| Bu fotoğrafta, Amerika Birleşik Devletleri büyüklüğündeki bir alan üzerinde duruyoruz ve tek başımızayız. | TED | في هذه الصورة، نحن نقف في منطقة بحجم الولايات المتحدة الأمريكية، ونحن لوحدنا بالكامل. |
| Su kovalarıyla toplaşmış duruyoruz, asıl ihtiyacımız koca bir itfaiye birliği iken. | TED | ونحن نقف حاملين صفائح ماء ، في حين مانحتاجه فرقة إطفاء. |
| İkide bir duruyoruz, lanet olası. Benim de sabrım tükeniyor. | Open Subtitles | ,توقفنا بين الحين والاخر تباً حتى أنا صبري له حدود |
| Galaksi polislerinin yarısı peşimizde ve biz otostopçular yüzünden duruyoruz. | Open Subtitles | لدينا نصف شرطة المجرة تلحق بنا لقد توقفنا من أجل متطفلين |
| Olduğunuz yerde kalın çocuklar. Su almak için duruyoruz. | Open Subtitles | إبقوا حيث أنتم يا رجال نحن فقط نتوقف للماء |
| Burada duruyoruz. Yolcumuz kalabalığa karışmak istiyor. | Open Subtitles | سنتوقف هنا الزائر يريد أن يقف مع الجمهور |
| Biz tarihte çok çok önemli bir dakikada duruyoruz. Ve sen burada bir sembolik yüzüş gerçekleştirecek ve dünya liderlerinin yakalarını sallamaya çalışacaksın. | TED | نقف عند لحظة تاريخية مهمة. وانت سوف تقوم بسباحة رمزية لتهز قادة العالم. |
| Ifakara'da bu amaçlarımızın arkasında sıkıca duruyoruz. | TED | في معهد إيفاكارا نقف بحزم وراء هذه الأهداف. |
| Masanın başında yalnız duruyoruz... eğer haklarımız sorgulanırsa, cevabımız budur. | Open Subtitles | نحن نقف وحيدين على رأس الطاولة وإذا قمتَ بالطعن فى حقوقنا سيكون هذا جوابنا |
| Biliyor musun, Preston, sen ve ben birbirimize yaklaşık 8 metre mesafede duruyoruz. | Open Subtitles | أتعلم يا بريستون ,انا وانت نقف على بعد 25 قدم من بعضنا |
| Sonunda, ne olduğumuzla yüzleşmek için ışığın önünde duruyoruz ve bu şekilde gerçek doğamız ortaya çıkar. | Open Subtitles | لمواجهة ما نحن في نهاية المطاف، نقف في مواجهة الضوء، |
| Yüce Tanrım, önünde bir kez çıplak kaldık ve şimdi yine önünde çıplak duruyoruz, bir aile olarak. | Open Subtitles | أيها الرب ، قد وقفنا عُزل أمامك ذات مرة و الآن نقف أمامك عُزل مجددا ، كعائلة |
| Yeniden, bilirsiniz, suyun kenarında duruyoruz. | TED | مرة آخرى, توقفنا عند حدود الماء. |
| Lanet olsun, yine duruyoruz. | Open Subtitles | ماذا بحق الجحيم.. لقد توقفنا ثانية |
| Biliyorsunuz, dört milyar yıldır mutasyon geçiriyoruz, ama şimdi, 'ben' olduğum için duruyoruz. Son. Sonuç olarak, sonsuza kadar; kırmızı ceketli bir tip esas olacaktır." | TED | كما تعلمون، نحن تحورنا خلال الأربعة مليارات سنة السابقة، ولكن الأن، لأنه لي فقد توقفنا. من أجل النهاية، من أجل الخلود، إنه شخص مع سترة حمراء." |
| Öpüşüyoruz, başka şeyler yapıyoruz ve duruyoruz. | Open Subtitles | نتبادل القبل .. أشياء أخرى، وبعدها نتوقف. |
| Neden otoyolun ortasında duruyoruz? | Open Subtitles | لماذا نتوقف في منتصف مدخل الولاية ؟ |
| Ama ne sıklıkla duruyoruz? | TED | لكن كم مرة نتوقف فيها؟ |
| duruyoruz. Başkan iplere yaklaşmak istiyor. | Open Subtitles | سنتوقف يريد المسافر تأدية مهامه. |
| Birkaç kilometre sonra duruyoruz. | Open Subtitles | بعد عدّة أميال، توقّفنا |
| Gururla söyleyebilirim ki kutsal bir mezarın üzerinde duruyoruz. | Open Subtitles | أستطيع أن أقول بفخر أننا واقفون على القبر المقدس.. |
| Hayır, aynı adli raporlara bakıp duruyoruz. | Open Subtitles | لا، إننا نواصل البحث في نفس التقارير القضائية الستة مراراً وتكراراً |
| Şimdi duruyoruz. | Open Subtitles | نحن وقف رسميا. |
| - Niye bunu yapıp duruyoruz bilmiyorum. - Hiçbir yere gitmiyoruz. | Open Subtitles | لا أعرف لماذا نستمر في فعلها، فلم نذهب إلى أي مكان |
| Ben bir şeyler yapmak için buradayım. Neden burada dikilip duruyoruz? | Open Subtitles | انا هنا لاعمل لماذا نحن واقفين |