| Gaspçı, gayrimenkul dolandırıcısı ve bir kültür tahripçisiydi. | Open Subtitles | لقد كان مُنتزِعاً محتال عقارات و مدمِّر للثقافات, |
| Hele ki Buzpati dolandırıcısı olmaktan başka bir şey olmaya cesaret edememiş biri asla! | Open Subtitles | أحمقاً الذي لا يملك الشجاعة ليحاول أن يكون أيّ شيء أكثر من محتال مصاصات. |
| Sonraki isim Wall Street dolandırıcısı Bill Harmon. | Open Subtitles | وبعدها محتال وول ستريت بيل هارمون |
| Emlak dolandırıcısı mı? | Open Subtitles | أو عقاري محتال ؟ |
| Seni siktiğimin dolandırıcısı. | Open Subtitles | إنك محتال سخيف |