| Bir parti vardı. Basketbol takımı içindi. Gerçekten berbat durumdaydı. | Open Subtitles | كان هناك حفلة لفريق كرة السلة، كان بحالة سيّئة جدّا |
| Bir parti vardı. Basketbol takımı içindi. Gerçekten berbat durumdaydı. | Open Subtitles | كان هناك حفلة لفريق كرة السلة، كان بحالة سيّئة جدّا |
| Sizce, son zamanlarda ne durumdaydı? | Open Subtitles | يُمْكِنُ أَنْ أنت تُخبرُنا عن حالته العقليةِ مؤخراً؟ |
| Kalbi kötü durumdaydı. İşler zor bir hale geldi. | Open Subtitles | كان قلبه ضعيفاً وتدهورت حالته بسرعة |
| Bak, aramızda kalsın ama, dün gece evime geldi, ve berbat durumdaydı. | Open Subtitles | ،أنظري، بيني وبينك لقد أتت إلى شقتي ،ليلة أمس وكانت حالتها سيئة |
| Ben de duygusal açıdan berbat durumdaydı diyeceğim, değil mi? | Open Subtitles | بهذه اللحظة، سأقول أنّ حالتها سيئة جداً، ألا تعتقد؟ |
| Çok kötü durumdaydı ama nişanlın yaşamak istiyordu. | Open Subtitles | لقد كان في حالة سيئة لكن خطيبك كان يريد أن يعيش رأيت ذلك في عينيه |
| Manik bir ruhsal durumdaydı. | Open Subtitles | -كان مصاباً بحالةٍ من الهوس -مهووس |
| sivil bir yattı, Amerikan bayraklı 50 feet uzunluğunda, eski tip ama çok iyi durumdaydı. | Open Subtitles | إنه يخت مدنى يرفع علم الولايات المتحدة بطول 50 قدم تقريباً قديم ولكن بحالة جيدة جداً |
| Kasedi bulduğumuzda oldukça kötü durumdaydı. Ama doğrulamayı başardık. | Open Subtitles | الشريط كان بحالة سيئة عندما عثرنا عليه ولكن أستطعنا تعديلة |
| Abim de berbat durumdaydı ve bir fırsat tanıdı kendine Hindistan'a gitti ve toparladı kendini. | Open Subtitles | نعم ، أخي كان بحالة سيئة أيضاً وأخذ راحة وذهب للهند وعاد لطبيعته |
| Onunla karşılaştığımda çok kötü bir durumdaydı. | Open Subtitles | لكنه كان بحالة مزرية حين إلتقيته |
| O zamanlar çok daha iyi durumdaydı. | Open Subtitles | لقد كانت بحالة أفضل بكثير حينها |
| Çok para eder durumdaydı. | Open Subtitles | كان في حالته الاصلية |
| Duygusal açıdan ne durumdaydı? | Open Subtitles | وكيف كانت حالته النفسيّة ؟ |
| Shane çok kötü durumdaydı. | Open Subtitles | بدأت حالته تزداد سوءً |
| Rebecca, adam görev öncesi de berbat durumdaydı tamam mı? | Open Subtitles | (ريبيكا)، حالته كانت يرثى لها قبل المهمة |
| Peder geldiğinde kız ne durumdaydı? | Open Subtitles | كيف كانت حالتها عندما رأها الاب مارين ؟ |
| O bebeği Ala Moana Sahili'nde gördük, anahtar hala kontaktaydı, harika durumdaydı alınmak için sanki yalvarıyordu. | Open Subtitles | "رأينا تلكَ السيارة بجانب "الا موانا المفاتيح مازالت في وضعية التشغيل وفي حالتها الأصلية فقط اتوسل ان تؤخذَ |
| Bu yüzden Taylor' a baktım, ve onu bulduğumda berbat durumdaydı. | Open Subtitles | لقد كان في حالة سيّئة للغاية كل أولائك الفتيان واقفين بالأنحاء ويلتقطون تلك الصور ويسخرون منه |
| Döndüğünde berbat durumdaydı. | Open Subtitles | . وقد عاد بحالةٍ يرثى لها |