"duymadığını" - Translation from Turkish to Arabic

    • يسمع
        
    • لاتسمع
        
    Bay Bancroft bu konuda büyük oğlundan herhangi bir şey duymadığını söyledi. Open Subtitles السيد بانكروفت قال انه لم يسمع من ابنه فيما يتعلق بهذا الموضوع
    Bazen geceleri ağladığını duyarım. Kimsenin onu duymadığını düşündüğü zamanlarda. Open Subtitles أحياناً أسمعها تبكي بالليل عندما تظنّ أنّ لا أحد يسمع
    Yandaki daire boş ama koridorun sonundaki adam bir şey duymadığını söylüyor. Open Subtitles الشقة المجاورة شاغرة لكن الرجل المتواجد بالقاعة قائلًا أنه لم يسمع شيئاً
    Kokainiyle oynadığını duymadığını mı sanıyorsun? Open Subtitles هل تعتقد أنه لم يسمع عن تلاعبك بالكوكائين
    Eskisi gibi duymadığını söylemiştin. Open Subtitles كنت دئما تخبرنى انك لاتسمع جيدا مثل السابق
    Kral, daha önce böyle eşsiz ve güzel bir materyal duymadığını itiraf etmiş. Open Subtitles وأعترف الملك بأنه لم يسمع عن هذا من قبل أبداً عن هذه المادة الفريدة والجيدة
    Belki etraftakilere sorup başkalarının bunu duyup duymadığını öğrenmelisin. Open Subtitles ربما يجب أن نسأل حول ونرى ما اذا كان أي شخص آخر أن يسمع.
    Evet ve sokaktan uzak olması neden kimsenin bir ses duymadığını açıklar. Open Subtitles أجل، والمسافة عن الشارع تفسر لم لم يسمع أحد طلقة نارية
    Bay Stackhouse bunu hiç duymadığını söyledi. Open Subtitles الأن سيد ستاكهاوس أخبرني لم يسمع عنه لكن أحرزي ماذا؟
    İşte bakın, işin karıştığı yer burası, çünkü arkadaşları oradaki nezareti aradığında şerif yardımcısı onları hiç duymadığını söylemiş. Open Subtitles أترى، هنا تكمن المشكلة لأنه عندما قام أصدقاؤهم بالاتصال بالسجن قال المناوب أنه لم يسمع بهم أبداً
    Herhangi bir sorun ya da tehdit duymadığını söyledi. Open Subtitles قال أنه لم يسمع قط عن أية مشاكل أو تهديدات
    Tetch bize, Doktor Naylor ve Emil Kurtz'ü, arkadaşı Bay King tarafından katil olarak kiralamasından önce hiç duymadığını söyledi. Open Subtitles قال لنا تيتش بانه لم يسمع من قبل بـ د.نيلر او بـ ايميل كرتز، قبل ان يقوم السيد ملك باستئجاره لقتلهم
    Oğlunun neden onu duymadığını anlayamıyor. Open Subtitles هو لايفهم لماذا أبنه لايستطيع ان يسمع
    Bu da neden kimsenin bir şey duymadığını açıklar. Open Subtitles الأمر الذي يفسر لماذا لا أحد يسمع.
    Adamım Southie hiçbir şey duymadığını söyledi. Open Subtitles رجلي في الشمال يقول نه لا يسمع أي شيء
    Şimdiye kadar adamı hiç duymadığını söylemiş. Open Subtitles وقال أنه لم يسمع بهذا الرجل كذلك.
    Debra Salvo'nun kardeşi de duymadığını söyledi. Open Subtitles يقول شقيق "ديبرا سالفول" قال انه لم يسمع عنها شيء
    Herkes James Ferris'i hiç mi hiç duymadığını söyledi. Open Subtitles الكل قال أنه لم يسمع عن الرجل
    Bütün gece tellere takılı kalan Taylor'ın çığlıklarını neden kimsenin duymadığını biliyorum. Open Subtitles أعرف لمَ لم يسمع أحد (تايلر) و هي تصرخ عندما كانت على السلك في تلك الليلة
    Ama bu neden farklı bir ses duymadığını açıklamaz. Open Subtitles ولكن هذا لايفسر لماذا لاتسمع صوت آخر
    Ama bu neden farklı bir ses duymadığını açıklamaz. Open Subtitles ولكن هذا لايفسر لماذا لاتسمع صوت آخر

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more