"eğik" - Translation from Turkish to Arabic

    • المائلة
        
    • مائل
        
    • منخفض
        
    • منخفضا
        
    • مائلاً
        
    • منخفضة وبشجاعة
        
    • يلتو
        
    • وأحنى
        
    • إلتوى
        
    eğik masa testi ile kalp atımındaki değişimi gözleyebiliriz. Open Subtitles نقوم بفحص الطاولة المائلة و نرى كيف يستجيب معدل نبض قلبه
    Eğer hastada normal basınçlı hidrosefali varsa eğik masa testi onu komaya sokacaktır. Open Subtitles حسنا ان كان يعاني من استسقاء ضغط طبيعي فحص الطاولة المائلة قد يضعه في غيبوبة
    Bu birinin çıkıp Dünya'yı eğik eksenli, kendi etrafında ve Güneş etrafında dönen bir gezegen olarak hayal etmesinden çok önceydi. Open Subtitles كان هذا قبل وقتٍ طويل من تخيُّل أي شخصٍ أنَّ الأرض كوكب يلفُّ حول نفسه بمحور مائل في مدارٍ حول الشمس
    eğik bir uçağa doğru çıkmalarını istiyorsun, yuvarlanıveriyorlar. TED وعندما تجعلونهم يمشون على سطح مائل يسقطون للخلف.
    Başınızı eğik tutun. Birazdan size bakacağız. Open Subtitles فقط أبقي رأسك منخفض سَنَكُونُ مَعك قريباً
    Başını eğik tut ve yere bak. Open Subtitles ابقي رأسـك منخفضا واستمري بالنظر الى الارض
    Kafası eğik vaziyette ortalıkta dolanıyordu. Open Subtitles كان يمشي و رأسه مائلاً
    Başım eğik, son sürat. Open Subtitles رأسي منخفضة وبشجاعة
    eğik filan değil. Open Subtitles لم يلتو شيئاً
    Yerleri temiz ve başımı eğik tuttuğum sürece beni sınırdışı etmeleri için neden yok. Open Subtitles طالما أحافظ على أرضيتى نظيفة وأحنى رأسى ليس لديهم حجة لترحيلى
    İstemedim. Sizden eğik masa testi yapmanızı istedim. Open Subtitles لم ارد ذلك اردتكم ان تقومواباختبار الطاولة المائلة
    Park'ın eğik masa testi yapmak istediğini biliyordum. Open Subtitles اعرف ان بارك ارادت ان تقوم بفحص الطاولة المائلة
    Dış karının eğik kaslarını delen bir kesik. Open Subtitles حسنا .. أنه تمزق منفرد مخترقا العضلة المائلة الخارجية للبطن
    Bu birinin çıkıp Dünya'yı eğik eksenli, kendi etrafında ve Güneş etrafında dönen bir gezegen olarak hayal etmesinden çok önceydi. Open Subtitles كان ذلك قبل أن يتخيل أي أحد بأن الأرض مجرد كوكب يدور حول محور مائل على نفسه ويدور حول الشمس
    Derdi ki, "O kule 800 yıldır eğik duruyor ne kadar yorulmuştur, düşünebiliyor musun?" Open Subtitles قال إنّه مائل لمدة 800 عام. هل تستطيع أنْ تتخيل كم هو متـــــعب ذلك البرج؟
    Mevsimler için şimdiki açıklamamız, dünya eksenin eğik olması ve böylece her yarı kürenin senenin yarısı güneşe doğru dönmesi. TED حالياً، تفسيرنا لظاهرة الطقوس هو أن محور الأرض مائل هكذا بحيث أن كل نصف كرة يكون مائل باتجاه الشمس لمدة نصف سنة وبعيداً عنها لنصف السنة الثاني
    Alüminyum gövde daha koyu, ...ön cam daha basık ve abartı şekilde eğik. Open Subtitles البدن من الألمنيوم الصلب الزجاج الأمامي منخفض وحاد اكثر
    "Bir şey deme." "Kafanı eğik tut." Open Subtitles و المحامي يقول لا تتكلم وإبقي رأسك منخفض
    Neden başın aşağı eğik? Open Subtitles لماذا رأسك منخفض إلى الأسفل؟
    Kafanı eğik tut. Open Subtitles أبق رأسك منخفضا
    Pek eğik değil şu an. Open Subtitles إنه ليس مائلاً بعد الآن
    Başım eğik, son sürat. Open Subtitles رأسي منخفضة وبشجاعة
    eğik filan değil. Open Subtitles لم يلتو شيئاً
    Yerleri temiz ve başımı eğik tuttuğum sürece beni sınırdışı etmeleri için neden yok. Open Subtitles طالما أحافظ على أرضيتى نظيفة وأحنى رأسى ليس لديهم حجة لترحيلى
    Bir bakayım dedim. eğik olmasın. Open Subtitles كنت أنوي أن أتفحصها لك ربما إلتوى بها شيء

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more