"duyduk" - Translation from Turkish to Arabic

    • نسمع
        
    • سمعناك
        
    • سمعناه
        
    • وسمعنا
        
    • سَمعنَا
        
    • لقد سمعنا
        
    • سمعنا أنك
        
    • سمع
        
    • سمعنا بأنك
        
    • سمعناها
        
    • لقد سمعت
        
    • علمنا
        
    • سمعناهم
        
    • سمعتُ
        
    • نسمعه
        
    Floransa alevlerin parlak olduğunu ve Keşiş Savonarola'nın hâlâ daha vaaz verdiğini duyduk. Open Subtitles نسمع أن النار تُحرِق بسطوع في فلورنسا و الراهب سفونارولا ما زال يبشر
    Anja ve ben senin mastürbasyonunu duyduk. Open Subtitles لن آتي معك ـ أنا وأنجا سمعناك وأنت في الحمام
    Onu telsizden duyduk efendi. Lütfen bu tehdidi ciddiye alın. Open Subtitles نحن سمعناه على اللاسلكي أرجوك خذ هذا التهديد على محمل الجد
    Ve ekonominin nasıl işlediği hakkında çok fazla şey duyduk. TED وسمعنا الكثير عن محاولة معرفة كيفية نمو الاقتصادات العالمية ..
    Geçirdiğiniz küçük kazayı duyduk da, bu meyveli kek belki neşenizi yerine getirir. Open Subtitles سَمعنَا عن حادثِكَ الصَغيرِ ، واعتقدنا أن كعكة الفاكهة هذه يمكن أن تُسعدُك
    Bu seyahatinizin, canavar hakkında bilgi toplama amaçlı olduğunu duyduk. Open Subtitles لقد سمعنا أن رحلتك الأستكشافية كانت لجمع الحقائق حول الوحش
    Cuma günü suikasttan kısa bir süre sonra Teksas'a gittiğini duyduk. Open Subtitles سمعنا أنك ذهبت إلى تكساس بعد فترة وجيزة من اغتيال يوم الجمعة
    Bu ülkede, ve bence dünyada, en çok konuşulması gereken konunun ırk olduğunu duyduk, değil mi? TED أننا نسمع في الآونة الآخير دعوات للحوار على طول البلاد، وأعتقد أن هذا يحصل أيضا عالميا، عبر الأعراق، صحيح؟
    Bir süre etrafta kürek çektik ve yardım çığlıkları duyduk. Open Subtitles قمـنا بالتجـديف حـول السفيـنه المشتـعله لبعض الوقت وكنا نسمع صرخات أستغاثه
    Orada Danni ile olduğunu biliyoruz. Adını söylediğini duyduk! Open Subtitles لقد كنت بالداخل معها لقد سمعناك و أنت تتفوه بإسمها
    Hey, dün gece şarkın üzerinde çalışmanı duyduk. Open Subtitles لقد سمعناك تعملين على اغنيتك الليلة الماضية
    Aradığını duyduk ama bize telefonu açmamamızı söylediler. Open Subtitles لقد سمعناه يرن ولكنهم أخبرونا أن لا نجيب على الهاتف
    Hepimiz daha önce perileri ve nimfaları(orman veya su perisi) duyduk, ama Hindistan dışındaki kaç kişi Hinti kardeşler Apsaraları biliyordur? TED إذن كلنا سمعنا بالجنيات وسمعنا كلنا بالحوريات. لكن كم عدد الناس خارج الهند الذين يعلمون بنظرائهم الهنديين: الأبسارات؟
    Patlamaya benzer bir ses duyduk. Sonra baktığımıza orda bir duman bulutu vardı. Open Subtitles سَمعنَا إنفجار بوم ، ثمّ كان هناك غيمهِ مِنْ الدخأنِ
    Saat 20:10'da silah sesi duyduk ve sonra kapıyı kırdık. Open Subtitles لقد سمعنا الطلقة حوالى الثامنة و10 دقائق ثم حطمنا الباب
    Mela Ram'ın hazırladığı yemeklerden Yediğini duyduk. Open Subtitles سمعنا أنك تأكل الطعام الذى يعده ميلا رام
    # Bu nefret sözlerini hepimiz duyduk, ama bir şeyi açıklığa kavuşturayım # Open Subtitles الكل منا سمع اسماء الكراهية تلك لكن دعوني افهم شيء جيداً
    Bugün büyük bir olayı kutladığınızı duyduk. Open Subtitles سمعنا بأنك ستحتفل .. . بمناسبة كبيرة اليوم
    Şimdi bu hikayeyi birçok kez duyduk, Galapagos adaları ve diğer yerlerin belirli bir özelliği yok. TED الآن هذه القصة، قد سمعناها مرات عديدة في غالاباغوس وأماكن أخرى، وبالتالي ليس هناك أي شيء استثنائي بخصوصها.
    Gizli ilişki kuranların, asıl ilişkilerinin ne kadar iyi olduğunu fark edip bu saçmalığa son verdiğiyle ilgili bir sürü hikaye duyduk. Open Subtitles لقد سمعت قصصا عن الشؤون حيث يدرك الناس عظمت العلاقة الأخرى المترتبة عليها هي وتنتهي من دون أي شخص يجري في حيرة.
    Halkınız ve Hathor adlı Goa'uld arasında olanları duyduk. Open Subtitles لقد علمنا ما حدث بين قومك و جواؤلد المسمي هاثور
    Aeétes ve Colchis'liler... Onları duyduk. Geliyorlar. Open Subtitles ايتيس و كوكليس لقد سمعناهم ونحن على السفينه , لابد انه قريبين
    Endişelenip içeri girmeyi düşündüm ki adamın gittiğini duyduk. Open Subtitles وكان مُخيفاً نوعاً ما. وكنتُ عازماً على الدخول إلى هناك، ولكن بعدها سمعتُ الرجل يُغادر.
    "Göze göz, dişe diş" dendiğini duyduk. Open Subtitles نسمعه يقول العين بالعين والسن بالسن

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more