahçeler çağlayanlarla dolacak... Open Subtitles يوما ما سوف أفتح فمي، ستمتليء الحدائق بالشلالات، في الساحات ، والترسانات.
    Çok geçmeden, bu parklar ve okullar yine gülüp, oynayan çocuklarla dolacak. Open Subtitles قريبا، ساحات اللعب والمدارس ستمتلأ ثانية بالاطفال وهم يضحكون ويلعبون
    Birkaç saniye içinde oda benzinle dolacak. Open Subtitles خلال بضعة ثوانى,الغرفة ستمتلىء بالجازولين.
    Eğer arzu ettiğim reytingi yakalarsak duvarlar takdirname ile dolacak. Open Subtitles يمكن أن نحصل على التقدير و سيضعون المئات من التزكيات على الحائط
    İki dakika içinde bu gemi Alliance askerleri ile dolacak. Open Subtitles خلال دقيقتين هذا القارب سوف يمتلئ بالتحالف
    Harıl harıl süper domuzlarını ürettiler ve yakında süpermarketler onların etleri ve organlarıyla dolacak. Open Subtitles كانوا يستولدون خنازيرهم الخارقة بوتيرة متسارعة، وقريباً ما ستمتلئ المتاجر الكبرى بلحومها وأعضائها.
    Tüm bölüm radyasyonla dolacak. Open Subtitles الغرفة بالكامل ستمتلئ بالإشعاع
    Önleme bölmesi ışınlanmış soğutma sıvısı ile dolacak. Open Subtitles ستمتلئ غرفة العزل بالإشعاعات المُبردة
    İndirim olduğunda restoran hınca hınç dolacak. Open Subtitles صالة الطعام ستمتلئ خلال التخفيضات
    Ciğerlerim yavaşça sıvıyla dolacak. Open Subtitles ستمتلئ رئتيَّ بالسوائل ببطء
    Sadece bir parçası ile, tüm vücudun enerji ve güçle dolacak. Open Subtitles بقطعة واحدة فقط، فان جسمك كله سيمتلئ بالطاقة والقوة
    Dünya aniden, harika ve engin olasılıklarla dolacak. Open Subtitles .. سيمتلئ العالم بإمكانية العجائب والروابط العميقة
    Bu ev bir saat içinde altı yaşındaki çocuklarla dolacak. Open Subtitles سيمتلئ البيت بالأطفال ذي الستّ سنوات بعد ساعة واحدة.
    Bütün gemi radyasyonla dolacak, elektronlar çatladi, Open Subtitles السفينة ستمتليء بالإشعاع والشقوق الكهربائية
    Bir gün bu oda senin çocuklarına dolacak. Open Subtitles يوم ما، ستمتليء هذه الغرفة بأطفالكِ.
    Bu gece bu koltuklar dolacak. Open Subtitles الليلى ستمتليء هذه المقاعد
    Ama Başkan'ın ve Doktor Alison Lennon'ın söyledikleri doğruysa, ...yakında o boş dönme dolaplar ve hız trenleri yeniden gülen çocuklar ve seviçli ana babalarla dolacak. Open Subtitles لكن، اذا صدق الرئيس والدكتورة لينون فان مدن الالعاب ستمتلأ من جديد باطفال فرحين وآباء مبتهجين
    Oda çok çabuk dolacak ve suyla boğuşacaksınız belki bir kaç saat belki de bir gün, kim bilir? Open Subtitles الغرفة ستمتلىء بالماء بسرعة و ستحاولان المقاومة يمكنكما المقاومة لبضع ساعات... لربما حتى يوم من يعرف؟
    Eğer arzu ettiğim reytingi yakalarsak duvarlar takdirname ile dolacak. Open Subtitles يمكن أن نحصل على التقدير و سيضعون المئات من التزكيات على الحائط
    90 saniyeden az bir süre sonra, asansör boşluğu halon gazla dolacak ve nefes alamayacaksın. Open Subtitles خلال أقل من 90 ثانيه أنبوب المصعد سوف يمتلئ بغاز الهالون ولن تتمكن من التنفس
    Ne yani, dünya minik Annaliselerle dolacak eğlencesine insanları öldürerek gezeceğimizi mi sanıyorsun? Open Subtitles ماذا، تظنين بأن العالم سيمتلئ بأشباه (أناليس) ما يجعلنا نسير ونقتل من أجل المتعة؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more