Yemek yediğin zaman, tatlı bir şekilde dudaklarını şapırdatırdın ya? | Open Subtitles | أتعرف عندما تأكل ، وتلعق شفتيك بطريقة لطيفة حقا ؟ |
Demek dudaklarını sıradan purolarla kirletmek istemiyorsun. | Open Subtitles | أنت لا تريد أن توسخ شفتيك بسيجار عادى خشن؟ |
dudaklarını daha fazla hareket ettirmeni istemiyorum. | Open Subtitles | أحتاج لك للتوقّف عن تحريك تلك الشفاه الآن. |
Bana bir ajanın her zaman dudaklarını ıslak tutmasını ve bir şey içmeden önce belirtileri beklemesi gerektiğini öğretmiştin. | Open Subtitles | علمتني ذات مرة أن العميل في مهمة عليه أولاً أن يبلل شفتيه وينتظر الأعراض قبل أن يشرب أي شيء |
Ve dudaklarını değdirip içerken aniden vururum ve pörsümüş gerdanına dökülür bütün bira. | Open Subtitles | و حين تشرب أقفز أمام شفتيها و أسكب الجعة فوق لحمها المترهل |
Tatlım, dişlerini fazla kullanma. dudaklarını rahat bırak. | Open Subtitles | عزيزي, اظهر القليل من الأسنان ارخي شفاهك فقط |
İkimizin de bekâr olduğunu ve dudaklarını şirin bulduğumu göz önünde bulundurarak benimle mezuniyet balosuna gelir misin diye merak etmiştim. | Open Subtitles | لذا ، باعتبار أننا الاثنان غير مرتبطين وأنا اعتقد أن شفتاك رائعتان لقد كنت أتسائل إذا أمكنك أن تذهب لحفل السنة معي ؟ |
Ben dudaklarını ararken sen bana yanağını uzatıyorsun ayrıca bir ayı geçkindir beni odana almıyorsun. | Open Subtitles | أطلب شفتيكِ فتمنحيني خدكِ وباب غرفتكِ مؤصد في وجهي لأكثر من شهر |
Küçük dudaklarını serin, berrak suya daldırıyorsun. | Open Subtitles | فتضع شفتيك الصغيرة بهدوء إلى الماء العذب |
dudaklarını birinin suratına değdirmenin ne önemi var? | Open Subtitles | ما المشكلة في أن تضع شفتيك على وجه شخص ما؟ |
Haline bak. Berbatsın. dudaklarını oynattığını görüyorum. | Open Subtitles | إنظر إلى نفسك، أنت فاشل أستطيع أن أرى شفتيك تتحركان |
Ama sen dudaklarını burada bırakabilir misin? | Open Subtitles | حسناً, لا بأس, لكن هل يمكنك ترك شفتيك هنا؟ |
Evet, erkeklerin dudaklarını farklı... renklerle boyamış kızlarla oral... seks yaptığı bir parti oyunu. | Open Subtitles | أجل إنها لعبة حفلة حيث يجعل الأولاد البنات يضعون ألوان مختلفة من أحمر الشفاه بينما يقومون بجنس فموي |
Hayalarını keser ağzına sokup, dudaklarını dikerdik. | Open Subtitles | ونقطع خصيتيه نضع بعضها في فمه نخيط شفتيه ، ونتركه يرقد على السرير |
Bağırmamak için dudaklarını ısırıyordu. | Open Subtitles | لقد كنت رهيبا كانت تعض شفتيها لكي لا تصرخ بصوت عالي |
Seni seyrettim. dudaklarını hep oyuncularla aynı anda oynatıyordun. | Open Subtitles | كنت أشاهدك في التدريبات دائماً تحرك شفاهك مع الممثلين |
Seni küçük serseri, öpüşürken dudaklarını rahat bırak. | Open Subtitles | أيّها الوغد الصغير، أرخي شفتاك عندما تُقبّل. |
Gözlerini şöyle kısmalı dudaklarını şöyle büzmelisin. | Open Subtitles | يجب عليكي أن ترمشي بعينيكِ, هكذا. يجب عليكي أن تحركي شفتيكِ, هكذا. |
Bu kadar dar lateks elbise kızların hem yüreğini yakar hem dudaklarını. | Open Subtitles | هناك شيء ما في البذلة المطاطية المجسمة يشعل النار في شفاه الفتيات |
Asher Hornsby dersten önce dudaklarını kenetlemiş ama kız arkadaşına değil. | Open Subtitles | آشر هورنسبي شوهد يقفل شفتاه قبل الدرس لكن ليس مع صديقته |
Kimse konuşmazdı, sadece dudaklarını hareket ettirirlerdi. | Open Subtitles | أيّ شيء, المهم هو أن يُمكن للمرء أن يرى شفاههم تتحرك |
Kimsenin benimle evlenmez diyorsun; çünkü dudaklarını ısırıyor ve kafanı sallıyorsun. | Open Subtitles | تعتقدين انه لا احد سيأخذك لانك قضمت شفاتك ونكس رأسك. |
Bu da Willow'u dudaklarını hakkında hayaller kurmadığım tür bir kız yapıyor. | Open Subtitles | مما يجعلها ليست من نوع الفتيات التي أفكر في شفتاها كثيراً |
Atın dudaklarını fıstık yağı ile oynatıyorlar. | Open Subtitles | زبدة الفول السوداني، هكذا كيف يجعلون الحصان ليحرك شفاهه |
dudaklarını hafifçe aralamalısın. | Open Subtitles | يَجِبُ أَنْ تَبقي شفاهَكَ بعيدة شوية عن بعض |
Kahince söylerim yaraların önünde, o yaralar ki sessiz birer ağız gibi açıp yakut dudaklarını biraz ses, biraz söz dileniyorlar benden derim ki lanet yağacak dört bir yanına insanların kardeş kavgaları, azgın iç savaşlar saracak İtalya'nın dört bir yanını. | Open Subtitles | سأتنبّأ الآن وأنا أرى جراحك.. الشبيهة بأفواه صامتة، لكن شفاهها الحمراء كالياقوت تتفتح.. طالبة مني الكلام.. |