"dudaklarının" - Translation from Turkish to Arabic

    • شفتيك
        
    • شفاهك
        
    • شفتاك
        
    • شفاه
        
    • شفتيها
        
    • شفتيكِ
        
    • الشفاه
        
    • شفاهه
        
    • شفاهها
        
    • شفاههم
        
    • لشفتيها
        
    • شفتاه
        
    Ne zaman onunla öpüşsem senin dudaklarının tadını mı alıyorum diye merak ettim. Open Subtitles وإننى أحياناً لأتسائل عندما كنت أُقبله إن كان تلك شفتيك التى أشعر بمذاقها
    dudaklarının hediyesi, hayalim aldığım her nefeste kaldı. Open Subtitles الحلم الذي شفتيك منحتني إياه باقي مع كل أنفاسي
    .. herkes senin dudaklarının şeklini gördü.. ..yakın bir zamanda senin suçlu bulunacağına inanıyorlar. Open Subtitles إذًا قال الناس إنه من التعبير على شفاهك يمكنهم معرفة أنه سيحكم عليك كمذنب
    Ben okurken dudaklarının hareket ettiğini görmek hoşuma gitmiyor o yüzden özet geçeceğim. Open Subtitles أنا... أكره أن أرى شفتاك تتحركان أثناء قراءتك، لذلك سوف أقوم بتوضيح المكتوب.
    Büyük, koyu mavi gözleri olduğunu biliyorum, bir de burnunun büyük, dudaklarının dolgun olduğunu. Open Subtitles لكني لا أستطيع رؤيتها ، أعرف بأنها كانت كبيرة و سمراء وكان لديها عيون زرقاء أنف كبير و شفاه عريضة
    Durdu, kitabı indirdi, cebine uzandı, ve bir lolipop çubuğu çıkararak dudaklarının arasına aldı. Open Subtitles وهي توقف، وقالت انها يضع الكتاب جانبا، أنها تصل إلى جيبها ويسحب شفاه. وأنها تضع على شفتيها.
    dudaklarının arasından çıkan herhângi bir erkeğin ismini duymaktan nefret ediyorum. Open Subtitles أنا أكره أن أسمع إسم أي رجل خلال شفتيكِ
    Simon'un ellerinin ve dudaklarının değişmiş olabileceği her şeyi. Open Subtitles أي شيء الشفاه سيمون أو اليدين قد لقد لمست.
    Sanığın yüzünden, özellikle de dudaklarının şeklinden... .. davasının nasıl sonuçlanacağı anlaşılabilirmiş. Open Subtitles يفترض بك أن تكون قادرًا على أن تعرف من وجه الرجل ومن خط شفاهه خصوصًا، كيف ستنتهي قضيته
    Ama burnunun çok büyük olduğunu, söyledikleri zamanlardan bahsetti dudaklarının çok dolgun ve teninin çok koyu olduğunu. Open Subtitles ولكنها أخبرتني عن أزمنةٍ كان الناس يعلقّون فيها على حجم أنفها وأن شفاهها مكتنزة للغاية وأنها بشرتها شديدة السواد.
    - Çatlak dudaklarının üstünde. Open Subtitles -على شفاههم المشققة .
    dudaklarının hediyesi, hayalim aldığım her nefeste kaldı. Open Subtitles الحلم الذي منحتني شفتيك إياه يرافق كل أنفاسي.
    Şimdiki gibi, dudaklarının oynadığını görüyorum ve konuştuğunu duyuyorum ama bana gerçek gelmiyor. Open Subtitles مثل, الآن, أرى شفتيك تتحركان و أسمعك تتكلمين و لكن لا يبدو حقيقياً لى
    Kalbin daima kalbimde olacak ve dudaklarının dokunuşu dudaklarımda. Open Subtitles ... قلبك سيظل على الدوام داخل قلبى و لمسة شفتيك .. على شفتاى
    dudaklarının kıpırdadığını görüyorum, ama söylediğin tek bir kelimeyi bile duyamıyorum. Open Subtitles بإمكاني رؤية شفاهك تتحرّك لكنّي لا أستطيع سماع ما تقوليه
    Biliyor musun, dudaklarının oynadığını görüyorum, ama sesini duymuyorum. Open Subtitles كما تعلم , يمكنني أن أرى شفاهك تتحرّك لكنني لا أسمع أيّ صوت
    iki gündür dudaklarının çikolata tadında olduğunu tasavvur ediyorum, bu yüzden onlara bakamadım. Open Subtitles لليومين,أنا كنت أفكر بطعم شفاهك كشوكلاته,وأنا لم أستطع النظر اليهم
    Bu kadar konuşmana dudaklarının zaten çatlamamış olmasına şaşırıyorum. Open Subtitles أنا متفاجئة أن شفتاك لم تلتهب من ثرثرتك
    Ya ben dudaklarının tadına bakmayı tercih edersem? Open Subtitles ماذا لو فضلت تذوق شفتاك ؟
    dudaklarının tadı nasıldı? Boş ver! Open Subtitles أيّ رحيق حلو من الآلهة كان طعم شفتيها ؟ أوه , أنسي الأمر
    dudaklarının arasına saçın girmiş. Open Subtitles .هناكشعرةعلى . شفتيكِ هنا
    Daha sonra taşaklarımı o bal dudaklarının arasına almanı istiyorum. Open Subtitles و سأريد منك أن تحضرى فمك ذو الشفاه المنتفخة و تبلعى خصيتيى
    Yutabiliyor olmasına çok sevindim, dudaklarının düzelmesine de tabii. Open Subtitles أنا جدّ سعيد أنّه بخير ولون شفاهه عاد لطبيعته
    - İyi de dudaklarının hareket ettiğini görebiliyorum. Open Subtitles -لكنني أرى شفاهها تتحرّك
    Belki şu aynadan Ross'un dudaklarının yansımasını görebilirim. Open Subtitles ربما قد أستطيع الحصول على إنعكاس لشفتيها في المرآة.
    Öldüğünde, gizli yerin adresinin hemen dudaklarının ucunda olduğunu düşünmek deli ediyordu. Open Subtitles و كان يجن جنوننا عندما نتذكر ان مكان الكنز الخفى كان على شفتاه عندما مات

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more