"duygusunu" - Translation from Turkish to Arabic

    • إحساس
        
    • الشعور
        
    • الأحساس
        
    • شعورها
        
    Britanya halkının güvenlik duygusunu derinden sarstı. Open Subtitles زعزعت إحساس المواطنين البريطانيين بالأمن
    Britanya halkının güvenlik duygusunu derinden sarstı. Open Subtitles زعزعت إحساس المواطنين البريطانيين بالأمن
    Kanada, Avustralya ve Yeni Zellanda'ya milli kimlik duygusunu kazandırdı. Open Subtitles أعطت إحساس الهوية الوطنية إلى كندا وأستراليا ونيوزيلندا
    ve ben de bir ebeveynim, bu endişe duygusunu anlıyorum. TED وأنا أيضًا من أولياء الأمور، أفهمُ هذا الشعور من القلق.
    Karşılaştığımız sorulardan bir tanesi şu, beyinde ödül duygusunu oluşturan sinyaller nelerdir? TED بداية حاولنا الاجابة على السؤال التالي ماهي الاشارات الكهربائية التي يولدها الدماغ من اجل الشعور بالانجاز
    Bana amacım varmış duygusunu verir ki şu an buna ihtiyacım var. Open Subtitles ذلك سوف يعطيني الأحساس بهدف يمكنني استخدامه
    suçluluk veya öfke veya kırgınlık gibi bunların hepsi aynı iyi hissetmeme duygusunu yaşatırlar. Open Subtitles إن كنت تسميها الإحساس بالذنب أو الغضب، أو الاِنحباط جميعها يتشابه شعورها إنها لا تشعر بالراحة
    "Ölmek üzereyim" ya da "Bu patlamada ölebilirim" duygusunu hissetmek gerçekten çok kortucu. TED إنه شئ مرعب أن تمر بهذا الإحساس إحساس "أنا على وشك الموت" أو "أنا سأموت في هذا الإنفجار."
    Yapay zekası olan bir avukat yardımcısı yaratmak istersem, ona biraz hukuk dağarcığı öğretirim, ama aynı zamanda hukukun bir parçası olan merhamet ve adalet duygusunu da aşılarım. TED إذا أردت إنشاء مساعد قانوني ذكي، سوف أعلمه بعض قواعد القانون ولكن بنفس الوقت أقوم بتمرير إحساس الرحمة والعدل المتعلق بهذا القانون.
    Acıma duygusunu boğacak işkence alışkanlığı ve kanına kan isteyen Sezar'ın ruhu alıp cehennemden alev alev gelen azgın öç tanrıçası Ate'yi yanına "Öldürün!" diye bağıracak her yanda o haşmetli kral sesiyle ve salacak savaş köpeklerini ortalığa sarsın diye dünyayı bu pis cinayetin kokusu inim inim mezar dilenen insan cesetleriyle birlikte. Open Subtitles كل إحساس بالشفقة سيختفي وأما روح (قيصر).. ستحوم في الأرجاء تطلب الثأر، مع آلهة ال "آيتي" بجواره قادمة من الجحيم..
    Führer tüm gerçeklik duygusunu kaybetti. Open Subtitles الفوهرر فقد كلّ إحساس بالواقع
    Führer tüm gerçeklik duygusunu kaybetti. Open Subtitles الفوهرر فقد كلّ إحساس بالواقع
    Bu ardından sanki aynı şeyleri tekrar yaşıyorlar gibi aynı panik ve acizlik duygusunu uyandırabilir. TED ثم تثير نفس الشعور بالذعر والعجز كما لو أنهم يعيشون الصدمة مرة أخرى.
    Ama insanlara umut duygusunu verdiğiniz zaman, mutlak imkansızlığı eritmeye başlıyorsunuz. TED لكن حينما تمنح الناس الشعور بالأمل، فإنك تذيب إحساسهم المطلق باستحالة الامر.
    Umut ki bizim, yani Aaron’un arkadaşlarının, onun bu duygusunu kaybetmesine izin vererek başarısızlığa uğrattığımız tek şey. TED والأمل هو الشئ الوحيد بالنسبة لنا، أصدقاء آرون، الذي خذلناه فيه،لأننا تركناه يفقد ذلك الشعور بالأمل.
    Psikolog Pauline Rose Clance, bu güvensizlik duygusunu ilk araştıran kişiydi. TED كانت أخصائية علم النفس بولين روز كلانس أول من درس هذا الشعور غير المبرر بانعدام الأمن.
    Motosikletimi seviyorum, motosiklette olma duygusunu seviyorum. Open Subtitles أحب دراجتي أحب الأحساس عندما أكون فوق الدراجة
    O sadakât duygusunu bulamıyorum. Tamam. Open Subtitles لايمكننى الأحساس بالتودد
    Ya da ameliyat masasında hastasını kaybedip, suçluluk duygusunu atmaya çalışan biri mi ? Open Subtitles أم أنها تعمل على التخلص من شعورها بالذنب بعد قتلها لمريضة على طاولة العمليات؟
    duygusunu açığa çıkarıyor. Open Subtitles إنها تعبّر عن شعورها

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more