"durdum" - Translation from Turkish to Arabic

    • توقفت
        
    • ظللت
        
    • بقيت
        
    • أتوقف
        
    • توقّفت
        
    • وتوقفت
        
    • لقد وقفت
        
    • استمريت
        
    • وقفتُ
        
    • ظللتُ
        
    • وظللت
        
    • وبقيت
        
    • واقف
        
    • مراراً
        
    • توقفتُ
        
    Amerika 'ya geri dönerken Afrika diye bir ülkede durdum. Open Subtitles وعندما عدت إلى أمريكا ، توقفت في مدينة تسمى أفريقيا
    Neredeyse eziyordum, yere çok sert çarptı, ben de durdum. Open Subtitles كنت على وشك دعسها سقطت على الأرض بقوة لذلك توقفت
    Bıçaklamayla vurulma olayını birbirine bağlayan somut bir kanıt olmalı diye düşünüp durdum. Open Subtitles ظللت أفكر يجب أن يكون هناك بعض الأدلة المادية ربط طعن لاطلاق النار.
    Önceleri bunun benim için daha iyi olacağını düşündüğüm için uzak durdum. Open Subtitles أجل، بقيت بعيدة في البداية لأنني ظننت أن ذلك سيكون أسهل لي.
    Bu arada, az önce kibirli ve güzel arkadaşın Pat Terrill ve nişanlısıyla selamlaşmak için durdum. Open Subtitles بالمناسبة، أنا فقط توقفت لعبور وقت اليومِ مع صديقتك العالية والهائلة بات تيريل ورجلها
    yırtılıp atılmış mektupların ruhlarını onurlandırmak gerektiği için, teslimat gişesinin önünde durdum. Open Subtitles لقد توقفت عند نافذة التوزيع العامة على أحدنا أن يقف احتراما لأرواح الرسائل الممزقة
    Ben de yeşil bir kamyonetin yanında durdum. Open Subtitles و توقفت جنبا إلى جنب مع شاحنة صغيرة خضراء
    Çantaları aşağı getirdim, seni almak için durdum. Open Subtitles احضرت الحقائب في الطابق السفلي، توقفت لتحصل.
    Çok gururluyum. Benzincide durdum, ve depoyu kendim doldurdum. Open Subtitles أنا فخور جدًا، توقفت عند المحطة واستخدمت المضخة بنفسي
    Yıllarca durdum. Yine durabilirim. Open Subtitles لقد توقفت كل هذه السنين, و أستطيع التوقف مرة أخرى.
    ve ben seyahet ederken, umudunu yitirmiş genç insanlarla tanışıp durdum. TED وبينما كنت مسافرة في مختلف المناطق، ظللت ألتقي بالشباب الذين ربما فقدوا الأمل.
    Tam iki koca yıl boyunca seni bekleyerek bu Allah'ın çölünde oyalandım durdum. Open Subtitles لقد ظللت في هذا المكان المهجور أنتظرك لعامين
    Beni bırakması için ona yalvarıp, durdum. Open Subtitles مكبلة إليه ظللت أتوسل إليه أن يطلق سراحى
    Sosyalleşmek yerine odamda durdum. TED بقيت في غرفتي بدلًا من الاختلاط بالآخرين.
    Sonrasında durdum ve nesiller boyu düşünme şapkamı taktım. TED ثم أتوقف وأضع قبعة التفكير العابر للأجيال.
    Çok öncesinde sert bir şeye vurdum ve aniden durdum. Open Subtitles هذا وقت مُبكّر للغاية لقد إرتطمتُ بشيءٍ صَلب وهكذا توقّفت
    durdum. O endişelenmediği sürece. Ama bu hiçbir şeyi engellemez. Open Subtitles لقد تراجعت, وتوقفت,وهو يعتقد ان الأمر قد انتهى, وهذا لن يوقف اى شئ
    Lisede, o gün orada durdum... sessizce seyrettim tezahürat yapmak istedim ama sessizce seyrettim sadece. Open Subtitles ذلك اليوم في المدرسة الثانوية, لقد وقفت هناك, اشاهد بصمت, راغبة بأن أشجعه, لكنني وقفت هناك فقط أشاهد.
    Durmadan borç aldım durdum. Şansım dönecek diye bekledim ama daha da kötüye gitti. Open Subtitles لقد استمريت في الاقتراض والاقتراض كنت أعتقد ان حظي سيتغير لكنه كان يصبح أسوأ
    Bütün çevresi onu dışladığında yanıbaşında durdum, bizim bağımız hiçbir zaman sarsılmadı. TED وقفتُ إلى جانبه بينما عزله مجتمعه، لكن لم يضطرب حبنا لبعضنا البعض أبداً.
    Ama sonra aynı düğüne gidecek olan insanlarla karşılaşıp durdum. Damada benim kadar yakın bile değillerdi... TED ومن ثم ظللتُ أقابل أشخاصًا ممن كانوا ذاهبين لنفس الزفاف، ولم يكونوا قريبين للعريس كما كنتُ أنا،
    Bir hayalet taklidi yapıyordu, ona yeter deyip durdum ama dinlemedi. Open Subtitles كان يتظاهر بأنه شبح وظللت أخبره بأن لا يفعل عدا أنه لم يصغي
    Orada durup ve seni bekledim bekledim durdum ve çıkıp geleceğine inanmamıştım. Open Subtitles وقفت هناك وبقيت منتظراً لكِ لذا لم أكن أعتقد أنكِ كنتي ستظهرين
    Bunca zamandır kendi cahilliğimle yolunuzu tıkayıp durdum. Open Subtitles كل هذا الوقت جعلت من نفسي جاهل غبي واقف في الطريق
    Oradan oraya gönderilip durdum, şimdi bunun nesi tıbbi olarak alâkalı? Open Subtitles وتمّ نقلي مراراً وتكراراً ولا أعلم ما علاقةُ كلِّ هذا بوضعي الطبّي
    Yolda koşuyordum. Ayakkabı bağcıklarını bağlamak için bir saniye durdum. Open Subtitles لقد كنتُ أركض نحو الأسفل ثمّ توقفتُ لأعقد رباط حذائي

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more