"durumundan" - Translation from Turkish to Arabic

• حالتك
• وضعك
• حالتها
• بحالتك
• من الوضع

Söylemek istediğim, onlara bizden bahsetmen durumundan kurtulmana yardım etmeyecek
انا فقط أقول اخبارهم عنا لن يساعد شيئا من حالتك هذا كل ما أقوله

Oradaki durumundan dolayı, sen hatırlamazsın.
لن تتذكرين بسبب حالتك الصحية المتردية التي كنتي بها

Evet, durumundan haberdar olunca... takas ettiğin motoru verip, arabanı aldı.
اجل, وعندما سمع بـ وضعك كان سعيداً بـ قبول اعادة السيارة لك

Şu anki durumundan sorumlu olanlar eninde sonunda bulunacaktır. Ve sana söz veriyorum, onlarla gerektiği gibi ilgilenilecek.
بالنهاية، أن المسؤولون عن وضعك الحالي، سيتم كشفهم.

Evrakları doldurun. Bir şey öğrenir öğrenmez durumundan haberdar ederiz sizi.
املئ الأوراق وسوق نُطلعك على حالتها بمجرد أن نعرف أي شيء

Dinle, ameliyat olmak istemiyorsan belirtiler bu durumundan çok daha fazla zarar göreceğin uzatmalı bir sürece girileceğini gösteriyor.
اسمع، إذا كنت لا تريد إجراء الجراحة سوف تكون الدلائل أننا سندخل مدة طويلة والتي فيها ستتأثّر أكثر وأكثر بحالتك

Biraz daha burada kal ve durumundan emin ol.
إبق هنا مدة بعد وتأكد من حالتك

durumundan ne kadar süredir haberdarsın?
كم مضى من الوقت على حالتك هذه؟

Sağlık durumundan bahsediyorum, kötüleşti mi?
حالتك الصحية، هل أصبحت أكثر سوءاً

Kate'e uzun zaman önce durumundan bahsetmiştin zaten.
لقد أخبرت "كيت" بخصوص حالتك منذ زمن طويل.

Dr. House durumundan bahsetti bana.
د.هاوس اخبرني بكل شيء عن حالتك

Seni temin ederim, kötü durumundan yararlanma gibi bir amacım yok.
اطمئن، لا أنوي استغلال وضعك الحساس هذا

Frank durumundan söz etti. Arkadaşlık etmeye bayılır.
" فرانك " اخبرني عن وضعك وهو طفل يحب الصداقات

Ümitsiz durumundan anladığım kadarıyla ne ektiysen onu biçmişsin.
دعني أتعامل مع صِهري شكراً ...بينما أتفهم ظروف وضعك البائسة إلا أنها نتيجة أفعالك

Ama şimdiki durumundan bir adım daha ileride olursun.
لكنها ستكون خطوة أفضل عن وضعك الحالي

Kadın ya da erkek, durumundan tamamen bihaber olabilir.
يمكن أن يكون بالكامل غافل أو غافلة عن حالتها

Yavrularının beyinsel olarak gelişmemiş olmalarının nedeninin kraliçenin durumundan kaynaklandığına inanıyorum.
أعتقد أن حالتها هي سبب عدم تطور عقلية ذريتها

En azından daha kötüye giden durumundan dolayı biz o sonucu çıkardık.
على الأقل نظنه لا يستجيب لأن حالتها تزداد سوءاً

İnsanlara senin durumundan bahsettiğimde... üç ayrı yerden onun tavsiyesini aldım.
عندما أخبرت الناس بحالتك أتتني ثلاثة اتصالات ترشحه لي

İnsanlara senin durumundan bahsettiğimde üç yerden onu tavsiye ettiler.
عندما أخبرت الناس بحالتك أتتني ثلاثة اتصالات ترشحه لي

- Neden? İşler biraz yavaş. Demek istediğim, patronuma durumundan bahsettim sana başka oda kiralamamı söyledi.
الأحوال تسير ببطء أخبرت رئيسي بحالتك و أشياء أخرى...

Belki durumundan yararlanmaya çalışıyorumdur.
ربما ل يمكن أن تحاول للاستفادة من الوضع الخاص بك. وتجد أن روح الدعابة.