"doyurmak" - Translation from Turkish to Arabic

    • إطعام
        
    • لإطعام
        
    • اطعام
        
    • ليغذي
        
    • أطعام
        
    • لتطعم
        
    • تطعمنا
        
    • يطعموا
        
    Özel okul ücretini karşılamak ve bir sürü çocuğu doyurmak oldukça zordur. TED وكان من الصعب جدا عليه توفير المال للتعليم بمدرسة خاصة و إطعام حشد كبير من أطفاله
    Sadece atımı doyurmak ve bir otel bulmak istiyorum. Open Subtitles أبحث عن إطعام حصانى والعثور على غرفه بالفندق.
    İşlerini yaptıklarını düşünüyorlar ama şu lanet çocukları doyurmak için koruyucu ailenin bana yeterli para vermediğini de biliyorlar. Open Subtitles يظنون إنهم يفعلون عملهم، لكنهم يعرفون أن الحضانة لا تعطيني ما يكفي من المال لإطعام كل هؤلاء الصغار الأوغاد.
    Yetimhaneye bağışlanan her bir kuruşu, müdür zimmetine geçiriyordu. Yokluğumda çocuklar o kadar bakımsız kalmışlardı ki kendilerini doyurmak için fare yakalamak zorunda kalmışlardı. TED كان المدير يختلس كل سنت يتبرع به لدار الأيتام، وفي غيابي، كان الأطفال يعانون من إهمال فظيع حيث أجبروا على الإمساك بالفئران لإطعام أنفسهم.
    Halkın vergileriyle, buradaki parazitlerin karnını doyurmak mı ? Open Subtitles اطعام هذه الطفيليات هنا فى نفقة الجمهور؟
    Bağımlılığını doyurmak için haplara ihtiyacı vardı. Open Subtitles الآن, هو احتاج للحبوب ليغذي إدمانه.
    Çadır, bar, herkesi doyurmak... 300 tavuk tabağı, 300 sebze tabağı ve Gupta adında bir beyinsizin özel sipariş ettiği kısık ateşte pişmiş şiş kuzu. Open Subtitles الخيمة ، البار ، أطعام الجميع؟ 300طبق دجاج ، 300 طبق نباتي ، و لحم مشوي طلب خصيصاً ، لأحمق يسمي (جوبتا)
    Doğru. Aç aileni doyurmak için ekmek çalardın, değil mi? Open Subtitles هذا صحيح، سرقت رغيف من الخبز لتطعم عائلتك الجائعة، صحيح؟
    Şu ellere bak. Bizi doyurmak için paralanıyorlar. Open Subtitles إنظري إلى هذه الأيدي إنها تعمل من أجل أن تطعمنا
    Ebeveynler de kendilerini doyurmak için şafağa kadar avlanacak. Open Subtitles وبالنسبة لذويهم كي يطعموا أنفسهم بالمثل، ينبغي بهم الصيد حتى بزوغ الشمس
    Onları saklamak, doyurmak ve yardımcı olmak bir suçtur. Open Subtitles تعيين، إطعام أو رعاية مهاجرين غير شرعيين تعد جريمة
    Onları saklamak doyurmak ve yardımcı olmak bir suçtur. Open Subtitles تعيين، إطعام أو رعاية مهاجرين غير شرعيين تعد جريمة
    Bazıları düzenli bir şekilde karınlarını doyurmak isteyen fakir delikanlılar. Open Subtitles البعض منهم صبية فقراء يبحثون عن إطعام ثابت
    Hazır fırında makarnanız varsa bütün bir futbol takımını doyurmak o kadar zor bir iş değil. Open Subtitles أتعلمون ؟ إن إطعام فريق كرة كامل ليست مُهمة صعبة للغاية عندما تحظى بعشاء المعكرونة والجبن
    Yeni soru şu, 8.3 milyar insanı 2027'de doyurmak için 214 trilyon kaloriyi nasıl üretiriz? TED السؤال الجديد هو، كيف ننتج 214 تريليون سعر حراري تكفي لإطعام 8.3 مليار شخص بحلول عام 2027؟
    Oturma odasındaki insanları doyurmak istiyor musun? Open Subtitles هل تقومين بالتخطيط لإطعام الناس في غرفة المعيشة؟
    Ne yazık ki ismini bilmediğimizden, para ödülü aç çocukları doyurmak için harcanacak. Open Subtitles للأسف ، لا نعرف هويته لذا ستستخدم جائزته النقدية لإطعام الأطفال الجياع
    Öyle bir anda, köpeğini doyurmak için gitti... Open Subtitles فى موقف كهذا .. كل ما يهمها هو اطعام الكلب
    Evde çok fazla kişi olunca herkesi doyurmak için yaratıcı yollara başvurmalıydık. Open Subtitles مع اشخاص عدة في المنزل، يجب ان نكتشف طرق مبدعة لنكون قادرين على تحمل اطعام الجميع.
    Bağımlılığını doyurmak için haplara ihtiyacı vardı. Open Subtitles الآن, هو احتاج للحبوب ليغذي إدمانه.
    Flynn bağımlılığını doyurmak için elindeki her şeyi sattı. Open Subtitles (فليين) باع كل شيء كان يملكه ليغذي إدمانه.
    Dünyadaki fakirleri doyurmak yani? Open Subtitles أطعام فقراء العالم؟
    Doğru. Aç aileni doyurmak için ekmek çalardın, değil mi? Open Subtitles هذا صحيح، سرقت رغيفاً من الخبز لتطعم عائلتك الجائعة، صحيح؟
    Şu ellere bak. Bizi doyurmak için paralanıyorlar. Open Subtitles إنظري إلى هذه الأيدي إنها تعمل من أجل أن تطعمنا
    - Mandalore halkını doyurmak için kaçakçılara ödeme yapmaya mecbur değildir. Open Subtitles ماندولور لا يجب ان تدفع للمهربين لان يطعموا الشعب

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more