| Yani diyorsun ki, seni duygusal açıdan tehlike arz etmeye zorlamalıyım? | Open Subtitles | إذن فأنت تخبرني أنني يجب أن أثيركما عاطفياً .. يا رجال؟ |
| Bunun iyi bir fikir olduğunu sanmıyorum. duygusal açıdan dengesiz gözüküyorsun. | Open Subtitles | لا أظن أن هذه فكرة صائبة فأنتِ تبدين غير مستقرةٍ عاطفياً |
| Uzun süreli bir ilişkiden çıktım duygusal açıdan nasıl davrandığımı bilmiyorum. | Open Subtitles | لقد خرجتُ لتويّ من علاقة طويلة ولا اعلم مالذي أفعله، عاطفياً |
| Kurbanlar dağılmış fiziksel, duygusal açıdan ve çoğunlukla suistimal eden kişiye dönmüşler. | Open Subtitles | الضحايا في حالة يرثى لها جسديا,عاطفيا و عادة ما يرجعون للمسيء لهن |
| Ne düşünüp yapacağımız bize öğretiliyor, ama duygusal açıdan yönetici biziz. | Open Subtitles | يتمتعليمناأفكارناوأفعالنا.. لكن عاطفيا نحن غير مسؤولين حقيقة |
| duygusal açıdan bütün hafta boyunca bunu kullandım, yani evet. | Open Subtitles | كنتُ أتعاطى عاطفيًا مع ذلك طوال الأسبوع، لذا نعم |
| duygusal açıdan ne derece git-gel yaşadığınızı tahmin bile edemiyorum. | Open Subtitles | لا استطيع أن اتخيل كيف أنت غير مستقرة عاطفياً الآن |
| İlk bir kaç hafta benim için, zihinsel, fiziksel ve duygusal açıdan çok zordu. | Open Subtitles | الأسابيع الأولى كانت صعبة علي جداً عقلياً ,نفسياً,عاطفياً |
| duygusal açıdan değil. | Open Subtitles | ليس عاطفياً ، بالطبع فقط ، نحن لا نستطيع أن نبعد أيدينا عن بعضنا البعض |
| Tohumlarını içime duygusal açıdan bana uzak bir annenin ektiği reddedilme korkusunu yenebilmek için. | Open Subtitles | تعلمت أنه حتى أغطي على خوفي من الرفض المستأصل عاطفياً بي من أم بعيده |
| Ya duygusal açıdan hoş bir film izlersiniz, ama cinsel ilişkiyi tamamen göremezsiniz, | Open Subtitles | تستطيع الحصول على فيلم ممتع عاطفياً ولكن عليك إيقافه قبل اكتماله أي قبل مشهد الممارسة الجنسية |
| Ya da hepsini görürsünüz fakat sonrasında duygusal açıdan ciddi bir moda geçemezsiniz | Open Subtitles | أو تستطيع رؤية الفيلم كاملاً ولكنك لا تستطيع حينها الاستمتاع عاطفياً بالحبكة |
| Kontrolcü ama sorunlu ve duygusal açıdan hazır olmayan erkeklere çekiliyorum. | Open Subtitles | أنا ألفت انتباه محبي السيطرة لكن الرجال المتضررين و الغير متاحين عاطفياً |
| 619 der ki; mevcut görev adına duygusal açıdan tehlike arz eden her komuta subayı, komuta görevinden istifa etmelidir. | Open Subtitles | ينص قانون 619 على أنه .. أي ضابط يقود سفينة وهو متأثر عاطفياً بالمهمة التي يقوم بها يجب أن يستقيل من القيادة |
| Evet. Fakat siz olaya duygusal açıdan bakıyorsunuz. Bu bizi zor duruma sokabilir. | Open Subtitles | أنتِ متورّطة عاطفياً ذلك يؤدّي إلى قرارات سيّئة |
| duygusal açıdan durağan ve her şeye karışıyorlar. | Open Subtitles | الرهينة ؟ في حالة مستقرة عاطفياً وعملياً |
| Aylar önce görüşmemeye yemin ettiğim, duygusal açıdan uygun olmayan bir erkekle görüşmek. | Open Subtitles | رؤية رجل متوفر عاطفيا كنت قد أقسم من قبل أشهر. |
| Partneri olan itaatkar kadın, sosyal açıdan garip biri, ortalama bir zekaya sahip ve duygusal açıdan dengesiz. | Open Subtitles | شريكته الأنثى الخاضعة ستكون مرتبكة اجتماعيا بذكاء متواضع و غير مستقرة عاطفيا |
| Yapabileceğim tek varsayım, eş değişme mevzusunun gündeme geldiği, ...babamınsa duygusal açıdan hazır olmadığı. | Open Subtitles | بإمكاني الإعتقاد أن موضوع تبادل الزوجات قد طُرح و أبي لم يشعر أنه عاطفيا جاهز للأمر |
| Size tek söyleyebileceğim oldukça dağınık, duygusal açıdan zengin ve dikkat çekici ölçüde idealist olduğu. | Open Subtitles | يمكنني أن أخبرك فقط بأنها غير منتظمه عاطفيا و كريمه و مثاليه بطريفه استثائيه |
| Sonunda tükenmemek için, fiziksel açıdan olan durumumuzu duygusal açıdan da yakalamak istiyorum. | Open Subtitles | فقط أردتنا أن نلحق عاطفيًا بحيث نحن جسديًا كي لا تنتهي علاقتنا. لن تنتهي. |
| Hiç birine sarılıp kalp atışlarını göğsünde hissederken o insanla duygusal açıdan bambaşka dünyalarda olduğunu düşündün mü? | Open Subtitles | هل احتضنت أحداً بين ذراعيك, وسمعت تنفسه على صدرك, وأنت تحسين بشعور ما... |