| Ya duvarın içinde, duvarın dışındaki birinin istediği bir şey vardı ya da daha sıkıntılısı duvarın içinde, dışarı çıkmak isteyen bir şey vardı. | Open Subtitles | هناك شيء في الحائط الذي يريدة شخصٌ خارج الحائط أو شيء مثير للقلق أكثر شيء في الحائط أراد الخروج |
| Bunca zaman boyunca o duvarın içinde olduğunu düşününce... Biri böyle bir şeyi ona neden yapmış olabilir? | Open Subtitles | لم اتخيل أنه هناك في الحائط طوال تلك المدة. |
| duvarın içinde. Çık git buradan adamım. | Open Subtitles | انها في الحائط اذهب من هنا واعتني بيدك |
| Deliği açtığımda duvarın içinde ikinci yangının kalıntılarını buldum. | Open Subtitles | و عندما فتحته , وجدتُ بقايا حريق ثاني داخل الجدران |
| duvarın içinde yürüdüğünü duyuyorlarmış, Bayan Teeter! | Open Subtitles | إنهم يسمعون أصوات زحفه داخل الجدران يا آنسة (تيتير) |
| Biri orada biri de matkabın gerçekten ne yaptığını görebilmen için şurada duvarın içinde. | Open Subtitles | واحدة هناك، وهناك واحدة حيث يمكنك رؤية ما يفعل المثقاب في الجدار فعلاً، |
| Bunca zamandır duvarın içinde yaşadı. Ve bunu onlar biliyordu. | Open Subtitles | عاش طوال هذا الوقت في الجدار وعلموا انه يمكنه |
| İblis duvarın içinde, değil mi? | Open Subtitles | إنه في الحائط . أليس كذلك؟ |
| Yani doğruca içeriye girdin, duvarın içinde saklanan çocuğu buldun, sonra da sadece bir avuç insanın bildiği Sylar adını telâffuz ettin. | Open Subtitles | , إذاً أنت إندفعت إلى الداخل , وجدت فتاة مختبئة في الحائط , (ثم نطقت بإسم (سايلار عندما يكون المسئولون منا هم فقط من يعرفون هذا الإسم |
| duvarın içinde. | Open Subtitles | في الحائط |
| Yaşamlarınız duvarın içinde sürebilir! | Open Subtitles | حياتكم هي داخل الجدران! |
| Bir kapının arkasında, duvarın içinde yüksek ve dar bir delik. | Open Subtitles | إنه شق طويل في الجدار خلف الباب، |
| Anahtar duvarın içinde. | Open Subtitles | المفتاح في الجدار |
| Cole Kowalski's rozetini ve silahını duvarın içinde buldu. | Open Subtitles | وجد كول, مسدس وشارة (كولوسكي) في الجدار |