| Eminim, Bayan Donovan da Maris için aynı şeyleri hissediyordu. | Open Subtitles | وأنا متأكد من شعر السيدة دونوفان بهذه الطريقة عن ماريس. |
| Donovan'ı meşgul ettikleri sürece kimin umurunda? | Open Subtitles | و من يهتم بذلك ؟ طالما أنهم سيبقون دونوفان مشغولا بهم |
| Donovan maçtan sonra son bir ödül vuruşu yapmak istiyordu. | Open Subtitles | دونوفان أكمل طريقه الى البطولة بعد ما حصل |
| Şimdi Cleo, Donovan'la yeteri kadar zaman geçirmediğin için kızgın olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | الآن ، كليو أعلم بأنك منزعج لعدم قضاءك وقتاً كافياً مع دونفان |
| Toozik, Ermenilerin kullandığı gündelik bir hitap şeklidir Bay Donovan. | Open Subtitles | الن تسجلي هذا بالاسفل توزيك هو لقب ارماني سيد دونفان |
| Donovan'ın yorumu; ''seni gey homo.'' | TED | مثل دونافان الذي كتب ما يلي: مثلي معتوه |
| Dur tahmin edeyim. Eminim Vera Donovan'ın buzluğu soda doludur. | Open Subtitles | دعيني أخمن , أراهن بأن فيرا دونوفان لديها براد مليء بالصودا |
| Peki Bayan Donovan, su emlak kanunundaki gelisiminiz nasil gidiyor? | Open Subtitles | "إذاً يا آنسة "دونوفان ما أخبار خلفيتك في قانون العقارات؟ |
| Polina ve Carl ayrıldığında o ve Donovan gelip benimle birlikte kaldılar. | Open Subtitles | عندما انفصل كارل و بولينا جاءت هي و دونوفان للبقاء عندي |
| Belki de Polina'nın Donovan'ı ondan uzaklaştıracağından korkmuştur. | Open Subtitles | ربما أنه كان خائفاً من أنها قد تأخذ دونوفان منه بعيداً |
| Bay Decker, siz ve Donovan... gizli sözcüğünüz var mı? | Open Subtitles | سيد ديكر, انت و دونوفان هل لديكما كلمة سرية؟ |
| Jenna Donovan'ı öldürmekten tutuklusun. Gidelim. | Open Subtitles | أنت تحت الإقامة الجبرية ل قتل جينا دونوفان. |
| Billy Donovan buranın bir parçası gibiydi. 15 yıl boyunca hizmet verdi. | Open Subtitles | بيلي دونوفان كان جيدا لقد عمل هنا لمده 15 سنه |
| İki yıl önce, aracınızla Maris Donovan'a çarptınız. | Open Subtitles | قبل عامين سيارتك ضربت وقتلت ماريس دونوفان. |
| Maris Donovan'a çarpan aracın direksiyonundaki kişi sen değildin. | Open Subtitles | أنت لم تكن وراء عجلة القيادة في السيارة التي ضربت ماريس دونوفان. |
| Maris Donovan'ın da kaydının olduğuna eminim. | Open Subtitles | وأنا واثق تماما لدي واحد لماريس دونوفان. |
| İşin ilginç tarafı, Maris Donovan'ın otopsi raporunun fotokopilerinin içinden çıkmış. | Open Subtitles | ما كان غريبا، على الرغم من هو أن كانتملفوفةفي نسخ تقرير ماريس دونوفان تشريح الجثة، |
| Evet. Bahse girerim, laboratuarımızdaki bu pedal, Maris Donovan'ın anısına bırakılmış bir bisiklete ait. | Open Subtitles | وسأكون على استعداد ليكون ذلك ر دواسة في مختبرنا هو من الدراجة في ذكرى ماريس دونوفان. |
| Donovan ameliyata hazır. Yaşam fonksiyonları kararlı. | Open Subtitles | دونفان مفتوح و مستعد أعضاءه الحيوية مستقرة |
| Mark Donovan içki getirmiş. | Open Subtitles | ,مارك دونفان أحضر بعض الشراب لذا فسوف تأتي, أليس كذلك؟ |