"dudaklarına" - Translation from Turkish to Arabic

    • شفتيك
        
    • شفتيه
        
    • شفاهك
        
    • شفاهها
        
    • شفتيها
        
    • شفتي
        
    • شفتيكِ
        
    • لشفتيك
        
    • شفاتك
        
    • شفتك
        
    • وشفتاهكِ
        
    • شفاهه
        
    Ama sakın dudaklarına sürme ya da gözlerine. Kötü fikir. Open Subtitles لكن لا تضعينها على شفتيك او على جفنيك, جداً سئ
    dudaklarına bak. Titriyorlar ve beni öpmek istiyorlar. Open Subtitles انظر الى شفتيك ، انهما ترتعدان تشتهيان تقبيلى
    Sen yokken adını onun dudaklarına yazdım. Open Subtitles عندما رحلت أنت فقد دأبت على جعل إسمك يتردد دائما من شفتيه
    Senin için değil. Sana yada çatlamış dudaklarına bakmıyordu. Open Subtitles هو لم يكن ينظر إليكِ ولا إلى شفاهك المشقوقة
    Yinede... Binadaki yangını söndürüyorsun ama onun ateşli dudaklarına karşı koyamıyor musun? Open Subtitles مع ذلك، تستطيع إخماد بناية تحترق لكن لا يمكنك الابتعاد عن شفاهها الساخنة ؟
    Jill'in gözlerine bakamıyorsan, dudaklarına bak. Open Subtitles لاتنظر الى اعلى واذا لم تستطع انظر الى شفتيها
    Eteri kuklanın dudaklarına dök. Sonra da kuklayı öptür. Open Subtitles ضع الأثير على شفتي الدمية و أجعل الدمية تقبلها
    Bu artık dudaklarına bakamayacağım anlamına mı geliyor? Open Subtitles هل تقصُدينَ أنني لا أستطيع النظرَ إلى شفتيكِ بعد،الآن؟
    Daima dudaklarına baktım, Cartwright. Open Subtitles إنني أنظر إلى شفتيك في كل وقت ، كارترايت.
    Göbeğini göstermeyi reddettiğinden beri dudaklarına çalışmalıyız. Open Subtitles وبما أنك ترفضين إظهار بطنك علينا الإنتقال إلى شفتيك
    Biliyorum bu yanlış fakat toplantılarda dudaklarına ve bacaklarına gözüm kayıyor. Open Subtitles أعلم أن ذلك خاطىء ولكن في اللقاءات قمت بالتحديق في شفتيك وساقيك
    Senin dudaklarına değdiklerinde, çölü geçtikten sonra, Open Subtitles أو الشفتان عندما تلمس شفتيك . كما لو
    "Yalancı dudaklarına ve Sahte Dişlerine Hastayım ." Open Subtitles "سئمت من شفتيك الكاذبتين وأسنانك الصناعية".
    dudaklarına vurduğunda, çok iyidir. Open Subtitles بمجرد أن تلمس شفتيك واو جيده جداُ
    Sen yokken adını onun dudaklarına yazdım. Open Subtitles عندما رحلت أنت فقد دأبت على جعل إسمك يتردد دائما من شفتيه
    Yanına gidip, üzerine eğildim... kulağımı dudaklarına dayadım. Open Subtitles نهضت وانحنيت عليه كانت أذني بعيدة شبر واحد عن شفتيه.
    ~Sıcak dudaklarım senin yumuşak dudaklarına dokunmayı ister~ Open Subtitles شفاهي الحارة ترغب مسّ شفاهك الناعمة
    Gabrielle Solis, aynanın karşısında... dudaklarına, isteksizce son rötuşları yapıyordu... Open Subtitles تضع اللمسات الأخيرة بهدوء على شفاهها
    Zavallı köşede belirir ve onu deriler içindeki babacığının dudaklarına yapışmış halde bulur. Open Subtitles ...المغفل المسكين اتخذ زاوية سيئة ليرى الأمر بإلتصاق شفتيها...
    Böylece tadı dudaklarına güzel gelecek Open Subtitles لأقرب القهوة اللذيذة إلى شفتي..
    Ateşli dudaklarım~ ...yumuşacık dudaklarına dokunmak istiyor~ Open Subtitles شفتاي الدافئتان ترغب فى لمس شفتيكِ.
    Yakında ellerinde geçecek olan ve göğsüne bastıracağın hatta ve hatta dudaklarına değecek olan bu kağıt parçasını kıskanıyorum. Open Subtitles أنا أكتب لك الغيرة ورقة من الورق التي ستكون قريبا في يديك. ضغط على صدرك... ... ربما لشفتيك.
    Kumu dudaklarına yaklaştır. Open Subtitles اجعلي الرّمل يصل إلى شفاتك..
    Kalçalarına, gözlerine ve kiraz dudaklarına tapıyorum. Open Subtitles أنا أعبد فخديكِ وعينيكِ وشفتاهكِ الحمراء
    Kadın, elini adamın dudaklarına uzatmış... ama yakından görebileceğin üzere adama bakmıyor. Open Subtitles لمست بيديها شفاهه لكن بنظرة فاحصة ستكتشفي انها لم تكن تنظر إليه

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more