"durgun" - Translation from Turkish to Arabic

    • هادئة
        
    • راكدة
        
    • ركود
        
    • هادئ
        
    • الهادئة
        
    • الركود
        
    • بطيء
        
    • ثابت
        
    • راكد
        
    • بطيئ
        
    • الهادئي
        
    • الراكد
        
    • السكونة
        
    • ملبدٍ
        
    • إذا سألك أحدهم انت فى مرحلة
        
    Roma durgun bir şehirken... cumhuriyet iyi bir devlet modeliydi. Open Subtitles الجمهورية كانت نظام جيد للحكومة عندما كانت روما مدينة هادئة
    Sanki durgun bir havuz içinde yaşıyor gibiydim ve kanser beni daha büyük denizden ayıran kaya parçasını dinamitledi. TED كان كما لو كنت أعيش في بركة راكدة والسرطان فجر الصخرة التي تفصل بيني وبين البحر الأكبر
    Piyasa durgun zaten. Hissedarlara karşı sorumluyum. Open Subtitles هناك ركود فى البلاد , لدىَ مساهمين أنا مسؤول عنهم
    Son bir kaç gündür durgun olduğunu duydum. Open Subtitles لقد سمعت أنكَ كنتَ هادئ في الأيام القليل الماضية
    Yeşil çayırlarda huzur içinde uzandırır beni durgun suların arasına salar. Open Subtitles إنه يجعلني أرتاح في مرعى أخضر إنه يقودني أمام المياه الهادئة
    Bu durum, dükkanların yarısının boş olduğu, durgun bir dünyada başladı. Open Subtitles وصار الاتحاد يعاني من الركود وأصبحت المتاجر تقريباً فارغة من البضائع
    Ama deli falan değildi, sadece tatlı, anlaşılması zor ve durgun biriydi. Open Subtitles لكنه لم يكن مجنون فقط لطيف وغامض و بطيء
    Metabolizmanı durgun tutmak için üzerine basarsın ve her cevap sorudan bağımsız olarak doğru olur, değil mi? Open Subtitles اخطوا على النقطة للحفاظ على خط أساسك ثابت وكل إجابة، بغض النظر عن السؤال تسجل كأنها صادقة، صحيح؟
    Sonunda çarpıştıklarinda uzay-zamandan yerçekimi dalgaları gönderirler, bu da durgun bir göle fırlatılan bir taşın yarattığı dalgalara benzer. TED عندما يتصادمان أخيرًا، يرسلان موجات الجاذبة عبر الزمكان كأنها تموجات إثر رمي حجر في بحيرةٍ هادئة.
    Söyle bakalım, Cadılar Bayramı neden durgun? Open Subtitles إذا, لماذا ليلة عيد القديسين ليلة هادئة ؟
    Çoğumuz Hıristiyan hayatımızın yolculuğuna masmavi gökyüzünün altında ve durgun suların üzerinde başlarız. Open Subtitles العديد منّا يبدأ رحلة الحياة المسيحية تحت سماء زرقاء و مياه هادئة.
    Dipteki Milyar tezi, 40 yıldır ekonomisi durgun ülkelerde sıkışıp kalmış olan bir milyar insanın, dünyadaki diğer insanlardan ayrılmakta olduğunu söyler. TED حسناً، إن فرضية المليار السفلى هي أن مليار شخص عالقون في إقتصادات ظلت راكدة لمدة 40 عاماً، وبالتالي متباينة عن بقية البشر.
    Bu çok önemli; nem ve yağış oranı size yakınlarınızda sivrisineklerin üreyebilmeleri için gereken durgun su birikintilerinin olup olmadığı hakkında bilgi verir. TED و هي بيانات مهمة جدا لأن الرطوبة و الترسيبات تخبرك إذا كان هناك مستنقعات مياة راكدة تصلح لتكاثر الناموس.
    Piyasa durgun zaten. Hissedarlara karşı sorumluyum. Open Subtitles هناك ركود فى البلاد , لدىَ مساهمين أنا مسؤول عنهم
    Vinci, bu durgun ekonomide kahrolası bir başarı hikâyesidir. Open Subtitles فينشي تعيش قصّة نجاح لعينة بينما هنالك ركود إقتصادي.
    Sandal bekliyor. Deniz durgun ve hava güzel. Open Subtitles إن المركب ينتظر ، إن البحر هادئ والطقس جميل
    Veya durgun olmasını isteyeceğim ve üç gün boyunca sağır olacağım. Open Subtitles أنافقطأريدهأن.. يكون هادئ وسوف أتمنى أن أتقيء لثلاثة أيام متتالية
    Balık durmaksızın yavaşça hareket etti ve durgun suda yavaşça gezindiler. Open Subtitles تحركت السمكه بثبات " " و أبحروا جميعا فى المياه الهادئة
    Çok sayıda insan geliyor ama pek satış yok. Piyasa durgun. Open Subtitles الكثير من الناس، ليست هناك تخفيضات كبيره انه الركود.
    Nehir durgun ve mola yerine doğru yavaşça ilerliyoruz. Open Subtitles مجرى النهر بطيء ونحن في حالة ركود
    Dünün kapanışı, 32, durgun. Open Subtitles المعدل ثابت في حدود 32 عند الإغلاق يوم أمس
    Çok durgun, memnun olunmayan bir ekonomi. Open Subtitles كان الإقتصاد راكد للغاية وغير مرضي والحرب ،أعني الإنتاج الحربي
    Ben part-time çalışmıyorum. Full-time çalışıyorum. Sadece şu aralar işler biraz durgun. Open Subtitles لست جزئيا، أنا دائم أنا فقط بطيئ الآن
    Bir görevde çuvalladım... ve beni bu küçük durgun yere gönderdiler... bana ders vermek için, tamam mı? Open Subtitles لقد شددت على مهمة اخرى ... وهم أرسلوني إلى هذا المكان الهادئي الصغير ... ليلقنوني درساً ، حسناً ؟
    Rengini özel bir gübre, kimyasal ve durgun suda büyüyen özel bir çeşit alg birleşiminden alıyor. TED تكتسب لونها من تركيبة فريدة من السماد والمواد الكيماوية ونوع معين من الطحالب التي تنمو في الماء الراكد.
    Çok azımız bu tuhaf şekilde durgun dünyayı bizzat görecek. Open Subtitles قلةّ منّا من سيخوضون ،غمار هذا العالم غريب السكونة
    Ekonominin durgun oldugu bir zamanda 5 yildizli bir akil hastanesi isletiyorsun. Open Subtitles إنّكَ تدير مصحة فئة خمسة نجوم في وقتٍ ملبدٍ بالركود الإقتصاديّ.
    Tüyo isteyen olursa, piyasa biraz durgun dersin. Open Subtitles إذا سألك أحدهم انت فى مرحلة انتقالية إذا اراد احدهم بقشيش اخبره أن السوق فى حالة تقلب

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more