Pekala, Durum şu, Bob. | Open Subtitles | حسناً، إليك الأمر يا بوب انطر، لستم كلكم ممارسين للمحاماة لذا هل تعلم بما يوحي إلي هذا؟ |
Ama sadece 8 amigo kız olabilir, ve Durum şu ki sen onlardan biri değilsin. | Open Subtitles | لكن من المفترض أن يكون هنالك ثمان مشجعات لكن إليكِ الأمر أنتِ لستِ إحداهن |
"Durum şu ki, Cass, bu sabah uyandım... | Open Subtitles | الموضوع هو يا كاسي أني قد استيقظت هذا الصباح |
Durum şu ki, silahları benimkilerden daha büyük ve sayıca fazla. | Open Subtitles | الموقف هو أن مدافعهم أكبر من مدافعي ولديهم عدد كبير منهم |
Durum şu, aslında böyle bir şey söyleyebileceğimi hiç düşünmemiştim ama, ...Kaylie için üzülüyorum. | Open Subtitles | ,المقصد هو, و أنا لم أعتقد أبدا أنني قد أقول هذا "في الحقيقة لقد شعرت بالسوء من أجل "كايلي |
Durum şu ki, uzun vadede sürekli ihtiyacımız olacak mala | Open Subtitles | انت تعلم ، ان الوضع هو ان نحن سنكون بحاجة، مثلا الى مقدار لائق وكبير من المنتج |
Durum şu ki... benim hiç oğlum olmadı, sadece bir kız. | Open Subtitles | إليكم الأمر لم يكن لدي أولاداً أبنتي فقط |
Durum şu ki, Mr. Simpkin acil bir ağız cerrahisi sebebiyle yarın okula gelemeyeceğim... ki yaptırmaya henüz karar verdim. | Open Subtitles | حسناً إليك الأمر سيد سيبكين لن أحضر غداً للمدرسة نتيجة بعض جراحة فم طارئة |
Durum şu, Bayan Larkin. Sizde valvüler kalp hastalığı var. | Open Subtitles | إليك الأمر آنسة (لاركين) لديك مشكلة بصمام قلبك |
Pekala Durum şu, bu benim hatam, tamamen benim sorumuluğum. | Open Subtitles | إليك الأمر هذا خطأي تماماً |
Pekala Durum şu. Hayır, Orcas Adası'nda değilim. | Open Subtitles | حسناً إليكِ الأمر أنا لست في جزيرة "أوركاس" |
Karamela hakkındaki Durum şu. | Open Subtitles | حسناً, إليكِ الأمر بشأن "باترسكوتش" |
Durum şu ki, şu sıralarda çok zor zamanlar geçiriyorum o yüzden hor görme falan dediğinde... | Open Subtitles | الموضوع هو أنني كنت أمر بفترة صعبة في حياتي عندما قلت لي عن الحقد والاستجواب |
Durum şu ki, topları bizimkilerden daha büyük ve sayıca daha çok. | Open Subtitles | الموقف هو أن مدافعهم أكبر من مدافعي ولديهم عدد كبير منهم |
Hayır, Durum şu ki, plan yürümedi. | Open Subtitles | لا، المقصد هو أنها لم تنجح |
Durum şu anki haliyle bile rahatsız edici. | Open Subtitles | الوضع هو بالفعل قليلا قريبة جدا للراحة |
Pekala. Durum şu. Sizin hakkında bildiğim tek şey bir grup profesyonel hırsız olduğunuz. | Open Subtitles | حسناً ، إليكم الأمر ، كل ما أعرفه عنكم يارفاق هو أنكم مجموعة من اللصوص المحترفين |
Durum şu ki ülkeler kendi içlerine kapanıyorlar. | TED | هذا هو الوضع: البلدان تنطوي إلى الداخل |
Durum şu. | Open Subtitles | -أترين؟ حسناً، إليك الوضع |
Dinleyin beyler, Durum şu. | Open Subtitles | أنتبهوا أيها السادة .. إليكم الحالة |
Tamamdır Durum şu , İntikamcılar tekrar toplanıyor, | Open Subtitles | إليكم ما يحدث , المنتقمون يعيدون التجمع |