Orada oturup hayatımı suçluyorsun, durumunla ilgili sorumluluğunu bir kere bile olsun kabullenmiyorsun. | Open Subtitles | تجلس هناك وتلوم الدنيا لبيعها لك يد كريهه ولا مره تحملت المسؤوليه مهما كانت حالتك |
Ama en azından durumunla ilgili net bir görüntü verebilirsin. | Open Subtitles | لكن على الأقل سيكون لديك صورة واضحة عن حالتك |
Juan, şu anki durumunla hiçbir şeyi savunacak halde değilsin. | Open Subtitles | خوان ,في حالتك هذه أنت بحالة لا تصلح للدفاع عن أي شيء |
durumunla başa çıkabilmen için daha fazlasını yapmalıydım. | Open Subtitles | كان يجدر بي فعل المزيد لكي أساعدك على التأقلم مع حالتك. |
Üçe karşı ikiyiz hatta bu boktan durumunla daha çok üçe karşı biriz. | Open Subtitles | إنّهم ثلاثة ضد إثنان في حالتك اللعينة تلك ، فإنّهم يكونوا أكثر من ثلاثة ضد واحد |
İşte bu yüzden durumunla ilgili gerçekler hakkında konuşmalıyız. | Open Subtitles | ولهذا علينا القيام بحوار بشأن واقع حالتك |
Beni fiziksel durumunla meşgul olmaya zorladın. | Open Subtitles | تجبريني لأشغل نفسي في حالتك الصحية |
Ben varım, Lewicki var ve durumunla başa çıkıyorsun. Bazı günler daha iyi başa çıkıyorum. | Open Subtitles | لديك أنا، لديك "لويكي"، وأنت تدير حالتك. |
Akli durumunla ilgili endişe duyan birinden. | Open Subtitles | من شخص يشعر بالقلق حول حالتك العقليه |
durumunla ilgili bağırıp çağırdığını duydum. | Open Subtitles | سمعتك تصرخ بشأن حالتك. |
durumunla ilgili onunla konuşurum. | Open Subtitles | لقد تحدثت معه بخصوص حالتك |
durumunla ilgili varsayımlarda bulunuyorsun. | Open Subtitles | بوضع افتراضات بخصوص حالتك. |
Ruhsal durumunla alakalı. | Open Subtitles | بل عن حالتك الذهنية. |
durumunla ilgili şeyler okudum Leonard. | Open Subtitles | قرأت عن حالتك (ليونارد) |