| Tabii bir de mutluluk var: dudaklar yukarı ve arkaya doğru geriliyor ve yukarı kalkan yanaklar göz kenarında kırışıklık oluşturuyor. | TED | وهناك بالطبع السعادة: تنسجب الشفاه إلى الأعلى والخلف، ويرتفع الخدان مسببين تجاعيد حول العينين. |
| Birçok sinir ucuna sahip hassas vücut parçaları dudaklar ve eller gibi en geniş alanlarla temsil edilirler. | TED | أجزاء الجسم الحساسة لها نهايات عصبية عديدة مثل الشفاه والأيدي، وتمثل بمناطق واسعة على القشرة. |
| Sapho'nun özsuyuyla düşünceler hız gerektirir dudaklar lekeler sağlar, lekeler bir uyarıcı olur. | Open Subtitles | وبعصير صافو ينال السرعه تصبح الشفاه وصمه الوصمه تصبح تحذير |
| Hiç sanmıyorum. Çok güzel rujlarım var. ÖIü birine bile öpüşmelik dudaklar... kazandırabildiyse sana neler yapar hayal et. | Open Subtitles | لدي احمر شفاه جديد اذا امكنه ان يعطي شخص ميت شفاه ممتلئة تخيلي ماذا سيفعله لك اراك لاحقا ياجيمبو |
| Fakat bu şişmiş dudaklar, çökmüş gözler ve kızarmış yanaklarla bile, ben, işte tam burada, inanılmaz bir keyif alıyordum. | TED | ولكن حتى مع شفاه متورمة وعينين غائرتين ووجنتين مضرجتين بالحمرة، وجدت أن هذا المكان هنا يعج بالكثير من المتعة. |
| Büzülmüş dudaklar ve şişirilmiş yanaklar bir şeye boyun eğdiğini gösteriyor. | Open Subtitles | ميل الشفتين و انتفاخة الخدود، يشيرا إلى الأستقالة. |
| Tamam, dudaklar ayrık, hafif öne eğilmiş. Bize söyleyeceğin bir şey var. | Open Subtitles | حسناً، الشفتان مُتفرقتان، ومائل قليلاً إلى الأمام، إنّ لديك شيء تُخبرنا به. |
| Öyleyse, sevgili ermiş, dudaklar yapsın ellerin yaptığını. | Open Subtitles | إذاً أيتها القديسة، فلتحل الشفاة مكان الأيدي |
| parlatan gözler, kızaran yanaklar, titreyen dudaklar. | Open Subtitles | تلك الأعين اللامعة، تلك الوجنتين المتوهجتين و تلك الشفاه المرتجفة |
| O dalgın gözler bir ifade için ağlamış o dudaklar son bir sızlama için yalvarmıştı. | Open Subtitles | تلك العيون الخاوية بكت بلا تعبير، وتلك الشفاه توسلت لأجل أنين أخير |
| Öyleyse azize, dudaklar yapsın ellerin işini, | Open Subtitles | أيتها القديسة،لتفعل الشفاه اذن ما تفعاه الأيدي |
| Ben "tatlı dudaklar" gibi şeyler söylemeyen hoş, tatlı, yakışıklı komik, harika bir erkek istiyorum. | Open Subtitles | أريد فقط لطيفة، الحلو، وسيم، مضحك، رجل عظيم، الذين لا توجد الآن، تي تقول أشياء مثل الشفاه الحلوة. |
| Fark varsa Piper, dudaklar Flaming sizin kulüpte oynuyor. | Open Subtitles | بايبر ، إذا لم تلاحظي ، الشفاه المشتعلة تغني في ناديك |
| Renk çok taze ve harika, bulanık, atrofik dudaklar ve bu solgun cilt, nemli fakat yıpranmış... | Open Subtitles | اللونَ نضر ورائعُ جداً الشفاه رفيعة وضبابية |
| Süt gibi ten, kırmızı dudaklar, sıkı kalçalar, dik göğüsler, insanın dilini sokmak istediği kulaklar. | Open Subtitles | بشرة ناعمة و جميلة و شفاه ملونة بالأحمر بالإجمال جسمها جميل جدا و هى تجيد الاعتناء به |
| O gülünce bütün dudaklar gülümsemeli. | Open Subtitles | إبتسامتها ستجلب الإبتسامة على شفاه جميع من يقابلها |
| Gül yapraklı dudaklar, ince boyun, ateşli, tutkulu gözler. | Open Subtitles | ، شفاه كبتلات الأزهار ، وعنق رقيق وشعر ناري ، وعيون متقدة |
| İç dudaklar ve dişetlerindeki yaralar da bunu gösteriyor. | Open Subtitles | وكذلك يأكد هذا التمزقات على الشفتين الداخلية و اللثة. |
| Önce göz doyacak, sonra dudaklar, sonra da mide. | Open Subtitles | العينان تتذوقان أولا، ثمّ الشفتان وبعدهما الصحن |
| Çünkü Harriet Lichtman'a dokunan dudaklar benimkilere asla dokunamaz. | Open Subtitles | الشفاة التي لمست هاريت ليكمان لن تلمس شفاهي أبداً |
| Beni göreceğini düşlüyorum,.. ...titreyen dudaklar ve kapalı gözlerimle seni bekleyişimi. | Open Subtitles | بعد أن أُغلق عيني بإحكام ، أعرض لك شفتاي المرتعشة |
| Yani, emmek için güzel, kalın, seksi dudaklar istemediğimizi düşünüyorsun, | Open Subtitles | ألا تفكرون بأننا نريد أن نقبل شفتين عريضتين جذابتين، |
| Bilmiyorum. Gevşek dudaklar için sürgün büyüsü mü? | Open Subtitles | أنا لا أعرف، تعويذة الإبعاد للشفاه الفضفاضة ؟ |
| dudaklar, dişler, dil. Ya da aslan surat? | Open Subtitles | شفايف , اسنان , لسان او وجه الاسد ؟ |
| Ben de bunu söylüyorum, dudaklar popoya yaklaşmadan olmaz.. | Open Subtitles | هذا ما أحاول أن أقوله لك أنظر أحب هذا لأنها تضع شفتاك أمام المؤخرة |
| dudaklar. | Open Subtitles | شفتاكِ. |
| Bu dudaklar tanrıyı övmek için yapılmış. | Open Subtitles | هذه الشفايف خلقت لتمجيد الرب |
| Bize görelim diye gözler verdi konuşalım diye dudaklar verdi her şeye kadir bombamız her şeyi yaratan bombamız. | Open Subtitles | لدينا اعين للرؤية والشفاه التي نحن نحركها كَمْ عظيمة القنبلة قوية |
| - Ben de ! O dudaklar acaba...konuşabilir mi? | Open Subtitles | إذ يمكن أن تتكلّم هذه الشّفاه |